edith piaf - tu es partout-20092019
Ellerimi nazikçe incecik beline sardım, güzel sevgilimin. Gözleri kapalı, elleri omuzlarımdaydı. Sessizdik ikimiz de. Sadece, edith piaf'ın sesi vardı, biz vardık, bir de bizim aciz, sessiz çığlıklarımız..
"Sonuna doğru.." evimiz tamamen sessiz olsa da, fısıldamıştı konuşurken. Birinin duymasından korkuyor gibiydi sanki. Oysa biz en çok, söylediklerimizi birbirimizin duymasından korkmuştuk. Ben en çok, çığlıklarımın onun kulaklarına ulaşmasından korkmuştum.. "Sona doğru, hüzünleniyor sanki melodi.." dedi üzgünce. "Bizim gibi değil mi? Gitgide hüzne bulanıyor"
Ağlamak istedim o an. Bağırarak ağlamak istedim. Cevap vermek yerine, yerimde kıpırdanmaya devam ettim. Dansa devam etmemizi sağladım. "Sence aşk ne?" diye sordum konuyu dağıtmak istercesine.
"Sen neşem, güneşimsin. Işığım, gündüzüm, berrak gün doğumumsun. Sen her yerdesin çünkü kalbimdesin."
Bu şarkı bana, bizi çok fazla hatırlatıyordu. Ve de melodi, onun da dediği gibi gittikçe hüzünleniyordu. Bizim sonumuz gibi.. "Bence aşk, öznel bir tanıma sahip. Herkese göre farklıdır. Örneğin, bir başka kız için yapılı vücuda sahip, ona iyi davranan herhangi bir erkek.." daha sonra omuz silkti. "Fakat benim için tek kelime. Sensin. Senden başka bir tanımı yok, olamayacak da."
Gülümsedim. "Bence.." dedikten sonra biraz düşündüm. "Aşk, kırılgan bir dans*" O da güldü. "Bu tuhaf bir benzetme, Roséanne. Tanımlama yaparken somut ve soyut kavramları bir arada kullanamazsın" Onu gülümsetmek, beni biraz olsun mutlu etmişti. Dans etmeye devam ettik saatlerce. Çalınacak müziğimiz kalmadığında, birbirimizin gözlerini dinledik. Bir süre durduk öyle.
"Artık teslim olmalıyım" dedim sesimin kırılmamasına özen göstererek. Fakat, olmamıştı. O günden itibaren hiçbir şey aynı değildi. Olmazdı da.. "Beni zaten yakın zamanda bulacaklar. En azından kendimi savunurum. Sen de bir avukat ayarlarsın, elimizden geleni yaparız.. hm?" Gözlerinde, kırılmışlığın saf hâlini gördüm. Şimdi, gözlerindeki yıldızlar birer birer atıyordu kendilerini yuvalarından. Benim yüzümden intihar ediyordu o güzelim yıldızlar..
"Olur" demişti gözyaşlarını silerek. "Seni bin yıl sevdim, bin yıl daha seveceğim*"
"Beni beklerken, yorulmayacak mısın?" Asıl merak ettiğim şey buydu. Ben onu beklerdim, çünkü o zaten beni bunca zaman beklemişti. Fakat o beni daha fazla beklememeliydi. Kendi hayatını artık aksatmamalıydı.. "Seni beklemeyeceğim ki, sen her yerdesin. Sen her yerdesin çünkü kalbimdesin*"
Ellerimi yanaklarına yerleştirip gülümsedim. "Bu ilk öpücüğümüz olacak" Hafifçe kaşlarını çattı. "Beni daha önce öptün ki" İşaret parmağımı dudağına bastırdım. "Hayır, sen ilk öpücüğümüz olarak bunu hatırlayacaksın. O kirli günü değil, bu huzurlu anları.."
"İlk ve de son mu yani?.." dedi. Kendini ağlamamak için çok zor tuttuğunu biliyordum. "Son olduğunda, sana söylemeyeceğim. Böylece sen, her öpüşmemizde bu son olabilir diyerek iliklerine kadar aşkı ve özlemi hissedeceksin.."
-Aşk kırılgan bir dans, alec benjamin'in love is a fragile dance şarkısından.
Seni bin yıl sevdim, bin yıl daha seveceğim: christina perri'nin a thousand years şarkısından.
Sen her yerdesin çünkü kalbimdesin kısmı da medyadaki şarkı.
Chaelisa'yı, Fur Lice'ı ve beni çok çok sevin~♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fur lice, chaelisa
Fiksi Penggemar"benimle denize atsana bu yıldızları?'' başlangıç tarihi: 24 mayıs 2019 bitiş tarihi: 21 aralık 2019