1|Bir elmas soygunu

412 14 4
                                    

Dün dünyanın en büyük elmaslarından olan ve eski yaratıklardan kalma sihirli taş çalınmıştı. Bundan 30 yıl önce bu dünyanın kurucusu ünlü sihirbaz bu 4 yaratık ile mücadele etmiş ve onların güçlerini birer elmasın içine hapsetmişti. Efsaneye göre kim o elmaslara sahip olursa efsane güç onun olacak ve geçmişteki gücünün iki katı verilecektir.
Bütün halk ayağa kalkmış ve kurul toplantısının kararını bekliyorlardı. Tekrardan o ülkede olan 3 elmas daha sıkı korunacaklarını ve kamera kayıtlarından bakılacağı haberlere bile çıkmıştı.
Büyük bir kahkaha ile kumandayı fırlattı. Daha yeni renk almış yeşil saçlarını bir o yana bir bu yana sallayarak en yakın arkadaşı Lisa'nın yanına gitti. Kapıyı bile tıklamadan içeri daldı. Onun bu sıçrayışı Jennie'nin kahkahalara boğulmasına neden olmuştu. Koşarak yanına oturdu.
"Şu saçma haberleri duydun mu? Kamera kayıtlarından bizi bulup tutuklayacaklarmış."
       İkisi de kahkaha atmaya başladığında içeri daha yeni renk kazanmış sarı saçlarıyla Rose girdi. Her zamanki histerik gülüşünü attı. Kapıya dayandı ve ellerini birbirine dolayıp çiçek oldu. Başkan'ın yakın arkadaşı olduğu için kendine fazlasıyla özgüvenliydi.
"Kahkaha atmayı kesin de aşağı gelin başkan sizi çağırıyor."
İkisi de oturduğu yerden büyük bir oflamayla kalktı ve kapıya doğru yöneldi. 30 derecelin eğilimle duran inmesi 00,50 saniye süren uzun merdivenin ardından Bodrum katına indi. Telefonun fenerini açtı ve gizli odaya giden yöne doğru yürüdüler. Sonunda az ileriden ışık gelince Lisa her ergenin yaptığı gibi pantolonunun arka cebine koydu. Dörtlü masaya alfabetik bir sıraya göre dizildiler. Ortada duran koca oval çantaya merakla baktı Jennie. Bir süre sonra Jisoo mavi dalga şaçlarını savurarak ayağa kalktı. Oval çantanın fermuarını açtı. İçinden aniden parlayan sarı elmas hepsinin gözünü kamaştırmaya yetmişti bile.
"Bu daha birkaç saat önce çaldığımız elmas. Daha yeni. Bazı değişik güçleri var. Canlıları yakıp küle çevirebiliyor ve ayrıca güçleri geri tepebiliyor. Üzgünüm Rose ama diğer elmaslar olmadan bunu kullanamazsın bu çok tehlikeli."
"Bunun için ne kadar bekledim hayal bile edemezsin Jisoo."
O ise umursamaz bir tavırla kafasını iki yana salladı. Sadece kendi el izini okuyan kasanın içine tekrardan yerleştirdi. Daha sonra ise salona doğru ilerledi. O gidince tüm sürü de arkasından gitti. Yavaşça koltuğa oturdu. İki elimi başının arasına aldı ve düşünmeye başladı. Onlar düşünürken Jennie ve Lisa çoktan mutfağa ulaşmışlardı. Kızıl dolaptan çıkan portakalları çıkarınken diğeri ortadan ikiye kesip sıkmaya başlamıştı. Muhteşem bir uyum içinde çalışıyorlardı. En sonunda sıkılacak portakallar bittiğinde her ikisi de bardaklara doldurdular. Daha sonra ise hepsini bir tepsiye koyup içeri yürüdüler.
        Bu vakadan sonra güvenlik korumaları arttırıldığından dolayı elmaslar artık daha sıkı korunuyor. Polisler lazer sistemi koymakta. Fakat ülkenin dedektifleri bu olayın peşini bırakmayacaklarını söylüyor.
        Hepsi birlikte habere kahkahalar atarken Rose gayet ciddi bir tavırla duruyordu.
"Ah. Hadi ama bu komikti."
        Kız başını olumsuz anlamında iki yana salladı. Gurubun başkanı mavi saçlarını geriye atarak kızın yanına oturdu. Camdan esen hafif rüzgar da onun saçlarını uçuşturmaya yetiyordu.
"Merak etme isteseler de istemeseler de peşimizi bırakacaklarına eminim."
"Bunları sırf beni rahatlatmak için söylediğini biliyorum Jisoo."
      Derin ve içten bir nefes vererek konuşmasına devam etti.
" Küçüklüğümden beri bu işi yapıyorum ve sanırım en iyi yaptığım şey bu. Peşimizi bırakmazlarsa yakalanırız. Ve bırakmayacaklara benziyorlar.
"Eğer bizim peşimizi bırakmazlarsa biz de onları teker teker öldürürüz."

 Blackpink | Hogwart houses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin