bölüm 4

109 12 6
                                    

Saat 06:30...

Telefon çalıyor.Ama kadir bir türlü uyanamıyordu.Alt ranzadan gelen bağırma sesiyle sıçradı.

"Kapat şu nalet olası telefonunu.Senın yüzünden uyanmak zorunda mıyız?"

Kadir haksız olduğunu bildiğinden sesini çıkarmadı.Hem emreyi severdi.Emrenın de uykuyu ne kadar çok sevdiğini bilirdi.Telefonu sessize aldıktan sonra öylece yatakta istemsizce tavana bakıyordu.Hala görmüş olduğu rüyanın etkisindeydi.İçinden bir ses "şu ranzadan in ve duşunu al.Daha sonra kahvaltını yap ve okuluna git" diyordu.Yapması gerektiğini biliyordu ama yapamıyordu.Yorganı kaldıracağı anda ne kadar üşeceyeceğini tahmin ediyordu.Ama yatağın içi sıcacıktı ve bu ona daha cazip geldi.Gözleri yavaşça kapanmaya başladı.Açmak için direniyor  göz kapaklarına yenik düşüyordu."Tanrım uyandıktan sonra tekrar yatmak ne muhteşem"diye geçirdi içinden.

Saat 09:10...

Telefon titriyor.Bir gözünü açarak telefona baktığında arayanın ceylan olduğunu gördü.

"Efendım aşkım?"

"Aşkım nasılsın? Sesin uykulu geliyor okulda değil misin?"

"Bugün canım gitmek istemedi"

"Ooo beyfendinin keyfıne bakın.Oraya okumaya gittiğini sanıyordum"

"..."

"Neyse kay kenera yanına geliyorum"

"Gel sevgilim kaydım"

Bir an gerçekten yanına geleceğini hayal etti.Ne güzel olurdu.Sımsıkı sarılıp kokusunu içine çekmeyi çok istiyordu.Aynı şekilde ceylanda aynı şeyleri düşünüyor olsa gerek içten gelen bir off çekmişti.

"Sana birşey söylemem gerek"

Kadirin uykusu biraz açılmıştı.Artık iki gözünü de açabiliyordu.

"Seni dinliyorum yağmur damlam"

"Şeyyy ben geciktim"

"Nereye geciktin.Gitmedın mı işe?"

"Ya hayır öyle değil be regl olmadım gecikti"

"Belki de davetiye bekliyordur"

Kadir gecikmenın ne anlama  geldiğini bilmediğinden espiri yapmak istedi.

"Bırak şakayı içime boşalmadın değil mi sen?"

Bu kadiri utandırmıştı biraz.

"Hayır tabiki de" İçine korku düştü.Ya boşaldıysa?Ya hamile kaldıysa? "Güne harika bir başlangıç" diyerek duvara yumruk attı.Çıkan sesten sonra hemen başını ranzadan aşağıya sarkıttı.Odadakilerin uyanmasından korkuyordu.Ama kimse yoktu okula gitmişlerdi.

"Aloo,alooooo"

"Burdayım burda sen şimdi hamile olabilirim mi diyorsun?"

"Bilmiyorum bugün hastaneye gideceğim sana haber veririm.Kapatmam lazım seni seviyorum sevgilim"

"Bende seni seviyorum"

Kadir, yarı korku yarı heycanlı şekildeydi."Şimdi babamı olacağım ben" diye düşündü.Bir an kendisini baba olarak hayal etti.muhteşem duyguydu.Heycanı iki katına çıktı.Hemen bir sigara yakmak istedi.Ama çakmağını bulamadı.

"Nalet olsun bu yurtta da çakmak sürekli kayboluyor" Hemen yan odadan çakmak istedi ve çakmak isterken gözleriyle herkese baba oluyorum ben demek istedi.Kimse birşey anlamadı.Sigarayı içine çekerken gece gördüğü rüya aklına geldi.Rüyada etkilendiği kız net şekilde gözünün önüne geldi.Bu onu derinden heycanlandırdı." Ne kızdı ama" diye iç geçirdi.

...Kadirin günleri okula gidip gelmekle geçiyor.Ceylanla mesaj ve görüntülü konusmayla özlem gideriyordu.Bu sırada şehri iyice öğrenmiş birçok arkadaş edinmişti.Arkadaşlarının bazıları evde kalıyordu ve öğrenci evini ilk defa yaşayarak gördü.Ev, "beni temizle" diye çığlık atıyordu.Ama herkes pislik içinde yaşamaktan memnundu.Kadir en çok denizi özlemişti.Kendi şehrinde ne zaman canı sıkılsa ya da içini dökmeye gerek duysa denize koşardı.Deniz,sırdaşı gibiydi.Denize bakıp uzaklara dalmak ona huzur verirdi.Bu şehirde ise deniz yoktu ve yokluğu çok belli oluyordu. Yurda gideceği sırada yeni tanıştığı biriyle karşılaştı.ayak üstü konuşurken çocuk kadire "hadi gel bi çay içelim hem derin sohbetlere girmiş oluruz"dedi. Çocuk, siyah deri çeket,kot pantolon giymişti.Bilekliklere meraklıydı sanırım iki koluda bileklikle doluydu.Bileklikler kadirinde hoşuna gitmişti. Çocuk sosyalistti ve kadiri de kendi taraflarına çekmek istiyordu bunun içindi çay daveti. Kabul etti ve en yakın cafeye geçtiler.

Daha önce buraya gelmemişti.Gelmediği içinde hiçte pişmanlık duymadı.Çok küçük bir yerdi.Boğuluyor gibi hissetti.Nargile içenler çoktu ve kokuları birbirlerine karışmıştı.Yeni koku kadirin midesini bulandırmıştı.Çocuk eliyle garsona iki çay işareti yaptı.Garson arkadaşıydı sanırım  öyle hissetmişti.Bu da ney böyle bardaklar çok kirli hiç mi yıkamazlar bunları.Midesi altüst olmuştu.İçmedi çayını,öldürseler de içmezdi.Çocuk nasıl konusmaya gireceğini bilmiyordu bişeyler geveleyerek konusmaya başladı.

"Ülke nereye gidiyor kadir böyle herşey altüst"

Kadir de gidişattan endişeliydi.Ülkenin başında olan partiden memnun değildi. Evet haklısın der gibi başını salladı.

"Nerelisin?"

"....... yaşıyorum"

"Yaşadığın yeri sormuyorum aslen nerelesin? kökeniniz neresi?"

"Dersim"

Çocuğun yüzü güldü.Dersimin yarısından çoğu sosyalistti.

"Çok iyimiş alevisin o zaman"

"Ne önemi var alevi ya da başka birşey hepimiz insanız"

Böyle şeylerden nefret ederdi.İnsanları mezhepe ayıran zihniyete okkalı bir küfür salladı.

"Evet orası öyle güzel düşünüyorsun ama ülkenın yarısından çoğu cahildir ve ayrımcılığı severler bunu sakın unutma"

Kadir dışarıyı izliyordu.Öyle dalmış gitmişti.O sırada dışardan geçen birine gözü takıldı.

Olamaz bu imkansız! Hayır hayır mümkün değil! Nasıl olur ya! Evet bu o.Kesinlikle!

Rüyasında gördüğü kız şimdi gözlerinin önünden geçmişti.Kadir şoktaydı.Çocuğun dürtmesiyle kendıne geldi ve o sersemlikle soğumuş olan çayı kafaya dikti.Bardağa tekrar baktından sonra yüzünü buruşturdu.Kalbi çok hızlı atıyordu.Rüyada gördüğü kız gerçekti ve aynı şehirdeydiler.İnanamıyordu ama gerçekti...

(Yorumlarınızı,eleştirilerinizi bekliyorum dostlarım.İlgi görürse yeni bölüm gelecektir.Esenle kalınız :) )

ÜNİVERSİTE AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin