Şok

61 1 0
                                    

Fotoğraf Yalın,iyi okumalar :)
"Abin buna kızmaz mı?" diye sordu Yalın. İlişkimizi kastediyordu. Kaşlarımı kaldırdım.
"Sence kızılacak halde miyim?"
"Verda,benimle olduğun sürece olumsuzlukları bir kenara bırak. Bunları duymak istemiyorum. İyileşeceksin. Anlaştık mı?" başımı salladım.
"Anlaşıldı." ellerimi avcuna aldı. O sırada içeri Ege girdi. Panikle ellerimi çektim.
"Sorun yok." Ege gülümsedi. ''Sohbetinizi böldüğüm için üzgünüm." imalı bir şekilde güldü. Hayal de buna güldü. Ege başını birkaç saniyeliğine çevirip ona baktı ve gülümseyip döndü. "Eve gitmeliyiz." dediğinde Yalın benden önce davranarak yataktan inmeme yardım etti.
"Yarın görüşürüz o zaman." dedi.
"Yarın hastane günü. Üzgünüm." dedim ellerimi iki yana açarak. Hastane vaktimi alıyordu. Ama buna bağlıydım. Başka bir hayatım yoktu.
''Ne oldu nişanlı değil miymiş?" dedi Ege giderken.
"Hayır." diyip sırıttım.
"Seni uzun süredir gülerken görmüyordum."
"Abartma. O kadar da değil."
"Hayır. O kadardı."
"Abii!" sitemle bağırdım.
"Ne var? Mutlu olman hoşuma gidiyor Verda. Biraz uğraşıyorum o kadar."
''Biliyorum. Kızmıyorum zaten." gülümsedim. Her zaman iyiliğimi istemişti.
"Ama onun nasıl biri olduğunu bilmeliyim. Ve bu konuda ciddiyim. Ama işten vakit olmuyor ki işte." dudağının sağ tarafını içe doğru kıvırdı.
"Hastanede konuşursunuz o zaman. Olmaz mı?''
"Olabilir." dedi ciddi bir ifadeyle.
"Anlaştık o zaman. Bir de babama söylemesen?" diye sordum.
"Abiyle pazarlık demek?" diyip güldü.
"Sana kek yaparım." dedim.
"Bir de rüşvet he? Şimdi çizgiyi aştın işte."
"Lütfen abicim." iki elimi birleştirip ona baktım.
"Tamam söylemem." bana hiç kıyamazdı ki işte.
"Aslan abim benim!"
"Kekimi isterim ama." güldüm.
"Sözüm söz maviş." elimi asker selamı yaparcasına alnıma götürdüm. Bunun üzerine Ege güldü.
"Hayat dolusun Verda. Bunu nasıl başarıyorsun? Benim her gün enerjim tükeniyor."
"Sevdiklerimden güç alıyorum sanırım." dedim. Gülümseyerek omzumu sıktı.
"Artık senin de birini bulmanın zamanı geldi." dedim.
"Verda!"
"Yalan mı? Herkes hayatında biri olsun ister. Hiç aşık olmak istemiyor musun?"
"Aşk bana göre değil. Aşk emek gerektiriyor. Benim buna harcayacak vaktim yok."
"Hadi ama! Sanki bütün doktorlar yalnız insanlar. Abartıyorsun."
"Abartmıyorum."
"Bu kadar büyük konuştuğun için başına böyle büyük bir aşk gelecek. O zaman da bütün bu laflarını sana tek tek hatırlatacak bir Verda olacak."
"Ben ve aşık olmak çok uzak kardeşim.'' dedi. Çok komik bir şey söylüyormuş gibi kahkaha attım. Ege'nin her şeyden kendini soyutlaması beni üzüyordu aslında. Normal bir hayatı olsun istiyordum. Ben bile bu durumda bir ilişkiye başlamıştım. Oysa arkadaşlarıyla bile birlikte takılmıyordu. Farkında olmadan derin bir iç çekip tekrar düşüncelerime odaklandım. Keşke onu bu durumdan çıkarmanın bir yolu olsaydı.
//Hayat yoğun bir şekilde ilerlerken bazen herkesin kafa dinleyecek bir vakte ihtiyacı oluyordu. Ya da sığınacak birine. Ege'nin de son günlerde kabul etmek istemese de sıkıntıları çoğalmıştı. Bunlardan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Düşüncelerle dolu kafasına daha da fazla düşünce yüklenince yorgun düşüyordu. İşte bu halde Verda'nın kaldığı odaya girdi. Verda içeride değildi. Oda arkadaşı Hayal oradaydı.
"Merhaba."
"Şey Verda doktorlaydı." dedi Hayal kısık sesle. Ege başını anladığını belirtmek için sallayıp oradaki sandalyeye oturdu. İlk defa bu kadar uzun ve yakından incelemişti kızı. Tepeden tırnağa süzdü. İnce ve narin bir yapısı vardı. Çok uzun olamazdı. Ama minyon ve tatlı tiplerdendi. Hoş ve güzel denebilecek bir suratı,omuzlarına dökülen açık kahve dalgalı saçları vardı. Gözleri bambaşkaydı. Sanki birden fazla duyguyu barındırıyordu içinde o yeşil gözler. Ege tekrar ona bakarken kız da ona baktı ve gözleri buluştu. Ege gülümserken o utançla eğdi başını.
"Hayat bazen sana da çok sıkıcı geliyor mu? Milyonlarca sıkıntı ve uğraşla dolu. Bazen her şeyi bırakıp kaçmak istiyorum.''
"Verda'yı bırakmış olmaz mısın o zaman? Tedavisi yarım kalır." gözlerini devirdi ve karşılık verdi.
"Zaten benim yaptığım bir şey yok. Uygun ilik bulabilsem iyileştirebilirim anca."
"Hiç mi yolu yok?" Hayal'in sesi içtendi. Çünkü artık Verda'yı yakın arkadaşı olarak benimsemişti. Ege sadece kafasını salladı.
"Bazen bazı şeyleri kenara atmak gerekir. Senin de canını sıkmayayım. Hadi başka şeylerden konuşalım." dedi Ege.
"Ne gibi?" gülümserken önüne düşen saçı eliyle arkaya itti.
"Bana kendinden bahset.'' arkasına yaslanıp gülümsedi. Hayal ise heycanlandı. Ama sakin gözükmeye çalıştı. "Pek fazla bir şey yok."
"Hadi ama. Herkesin önemli özellikleri vardır. Sende neler var bakalım?" dinlemek istercesine bakıyordu. İlk defa bir erkekle konuşmak bu kadar rahat gelmişti Hayal'e.
"İşte bu kadar sıradışı olaya rağmen sıradan biriyim. Eziğin biriyim. Kendine güveni olmayan,cesaretsiz."
"Bunları söylemek cesaret ister. Ayrıca ben de bir eziğimdir." dedi Ege parmağını ona doğru işaret ederken. Hayal bir kahkaha attı.
"Sen mi? Hiç sanmıyorum."
"Nedenmiş? Doktorlar ezik olamaz diye bir kural mı var?" dudağının kenarı kıvrıldı.
"Hayır. Bunun için fazla karizmatiksin." içinden geçeni bir anda tereddütsüz söylemişti. Ege duyduğu karşısında nedense mutlu oldu ve durumu toparlamak adına karşılık verdi.
"Senin gibi güzel bir kızın da kendine güvenmemesi inandırıcı değil." Hayal'in dudakları yavaşça hoş bir gülümseme halini aldı. Hayatında kimse ona böyle şeyler söylememişti. Sadece arkadaş da olacak olsalar onu istedi o an. Her şeyden çok hem de. Ege de ilk defa kendini bir kıza yakın buluyordu.
"Benim pek fazla arkadaşım yok biliyor musun?" Ege bunu gülerek söyledi.
"Benim de. Yani belli oluyordur."
"Ama şimdi bir tane oldu diyebilir miyiz?" Ege ona yaklaşıp başını kaldırdı. Suratı o kadar muntazam ve hoş gözüküyordu ki Hayal nefessiz kalıp öleceğini düşündü. Sırtından terler boşalırken kafasını onaylarcasına salladı.//

Umrumda DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin