Dansı yoruluncaya kadar yaptık. Sonra ben takrar tiz bir çığkıl attım ve Cemre' ye hazırlanmasını söyledim. Cemre şaşkınca sordu:
''Neden?''
''Alışverişe gideceğiz.''
''Neden?''
''Gala için siyahtan başka kıyafetin var mı?''
''Gri var.''
''Hadiii!''
Ben odama geçerken onun da hazırlanmak için odasına geçtiğini gördüm ve elimde olmadan sırıttım. Üstüme bir kot ve pembe bir tişört ile tamamdım. Çıktığımda Cemre' nin çoktan hazırlandığını ve küçük kanepemizde yayıldığını gördüm. Her zamanki gibi siyahlar ve zincirler içindeydi. Tişört giydiğinde, kolundaki kurukafa dövmesi ortaya çıkmıtı. Kalktığında ise, bağrının ortasındaki dövmey gördüm. Tam bağrında değildi. Omzunun biraz yanındaydı. Yani, Uyumsuz filmindeki Tris' in dövmesinin olduğu yerdeydi. Üstünde Latince: Nomen es Omen yazıyordu. Anlamını sordum. Sakince cevap verdi:
''İsmin kaderindir.''
''Vay canına!''
Kalktı ve kapıya yöneldi. Böylece omzunun diğer tarafındaki dövmeyi de gördüm:
''İn vino veritas...''
Ağzımı merakla açınca, soru soracağımı anlamş olmalı ki hızlıca cevap verdi:
''Gerçek şaraptadır.''
Sustum. Sigara ve alkol... Gerçi Amerika' daydık. Burada her şey normaldi. O zaman ben anormail mi oluyordum? Her şey normaldi... Ben de normaldim! Ama dacranışlarım neden burdaki insanlardan farklı? Gerçekten farklı, garip normal insanlardan daha neşeli ce pozitif olmam bi ankrmallikti ama neyse. Bu düşüncelirimden sıyrılmamı Cemre sağladı.
''Gidiyor muyuz? Yoksa sigara mı yakayim?''
Aceleyle çantamı aldım ve yola çıktık. Cemre' ye söyledim:
''Ben taksiyi çağırayim.''
Umursamazca cevap verdi:
''Hayır.''
''Ne?''
''Hayıri taksiyle gitmeyeceğiz.''
''Otobüsle mi gideceğiz? Durak şu tarafta.'' O tarafa yöneldim ama durdurdu:
''Beni izle.''
Durağın zıt yönüne gitti ve bir motorun yanında durdu. Ona şaşkınca bakarken cevap verdi:
''Bu bebekle gideceğiz.''
''Vay canınaaaaa! Senin mi?''
''Tabi ki de benim!'' Ve arka çantadan iki kask çıkardı. Beyazı bana uzattı. Ve siyah olanı kafasına geçirdi. Sonra kaskın içinden konuştu:
''Takacak mısın?''
Kaskı kafama geçirdim ve Cemre' nin motoru çalıştırmasını izledim. Bir Cruiser imiş. Motor... Cemre motoru çalıştırınca ben de motora bindim ve New York City Mall' a doğru yola çıktık.
Vardığımızda Cmre motoru park etti ve indik. Kaskımı Cmre' ye uzattım. Aldı ve motorun arka çantasına ( benim bagaj dediğim ) yere koydu. Sonra motoru kitledi ve çantasını aldı.
Alışveriş Merkezi' ne girince, ilk önce Mrs. and Miss Mağazası' na yöneldim. Onu da peşimden sürükledim. Ben ona elbiseler gösterdim. En sonunda gördüm ki yine siyah elbise reyonunda! Onu bileğinden tuttum ve beyaz reyonuna sürükledim. Sonra ona bir elbise verdim.
''Gerçekten mi?'' dedi yalvarır gibi.
''Evet'' dedim kararlıca.
Somurttu ve giyinme kabinine girdi. Çıktığında gözlerim parladı:
Beyaz, siyah saçları ile harika uyumluydu! Çığlık attım ve ona kendiminkini gösterdim. O da bana gidip bir elbise getirdi:
''Madem ben seninkini giyiniyorum, sen de benimkini giyeineceksin.'' Ve elindeki lacivert- beyaz kıyafeti bana uzattı. Şaşkınca baktım. Göz göze gelince reddetme gibi bir seçeneğimin olmadığını gördüm. Ben de somurttum ve kıyafeti alıp kabine yöneldim. Giydiğim zaman aynaya baktım ve aslıda hiç de fena olmadığını gördüm!
Dışarı çıkınca, Cemre beni elinde iki çift ayakkabıyla bekliyordu. Ayakkabılar, dantel gibi ve topukluydu. Ben de hemen bir çift pembe ayakkabı kaptım ve ona gösterdim. Yalvardı ama dinlemedeim ve ayakkabıyı giydirdim. Çıktığı zaman, şeker bi kız olmuştu. At kuyruğu saçını açtım, ve tamdı! Harika olmuştu!
O da benim saçlarımı açtı ve ayakkabıları giydirdi. İkimiz aynada birbirimize baktık. Harikaydık. Miss and Mrs' nin iyi olduğunu biliyordum. Kasaya yönelip hepsini aldık ve makyaj malzemeleri için BookyDooky' e geçtik. Ben Cemre' ye pembe ruj seçtim, o da bana şeffaf gibi. Sçalrımızı salık bırakacaktık.
Günün sonunda AVM' den çıktık ve havalı motora atlayıp gittik.
Eve gelince ben uyumaya geçtim fakat kokular beni uyutmadı: Cemre, hayatımdaki en güzel hindiyi yapıyordu! Koşarak masaya oturdum. Hindi gelince ağzım sulandı. Cemre de oturunca açlık içinde yemeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYRAN
Fiksi Penggemarİki genç Türk kızı, ancak hayalini kurabildikleri ünlülerle tanışırlar ve bu ünlülerle dost olurlar. Komik olaylar etraflarını sarar ve mizah kokusu etrafa yayılır. Cemre ve Elif' in komik ve bir o kadar da heyecanlı macerasını okumaya ne dersiniz?