Mirandan:
Reyyanı merak ediyordum beni yanlış anlamıştı...
O selin malı beni zorla öpmüştü...
Haber alamıyordum en sonunda şadoğlu konağına gitmeye karar vermiştim ve gittim...
Kapıyı Melike açtı...
Melike: buyrun
Miran: ben Reyyan hanıma bakmıştım çağıra bilir misiniz
Melike: olsaydı çağırırdım ama yok gittiler
Miran: nereye gittiler
Melike: İstanbul'a
Miran: tamam teşekkürler
Arabama bindim...
Direksiyona vurdum...
Miran: offff allahım offf neden gittin ya neden
Hemen konağa gittim...
Azize: torunum Gönül gelicek biliyorsun değil mi
Miran: o ne Zaman gelicek
Azize: 2 gün sonra
Miran: babaanne arasa söyle İstanbul'a gidiyoruz gönülü biz alıcağız ama ona söyleme
Azize: tamam torunum
Elif: abi bende gelsem
Miran: ne gerek var
Elif: ne olur abim
Miran: tamam
Amacım gönülü almak değildi reyyanı bulmaktı...
Reyyandan:
Aşağıda hepsi eğleniyordu ama eğlenme isteğim yoktu...
Toparlanmam lazımdı...
İstanbul'un eşsiz manzarasını izlemek için en üst kata çıkmıştım Buradan o kadar güzel duruyordu ki İstanbul kocaman şehir ayaklarımın altına seriliydi...
Reyyan: Canim acıyor İstanbul bana bunu nasıl yaptı hala anlamıyorum o değil miydi Sevgisini haykıran o değil miydi seni seviyorum diyen
Midyata haykırmıştım şimdi ise İstanbul'a haykırıyorum
Reyyan: ben sevdim onu gerçekten çok sevdim...
Ama anladım ki sevgime değmezmiş
Miran: öyle mi düşünüyorsun
Reyyan: senin burda ne işin var
Miran: sana geldim...
Reyyan: istemiyorum seni git burdan
Miran: gitmeyeceğim
Reyyan: o zaman ben giderim
Tam gidiyordum yanından geçerken kolumu tuttu...
Mirandan:
Kolundan tuttum kokusunu içime çektim...
Huzur kokuyordu...
Reyyan: bırak beni
Miran: bırakamam
Reyyan: bırak
Miran: bi dinle beni
Reyyan: neyi dinleyeyim ya hangi yalanını
Yüzüne baktım şu 2 günde o da benim gibi bitmiş bir haldeydi...
Ağlıyordu miran ilk defa benim karşımda ağlıyordu...
Miran: gerçekleri anlatıcam yalan yok
Reyyan: dinliyorum anlat çok merak ettim beni kandırdığından başla ama
Miran: ben seni kandırmadım hala çok seviyorum
Reyyan: hehe seviyorsun o yüzden başka kızları öptün değil mi
Miran: ben öpmedim gerçekten ben öpmedim ben sadece konuşuyordum...
O beni öptü...
Reyyan: çalışanınla aşk yaşıyorsan bana niye seni seviyorum diyorsun
Miran: o benim çalışanım değil bana takık olan biri selin
Reyyan: sana nasıl inanayım
Miran: inanmak zorundasın ben ben sana asla ihanet etmem ben seni çok seviyorum
Reyyan: zorunda falan değilim
Miran: kanıtlayacağım sana gel arasa sor tanır Selin'i bilir
Reyyan: senin en yakın arkadaşına sormamı mı bekliyorsun...
Miran: gel gönüle sor o zaman
Evet gönüle inanırdım çünkü ona çok güveniyordum...
Reyyan: artık bırak kolumu
Bıraktı...
Gönülü arıyordu...
Gönül: ne var miran
Miran: çabuk Selin'i anlat
Gönül: hangi Selin'i
Miran: kaç tane Selin var gerizekalı
Gönül: heee sana takık olan Selin mi
Miran: evet
Gönül: o kız sana kafayı takmış miran da Miran başka bir şey demiyor...
Miran: tamam kapa
Telefonu kapattı...
Miran: duydun mu
Reyyan: duydum
Miran: ben seni çok seviyorum ve senden hiç bir zaman vazgeçmem anladın mı???
Reyyan: bende seni çok seviyorum
Aşağıda çalan müzik sesleri geliyordu...
(Mazhar Alanson yandım)
Miran: benimle dans eder misin
Reyyan: tabi ki
Onun kollarında dans ediyordum...
Reyyan: özledim seni düştüm yollara açtım gönlümü rüzgarına bir hayal sanki bir macera yıkıldım kelimeler paramparça...
Miran: yandım yandım ah kine yandım bana yeniden şarkılar söyleten kadın baka baka doyamadım hem kokladım da sarhoşluğun geçmedi hala içimde sevdan
Reyyan: hala hoş bir havan var ne güzel adın bir çizik attım gönlüme kanattın...
Alnımı miranın alnına yasladım...
Miran: bana yeniden şarkılar söyleten kadın...
Reyyan: hep böyle kalalım
Miran: seni hiç bırakmayacağım
Sonunda barıştılar...
Hahaha