Neslimin son örneğiyim...Ben bir vampirim...Ve vampir olmak iğrenç bir şey! Bazen intihar etmek istiyorum ama ailemin sırf benim yaşamam için elinden geldikleri herşeyi yaptıklarını hatırlıyorum ve hayatıma son vermekten vazgeçiyorum. Keşke vampir olmasaydım! Keşke bende bir insan olsaydım. Keşke şuan Kanada'daki evimizde olsaydım... Ama ne yazık ki burası Güney Kore. Ailem yok ve koskocaman evde tek başıma tavşan kanı içiyorum...
Durun size kendimden bahsediyim:
Adım:Olivia
Yaşım:120
Fiziksek özelliklerim: Siyah saçlı, kara-kırmızı(geceleri kırmızı, gündüzleri kara) gözlü, beyaz tenli, 170 boylarında zarif görünen bir kız
Kişisel özelliklerim:Cömertim, kibarım, sinirliyim, kıskancım, yalancıyım,Yalancıyım çünkü gerçek kimliğimi korumaya çalışıyorum. Kimliğimi ögrenirlerse öleceğim. Bu yüzden tek başımayım. Yalnızım, hiç arkadaşım yok. Bir sevgilim veya bir kardeşim yok. Sadece ben...
Şöyle bir özelliğim var; eğer birisini ıssırırsam o kişi ya ölecek, ya da vampir olacak. Kişinin bağışıklığı yüksekse vampir olur. Ama değilse ölür. Benim bildiğime göre öyle. Bu bilgileri ölmeden önce babam ile annem konuşurken duymuştum. Ne zaman onları hatırlasam ağlarım. Annem ile babam ölmeden önce bana bir şey demişlerdi. Ne dediklerini duymadım ama çok merak ettim. O zaman tüm vampirler ateşe atılıyordu ve cayır cayır yakılıyordu. O vampirler inim inim inleyip bağırıyorlardı. O vampirler yüzünden annem ile babam ne dedi hiç bilmiyorum. Ama dediğim gibi hep merak ettim. Acaba ne dediler kiiii???
...........
Gece oluyor!!!!Çok mutluyum en sonunda uçabileceğim. Yarasa'ya dönüşüp uçabiliyorum. Bunu sadece saat 12 ile 5 arasında yapabiliyorum. Bu 5 saatlik özgürlüğü çok seviyorum.Günde 19 saatimi evde, 5 saatimi ise dışarıda geçiriyorum. Diyeceksiniz ki yarasa olmadan da uçamıyor musun? Hayır uçabiliyorum. Ama yarasa olduğumda daha yükseklere çıkabiliyorum. Vampirken ise 1-2 metre yüksekliğe uçabilirim o kadar.
Çalıştığım bir iş yok. Annem ile babamın bana bırakdığı miras ile ayakta kalabiliyorum.
Annem ile babam Kanada daki müstakil evimizde kutsal su ile zehirlendi ve öldü. Ama ben kaçtım. Sadece annem ile babam kutsal su ile öldürüldü çünkü annem ile babam ateşe karşı koyabilir. Bu özellik bende de var. Ama diğer vampirlerde yok. Çünkü annem bana hamileyken bir büyü yapmışlar. Bu büyü sayesinde ateşe karşı koyabiliriz.Bir anda ding dong diye bir ses duydum. Bu saatin sesiydi. Saat 12 olmuştu, artık yarasa olabilirim. Sihirli kelimeleri söyledim. Aslında sihirli bile değil ama olsun. Kanatlar diye mırıldanıp gözlerimi kapatıyorum o kadar. Sonra bir de bakıyorum yarasayım. Süzülerek dışarı çıktım ve etrafımda gezinmeye başladım. Bir süre sonra güzel sesler duymaya başladım. Sesin geldiği yere gittim. Konser vardı. 7 kişi konser veriyordu. O yedi kişiyi daha yakından görebilmek için daha da yaklaştım ve o anda konfeti patladı. Konfetilerden kurtulduktan sonra havai fişekler patlamaya başladı. Havai fişeklerden kaçmaya çalışırken parmağımı yaraladım. Hemencecik konserin arka kısmına gittim. Etrafta hiç kimse girmesin diye teller vardı ve bulunduğum yerde de arabalar vardı. İlk gördüğüm arabanın üstüne oturdum ve geri vampir oldum. Parmağım hala acıyordu. Bu halde yarasa olamazdım. Yarasa olursam parmağım daha çok acırdı. En iyisi yürüyerek gitmek. Ama yürüyemem ki, çünkü etrafta teller var. Arabadan inip yükseldim. Ayaklarım yerden kesilmişti. Etrafıma bakıp sinirleniyordum. Bu saatte konser mi olur! Saat 12 ve adamlar konser veriyor. Herneyse ben bir yara bandı bulayım ama nereden bulacağım. Hiç olmazsa yarasa olacağım. Yapacak bir şey yok. Dedikten sonra karşımdan bir kapı açıldı ve önümdeki çocuk bana bakakaldı. Şaşırmıştı çünkü şuan uçuyordum. Arkasından başka kişilerde geliyordu. Endişelendim ve hemen çocuğu tutup kimsenin göremeyeceği bir köşeye götürdüm. Elimle ağzını kapattım ve sus işareti yaptım. Ama çocuk durur mu! Hemen elimi ıssırdı. O tam bağıracakken boynuna yapıştım ve kanını emmeye başladım. Öldüresiye kanını içtim. Çocuk acıyla inlemeye başladı. Her inlemesinde aklıma arkadaşlarım gelmişti. Onlarda yanarken böyle inliyordu. Sonra çocuk ayakta duramaz hale geldi ve yere yığıldı. Ben ise hemen yarasaya dönüşüp oradan uzaklaştım. Evime geldim
tekrar eski halime döndüm ve aynanın karşısına geçerek kendime baktım. Beni diğer vampirlerden ayıran şeyler ateşe karşı gelmem ve aynadaki yansımamı görebilmem. Yüzüme baktım. Dudağımın kenarında o çocuğun kanı vardı. İnsanların kanları gerçekten de çok güzellll... sağ işaret parmağımla dudağımdaki kana dokunup, parmağımı yaladım. Gerçekten de çok güzeldi. O sırada sol yüzük parmağımı gördüm. Kanıyordu. Damağımdaki tat yüzünden parmağımın acısını untmuştum. Parmağım çok fazla kanıyordu. Yara bandı yapıştırdım ve yatağıma yattım. Gece boyu o çocuğu düşündüm. Daha önce böyle bir şey olmamıştı. Çocukta çok yakışıklıydı. Saçları, yüzü, fiziği... acaba ölmüş müdür ki? İnşallah ölmüştür. Gerçi çok fazla kan içtim. Bence ölmüştür. Aynen aynen. Kafama takmıyım. Zaten kameralarda da gözükmemişimdir. Evet ya... neyse ben uyuyayım. Diyerek uyudum
Yatak odam
.........
Sabah uyandım. Üstümü giyindim.
Tavşan kanımı içtim ve oturma odasına gidip kanepeme boylamasına yattım. Televizyonu açtım ve film izlemeye başladım. Bir süre sonra kapı zili çaldı. Bu da kimdi??? Evim ıssız bir yerde. Bu yüzden kimse uğramaz. Uçarak kapıya yöneldim. Kapı deliğinden baktım. Gözüme güneşin ışığı vurdu. Acıyla geri çekildim. Güneş gözlüğümü taktım ve siyah feracemi giydim. Yavaşça kapıya yaklaştım. Kapı deliğinden kimin geldiğine baktım ama hiç kimseyi göremedim. Elim yavaşça kapı koluna gitti...