4.2K 533 327
                                    


Annemle âdeta bir cehenneme gelmiş gibiydim.

Bayan Kim gerçek bir ororspuydu, bu da yetmezmiş gibi evinde geceleri esrar ve kokain partileri veriyor, uyuşturucu tacirliği yapıyordu. Geldiğim ilk günlerde evin havasındaki yoğun uyuşturucu kokusundan çarpıntı yaşamıştım. Bayan Kim ise anneme, "Bir sorun yok, büyük kızım Jiyoon'da da aynı şeyler olmuştu uyuşturucuya ilk başladığım zamanlar. İlk başta sarhoş oluyorlar ama daha sonra onlarda alışıyorlar." Bunu söylerken bile elinde kokain sarılı sigarasını tüttürüyordu iğrenç kadın.

Eve ve uyuşturucuya alıştıktan sonra, biraz daha aklım başımda dolaşmaya başladım. Jiyoon 13 yaşında bir kaltağın tekiydi -ne yazıkki annesini örnek alıyordu- ve ben onunla aynı oda da kalıyordum. Kaldığımız eski apartman dairesi iki katlıydı. Üst katta sadece 4 oda bulunurdu. Annemin odası, Bayan Kim'in odası, ne işe yaradığını bilmediğim bir oda daha ve son olarak Jiyoon ile kaldığım oda. Alt kat sadece mutfak salon ve tuvaleti barındırıyordu. Geceleri aşağıdan gelen yoğun gürültü ile uyumak ilk başlarda zor olmuştu ama daha sonradan alışmıştım. Su içmek ya da tuvalete gitmek dışında asla alt kata inmezdim geceleri.

Bayan Kim'den de kızından da nefret ediyordum. Annemin uyuşturucu bağımlısı olduğu yetmemiş gibi birkaç gece onun bazı adamları odasına aldığını görmüştüm. Sanki Bayan Kim'i taklit ediyordu. Jiyoon ise daha bu yaşta kendisinden bilmem kaç yaş büyük erkeklerle neler yaşamıştı. Sanırım o da annesinin yaptığı işi yapıyordu.

Bir gece su içmek için alt kata inen merdivenleri utangaçca adımlarken merdivenin bitişinde bir adam kolumdan yakaladı. Sarhoştu ve gözlerinin altı simsiyahtı. Tıpkı yatak altı canavarlarına benzetmiştim çocuk aklımla onu o an. Tatlı olduğumu söyleyip popomu avuçlamıştı. Annemin adını defalarca kez bağırdım ama o yoktu, çok yüksek ihtimalle yukarı katta bir adama çalışmakla meşguldü.

Mucizevi bir şekilde Bayan Kim elindeki bira şişesiyle ortaya çıkıverdi. Adamın kulağına kıkırdayarak bir şeyler söylemiş ardından onu mutfağa göndermişti. Elimden tuttu ve beraber üst kata çıkmaya başladık. Ne işe yaradığını bilmediğim, üst kattaki 4. odanın kapısının önüne gelmiştik. Hâyal meyal Bayan Kim'in beni omzumdan içeri ittirdiğini hatırlıyorum. Daha sonra orada bana en sevdiğim oyuncağımı hediye edişini.

"Jiyoon artık büyüdüğü için onunla ilgilenemiyor, ben ise fazla meşgulüm." İnce kollarımla kavradığım gece kadar siyah saçlara sahip, kahve gözlü fransız bebeğin sulu ve henüz olgunlaşmış kırmızı bir elmayı anımsatan yanağına öpücük kondurmuştum. "Çok güzel bir şey bu. Çok sevimli." Üzerine mavi bir tulum giydirilmiş oyuncak bebeğin yanaklarını mıncırmıştım. Bayan Kim kapıya döndü, "Harika, bundan sonra onunla istediğin kadar oynayabilirsin."

"Ama ya adı? Bir isim vermişmiydi ona Jiyoon?"

Bayan Kim dilini şaklattı ve kalçalarını kıvırtarak kapıya ulaşmadan önce bana son bir bakış attı, "Adı Jisoo. Ama Jiyoon genelde Jichu diyordu."

Daha sonra gitti. Merdivenlerden giderek uzaklaşan topuklu ayakkabı seslerini duyuyordum. Oyuncak bebeğimin iki yandan örülmüş simsiyah saçlarını okşadım. "Çok güzelsin Jichu-ya."

doll • jensoo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin