Elindeki nar suyunu pipetten ağızına doğru çekerken kolunu omuzuna yasladı.
"İyi işti Jennie"
Yavaşça elini çekti ve önüne gelen saçlarını hafifçe bağladı. Diğeri ise elindeki elma suyunu içerken yine her işe maydonoz olarak karıştı Lisa.
"Az daha yakalanıyorduk ama."
Göz devirdi ve not defterine bir şeyler yazmaya devam etti. Ara sıra ne yazacağını bilemediğinden kenarları minik resimlerle donatmıştı. Yapacaklarının listesini çıkarıyordu. Yeşil saçlarını kurçalayarak yazmasına devam etti. Dikkatini toplamayı denedi. Belki kendi düşüncelerini kağıda aktarabilirdi.
"Jennie bir gelir misin?"
Tüm dikkati dağılmıştı. Oflayarak mavi saçlarını topuz yapmış olan Jisoo'nun yanına gitti. Jisoo duvara döndü ve kendi sesini kullanarak "açıl" dedi sadece. Anında duvar ikiye yarıldı ve içeride duran bir asansörün içine girdiler. Asansör usulca aşağı indi. Daha sonra ise aniden durması ile ikisi de sarsılmıştı. Daha sonra bir odaya gelmiştiler. Her yer kamera kayıtları ile donatılmıştı. Karşıdaki kamerada ise kendi görüntüsü vardı.
"Otur şuraya Jennie."
Yavaşça Jisoo'nun gösterdiği sandalyeye geçti. Karşısına ise Jisoo geçti.
"Jennie ben seni daha geçen uyardığımı düşünüyordum."
"Ne hakkında?"
"Dışarı çıkılmasına. Fakat sen bununla kalmamışsın da banka soymaya kalkmışsın."
"Hmm. Şaka kısmı bittiyse gerçeğe geçelim mi?"
"Gerçekler bu."
"Jisoo sence ben böyle bir şeyi yapar mıyım? Hem o saatte biz hep beraber eğitimdeydik."
"Peki görüntüdedirler kim?"
Arkasına bakmazsızın telefonla kamera kaydını açtı. Ve kendine bir cevap aradı.
"Bak gerçekten bu ben değilim. Bana çok benzediğini biliyorum ama gerçekten bu ben değilim."
"O zama bu k-"
Jisoo daha sözünü tamamlayamadan bir patlama olmuştu. İkisi birden hemen asansör ile yukarı çıkmışlardı. O sırada Rose ile Lisa da kendini korumaya almışlardı. İkisi de karşıya bakıyordu.
"Sizce de bu bir tesadüf mü?"
Yavaşça dış kapıya yaklaşırken kahkaha sesleri de artmıştı. Evden çıktılar ve karşılarındaki ormana doğru ilerlediler. Rose gücünün bir kısmını kullanarak şimdilik onları koruyabilecek bir kalkan yaptı.
Ormanın içinde yürürken ufak bir mırıltı geldi kulaklarına. Melodi kulakları doldururken aniden bir tüfek patlama sesi geldi. Hızla oraya koştuklarında yerde yatan beden ile tüm kanları çekilmişti.
Kore'nin en ünlü iş adamı yerde yatıyordu. Sadece şaşkınca bakıyorlardı.
"Şimdi ne yapacağız Jisoo?"
"İnsanları öldürürken sürekli aynı melodiyi tekrarlayan ve bir kopyacı..."
"Az daha kısık söyle de daha iyi anlayalım."
"Dalga geçmeyi bırakın da bu adamı Ne yapacağız."
Jennie sorusuna cevap beklerken Rose inçe sesiyle karşıladı.
"Polise haber vereceğiz tabiki."
"Polise haber verirsek bizim öldüreceğimizi düşünürler ve hakkımızda soruşturma başlatırlar."
Lisa söylediği şeyin çok mantıklı olduğunu bir kez daha gördü ve göğüsünü kabarttı.
"...aynı zamanda da çok zeki ve hızlı"
"Jisoo sabahtan berine mırıldanıyorsun sen açık konuş."
"Karşımızda büyük bir düşman var. Bir kılık değiştirme ustası. Okuduğum bir kitapta görmüştüm."
O anda Jennie ile göz göze gelmeleriyle tüm olaylar açıklığa kavuşmuştu.
"Bakın burada bir şey var!"
Adamın yanındaki eski kağıdı alıp Jisoo'ya uzattı.
Evime hedefimi isabet ettirmeden
bu torak kan ile ıslanmadıkça bana
yaşamak haram. Tahmin edin bu
hedefler kim?"Salak herif açık açık sizi öldüreceğim diyor."
"Başımız büyük dertte."
Uzun süre sessizlik oldu. Kimse konuşmadı. Uçuşan yaprakların çıtırtısı herkese ayrı bir huzur veriyordu.
"Tamam o zaman bunları evde konuşuruz fakat önce... şu adamı gömmeliyiz."
![](https://img.wattpad.com/cover/201919886-288-k740663.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blackpink | Hogwart houses
AcciónSadece bir ülkede bulunan çok nadide 1 elmas dün gece gizemli bir şekilde kaybolur. Bu elmaslar toplamda 4 tanedir Ve bu elmaslar içlerinde yıllar önce hiçbir şekilde yenilmeyen yaratıkların özelliğini taşımaktadır. Herkes olayı sorgular. Fakat kas...