FİNAL
Leyla, esnafın toplayıp verdiği para ile bir hafta on gün geçinmişti. Harun'un bir kenara koyduğu paradan harcamaya başlamıştı. Bu para da en fazla bir ay yeterdi kendilerine. En idareli biçimde harcamaya çalışıyordu ama yine de işte en fazla bir ay yetebilecek gibiydi para.
Tekrar İsmail'i görmeye gitmeye karar verdi. Kahveden çağırttı yine ve konuştu, anlattı olanı biteni utanarak. İsmail babacan, ağabey gibi bir tavır aldı kendisine karşı ve:
-Canın sağ olsun yenge, para yine kazanılır, diyerek eline bu sefer daha az bir miktar, dört yüz lira koyuverdi.
Leyla'nın içi sevinçle dolu ve bu sefer parasını çantasının en gizli yerine koyup sıkı sıkı yapışarak markete doğru gitti.
Ertesi hafta görüş gününde eşini görmeye giderken yolda İsmail denk geldi ve:
-Nereye leyla Yenge?
-Harun'a
-Beraber gidelim o zaman, hazır rastlamışken, dedi İsmail ve Leyla'nın bir şey demesine fırsat vermeden çevirdiği bir taksiye kadını bindirip kendisi de öne oturuverdi.
Harun her ikisini karşısında görünce sevindi:
-Vay benim dostuma diyerek sevinçle sarıldı İsmail'e.
İsmail de Harun'a pek moral verecek sözler edip sarıldı. Babacan babacan konuştu. Harun; İsmail'e:
-Sana da yük oluyor Leyla, çocuklar, buradan çıkar çıkmaz hepsini ödeyeceğim sana, dedi.
-Yok canım senin ödemene gerek yok, Leyla Yenge çalışır, öder.
Harun birden bu lafla afalladı. Hayır, senin ödemene gerek yok. Ne demek o? gibisinden bir laf bekliyorken" Leyla Yenge çalışır öder" lafını duymak tabi ki onu şok etmişti.
-Leyla nasıl ödeyecek, elinden bir iş gelmez, bulduğu işten kazanacağı ne olur ki, ancak kendi boğazlarına yeter kazançları.
-İşi ben bulacağım ona.
-Sahi mi, nasıl bir bulacaksın, düşündün mü bir şeyler?
-Evet, çoluğunun çocuğunun başından ayrılmadan yapacağı bir iş lazım ona.
Bu laf Harun'u pek memnun etti çünkü kendisi de karısının çalışması gerektiğini geçen ziyaretinde zaten ona söyleyerek bu günlere onu hazırlamıştı kısmen. Hele hele evinden çalışması ne kadar iyi olurdu.
-Doğru söylüyorsun, evde yapacağı bir iş çok iyi olur. Ama nasıl bir iş ki bu?
-Kocası olmayınca hayat zorlaşacak Leyla yenge için. Onun bu yükünü azaltacak adamlara ihtiyaç var. Ben adamları bulacağım. leyla Yenge de çalışmayı yapacak. Hepsi bu.
Harun, akıllı Harun, İsmail kadar akıllı olmasa da en azından ismail'in ne demek istediğini anlayabilecek kadar akıllı Harun. Sonunda nasıl bir iş bulunacağını anladı Leyla'sına. Bir zamanlar kendisinin Asiye Abla'sına bulduğu adamlara Asiye Abla'nın da adamlar için çalıştığı gibi bir işti bu...
Başı omzu üzerindeki diriliğini kaybetti, omuzları kalkıklığını yitirdi, yüzü gerildi, kaşlar çatıldı Harun'da.
-Peki, diyebildi sadece. İyi adamlar olsun buldukların. Leyla narin, baş edemez kimselerle. Çalışamaz başkaları gibi.
-Merak etme sen, derken Leyla yengesine baktı göz ucu ile. Kadın konuşulanları sessiz sessiz dinliyor, bir şey demiyordu. Besbelli ki kaderin bu cilvesine "evet" demekten başka bir çaresinin olmadığını düşünüyordu. Asiye Abla'sının durumuna düşmüştü şimdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/119130156-288-k742300.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Asiye! Değer mi bunca eziyete!
KurzgeschichtenEşi tarafından para karşılığı başka erkeklerle beraber olmaya zorlanan bir kadının hayat mücadelesi ve bulunduğu şartlardan kurtuluşu anlatılır.