75. Bölüm ~ Her şey sona mı eriyor?

3.9K 92 13
                                    

İyi okumalar. Medyada Stiles ve Heaven var. Arkadan Jackson da kadraja girmiş :)

***

(Stiles'dan)

"Ne istiyorsun bizden?!" diye tısladım onun önünden yürürken. Silahı tam sırtıma dayamış, yürümemi söylüyordu. Ve Scott'ı da Jackson itiyordu. 

"Sadece benim ismim geçen kağıtları bulup, yok edeceksiniz. O kadar." dediğinde ona dönüp bakış attım.

"Sence bunu yapacak mıyım? Beni öldürsen bile böyle bir şey yapmam." deyip gülümsedim. Elini ağzına götürüp, düşünüyormuş gibi yaptı. "Hım... O zaman babanı öldüreceğim." diye sırıttı. Yumruklarımı sıkıp üzerine yürümek isterken elindeki silahla yüz yüze gelmiştim.

Mecbur ikimiz de onun önünden yürüyüp, babamın odasına girdik. 

"Şimdi, kağıtları bulun. Çabuk olun biraz." 

Bunları söyleyip, babamın masasında oturdu. "Scott, iyi misin?" Garip görünüyordu. Suskundu. Kafasını "evet" anlamında sallayıp, odada arayış yapmaya başladı. Sinirliydim. Keşke doğaüstü olsaydım...

Tam o anda içerilerden kırılma sesleri duyduk. Birileri bizim burada olduğumuzu öğrenmişti. Matt elindeki silahı sıkıca tutup kapının yanında durdu. Bize susmamız için işaret yapmıştı. Koridor boyunca koşma sesleri tüm odada yankılanıyordu.

Kapı kırılır gibi açılınca, yere yatmıştım. Kafamı kaldırıp gelene baktım. Heaven kırmızı gözleriyle karşımda duruyordu. Jackson'ı gördüğü an onun üzerine doğru koşup, pençelerini ona geçirdi.

"Bence durmalısın, tatlım."

Matt'in neşe dolu sesini duyunca Heaven'den gözlerimi çekip ona baktım. Lia'nın kafasına silah dayamıştı.

"Bırak onu hemen!"

Heaven bağırarak yerden kalkıp, onun üzerine doğru yürüdü. Matt silahı daha çok Lia'nın kafasına bastırdı.

"Arkada dur, bebeğim. Yoksa en yakın arkadaşının kafasını uçururum." 

Heaven'in elinden tutarak yanıma çektim. Sinirden elleri titriyordu.

***

(Heaven'den)

"Onu hemen bırakmazsan, seni sağ bırakmam!"

Bir adım daha atmak istedim, ama parmağı silahın tetiğinde olduğu için tereddütdeydim. 

"Sen neden bu kadar çabuk iyileştin, ya?" Matt yüzünü buruşturarak yüzüme bakınca afallamıştım. 

"Ne diyorsun sen?" Stiles kaşlarını çatarak ona baktı.

"Seni zehirlemiştim ben. Canavarlığından kurtulmak için. Yani, normal insan olman, ve benimle kalman için. Ama galiba sen düzelmişsin."

Sinirle yumruklarımı sıktım. Onun yüzünden az kalsın ölüyordum ben. O ise umurunda değilmiş gibi konuşuyordu. 

"Neden bu kadar insanı öldürdün?" Scott sinirle ona baktı. "Anlatmamı ister misiniz? –Ağzını Lia'nın kulağına yaklaştırdı- Peki sen anlatmamı ister misin, Lia?" Lia onun elinde çırpınıyor, çıkmaya çalışıyordu.

"Her şey çocukken başladı. Bay Lahey'le komşuyduk. Ve bir gün top oynarken, topum onların bahçesine düşmüştü. Oraya topu almak için girdiğimde, bahçede bir grup genç vardı. Gençler havuzda oynuyor, bira içiyorlardı. Ve birisi beni fark etti... İşte her şey o zaman başladı. Biri bacaklarımdan, diğerleriyse kollarımdan tutarak beni havuza fırlattılar. Yalvardım... Yüzemediğimi söyledim... Ama dinlemediler. Hepsi gülüyordu... Hepsi..."

Blood and Revenge: Geçmişle yüzleşme~ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin