Bazen yaşama, akıp giden zamana mola vermek istesek de zaman kaldığı yerden akmaya devam ediyordu. İstesek de istemesek de geçip giden zamanın içinde savrulup gidiyorduk. Akrep ile yelkovanın birbiri ardı sıra hızla ilerlediği gibi bizde gelecek günlere doğru adımlıyorduk ardından. Dermanı kalmamış ayaklarımın sızısı canımı acıtıyordu sanki beynimi zonklatan bu ağrı her adım attığımda daha da güçsüz kılıyordu ayaklarımı. İlerlemeye mecbur ama yürümeye mecali kalmamış emekler adımla ilerliyordu hayatının içinde. Kırılan hayallerimin ağrısıda batıyordu yüreğime her adım atmaya yeltendiğimde yere kapaklanıyordum sanki. Yeni doğmuş bir bebeğin daha emeklemeden yürümeye mecbur bırakılmışcasına çaresizliği kaplıyordu içimi. Daha çocuk adımlarla emeklerken uçmaya zorlandım ben kanat çırpmaya yeltendikçe yere çakıldı umutlarım oysa kanatlarım ruhumdaydı benim ağzından çıkacak tek bir sevgi sözcüğü yeterdi uçup yüreğine konmama. Ama olmadı ben seninle sevinçten havalara uçmanın hayalini kurarken, göç etmeye mecbur kalmış yaralı kuş olarak kaldım..
Elif Karabulut
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sustukça Büyüdüm
PoésieBir dilek hakkım olsaydı hiç büyümemiş olmayı dilerdim hep küçük, masum her şeyden bir haber olan küçük bir kız çocuğu olarak kalmak isterdim. Tek üzüntüm yakalandığım zaman söbelenmek olsaydı. Oynadığım körebe oyunların da saklı kalsaydı çocukluğum...