1800'lerin sonlarına gelinmişken, ABD'nin Kentucky eyaleti korkunç bir salgınla çalkalanır. Bu salgının neden olduğu en trajik vaka ise Octavia Smith Hatcher adlı bir kadındır. Daha bebek olan oğlunu salgın sonrası kaybeden Hatcher, depresyona girer ve yataklara düşer. Zamanla iyice hastalanan ve sonunda komaya girer, birkaç ay sonrasında da hala yatağındayken öldüğü ilan edilir. Ardından da hemen gömülür. Cenazeden 1 hafta sonra, kasabadaki çoğu insan Octavia'nınki ile aynı belirtileri gösteren hastalığa yakalanır ve koma durumuna girer. Fark ise kasaba halkının komadan bir süre sonra çıkmasıdır. Durum böyle olunca Octavia'nın kocası, karısının da hala yaşarken gömüldüğünden, aslında bir süre sonra uyanacağından korkmaya başlar. Hemen mezarlığa gidip eşinin mezarını açan adam, bu korkusunun gerçek olduğunu anlar. Tabutun iç kısmında tırnak izleri vardır, Octavia'nın tırnaklarında da kan izleri. Yüzü ise dehşete düşmüş bir ifadeyle bakmaktadır. Gerçek ortadadır, Octavia hala hayattayken canlı canlı gömülmüştür. Ardından Octavia tekrar gömülür ve eşi tarafından adına bir anıt dikilir, bu anıt günümüzde hala ayaktadır. Hastalığa gelince, Afrika'ya ait bir sinek türünün neden olduğu uyku hastalığının gece kalkıp kafasını duvara vurmak ve ağlamak olduğu biliniyor ...