Blackpink | Hogwart houses

2|Başkan ortadan kalkmalı

Ofis bürosunun ortasında daha kiminle uğraştıklarını bilmeyen bir Jungkook dolaşıyordu. Fakat bu hırsızların beş yıl önce zengin ve varlıklı bir iş adamını bile öldürdüğü biliniyordu. Onlar öyle kişilerdi ki önlerinde sadece dünyayı yok etmek ve sonsuza dek hüküm sürmek vardı.
Kayıtları izlerken tekrar uyuyan bir Yoongi ile işleri dertteydi. Böyle uyumaya devam ederse işten bile atılabilirdi. Tavşan dişlerini çıkararak bir kez daha sırıttı. Etrafı kolaçan etti. Başkanın olmadığını görünce hemen yanına gitti. Kafasına güçlü bir şekilde vurdu. Daha ne olduğunu bile anlayamadan uyanmak zorunda kaldı.
"Sanırım işten atılmak istiyorsun."
Göz devirip kayıtlara devam etti. Ofisteki dört ayrı kamera kayıtlarını ve cadde üzerindeki bazı kameraları inceliyordu.

Altın rengi saçlarını savurdu ve işine engel olmaması için havalı bir at kuyruğu şeklinde boyadı. Ve diğer herkes de aynı onun gibiydi. O böyle bir şeyi kesinlikle bozamazdı.
İşlerini hallettikten sonra "hazırım" diye seslendi. Onun sesini duyan Jisoo ve Lisa hemen yanına gitti. Fakat Jennie eksikti. Hala odasında hazırlandıklarını düşünüyorlardı. Bu yüzden içerde oturup beklemeye başladılar. Diğer ikisi çok sakin iken Rose değildi. Çünkü bir an önce o güçlere sahip olmak istiyordu. Daha fazla dayanamadı ve büyük bir hışımla Jennie'nin odasına koştu. Arkasından ise onu durdurmak için koşuyorlardı. Bir anda odaya girdikleri şey ile şok oldular.
"Bunlar ne böyle?"
"Şükredin de aranızda ben gibi bir zeki var."
Yatağında duran bazı eşyaların yanına gitti ve hepsini tek tek eline alarak gösterdi.
"Bunun ne olduğunu biliyorsunuzdur uyku tozu. Eğer amacımız başkanı ortadan kaldırmaksa her ihtimali düşünmeliyiz. Önce şu an bileğimde takılı olan kancalı bileklikle pencereye tırmanacağız. Daha sonra pencerenin kenarlarından uyku tozunu hafifçe serpicez. Bunun bir tozu bile tam iki saat uyutabilir. Ayrıca Başkan o saatlerde kamera kayıtlarını inceliyor olacak çünkü o kameralar sadece o saatlerde çalışıyor ve o bu fırsatı asla kaçırmayacaktır. Daha sonra ise kamerayı düşünmeliyiz. İçimizden biri üst yolu kullanarak şarteli attırınca kameralar kısa devre yapacak. Kameraları kontrol eden kişi kesin izlerken uyuyor olacak. Bu da işimizi daha da kolaylaştırıyor. Geri kalanını biliyorsunuz.
"Waow bu gerçekten inanılmaz fakat bunları nerden buldun?"
"Tabiki de bu işe ilk başladığımda yanımda olan Chenyeol'den."
"İnanmıyorum o herifin malına mı kaldık!"
"Sanki bunca süre kullandığın malzemeler senindi."
"Şaka gibi bu şimdi mi söylenir!?"
"Tamam artık uzatmayın zaman kaybediyoruz."
"Bunu seninle eve gelirken konuşacağız."

Büyük bir çığlık ile bütün büro birbirine girmişti. Jungkook hemen başkanın odasının oraya koştu çünkü büyük çığlık oradan gelmişti. Kapının oraya geldi ve oradaki kadını sakinleştirmeye çalışırken eş zamanlı olarak da odadan içeri bakıyordu. Fakat gördüğü şey ile tüm kanının donduğunu hissetti.
            Başkan olduğu yere yığılmıştı. Kanlar içinde yerde can vermek üzereydi. Yanındaki kadını dürttü.
"Hemen git ve ambulansı ara! HEMEN!"
       Kadın cebindeki telefonu alıp ambulansı aramaya başlamıştı bile. Jungkook ise dizlerinin üzerinde durmakta zorlanıyordu. Gözyaşlarını akıtırken ne kadar zayıf olduğunun farkına vardı. Onu aynen abisi gibi görüyordu. Fakat o artık yaşamıyordu. Artık onun bir abisi yoktu. Yalnızdı.
          Ekipler geldi ve Başkan'ı sedyeyle ambulansa aldılar. Bunların olduğuna inanamayarak koca bir kahkaha attı. Hemen Yoongi'nin yanına gitti ve onu bir itişiyle sandalyeden düşürdü.
"Lanet herif yine uyudun değil mi?!"
"İçim geçmiş sadece ne var bunda?!"
"Başkan öldürülürken nasıl uyuyabiliyorsun sen?!"
"Gerizekalı sinyal yok!"
         Jungkook yavaşça arkasını döndü ve şartele baktı. Kırmızlı minik dudaklarından hafif bir mırıltı çıktı.
"Şartel atmış."