Hayatımda ilk defa uçağa Yeni Zelanda'dan Güney Kore'ye giderken binmiştim. Uçan koyuna benzettiğim bulutlar şimdi çok yakınımızdaydı ve ben sanki elimi uzatsam onları tutabilecek gibi hissediyordum. Minicik uçak penceresinden yolculuk bitene kadar vaktimin çoğunu bulutları izleyerek geçirmiştim. Rüya gibi gelmişti bana o zamanlar tüm bu yaşadıklarım. Arada yaz geldiği için soğuk ülkelerden sıcak bölgelere göç eden leyleklerde bana katılıyordu. Uzun gagalarıyla âdeta bulutları delip geçen bu beyaz tüylü yaratıklar o an gözüme çok asil gözükmüştü.Saatler süren fakat hiç sıkılmadığım uçak yolculuğuna ağzımda acı bir tatla veda ederken havalimanının yürüyen merdivenlerinden annemin arkasında sürükleniyordum. Beni kolumdan tutmuş ikide bir yoğun kalabalığın arasında çekiştirip duruyordu.
Dışarı çıktığımızda gördüğüm yabancı binalar ve dükkanları, aynı annem ve ben gibi çekik gözlü insanları hayranlıkla inceledim. Buraya yabancıydım fakat yinede evimde gibi hissettmiştim.
Annemin taksi tutacağını tahmin ederken o beni tabanı neredeyse yere çökmekte olan siyah bir chevroletin içine sıkıştırdı. Araba gerçekten çok eskiydi ve iç kısmı çok pisti, rutubet kokuyordu. Sürücü koltuğunda tabiri caiz ise orospu gibi giyinmiş ve koyu kırmızı ruju dudaklarından taşan bir kadın vardı. Eyeliner içinde kaybolmuş çekik gözlerini dikiz aynasından benimle buluşturdu ve ağzında ki sakızı patlattı, "Naber velet." Beline kadar platin sarısına boyanmış saçları vardı. Sağ gözünün altında siyah bir ben göze çarpıyordu.
Annem valizimizi bagaja tıktıktan sonra yolcu koltuğunun kapısını açmış ve arabaya binmişti. Kadınla selamlaştılar. O an sarışın kadın isminide söylemişti fakat şuan hatırlamıyorum. Soy isminin 'Kim' olduğu aklımda kalmış sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doll • jensoo ✓
Fanfictionbabam bizi terk ettikten sonra annemle yeni zelanda'dan henüz yeni gelmiştik. annemin internet üzerinden tanışmış olduğu bir kadının evinde kalıyorduk seul'de olduğumuz zamanlar. kadının adını hatırlamıyorum ama soyadı kim'di. ondan her zaman nefret...