7: Tuhaf Enerji

521 64 2
                                    

O sabah kahvaltı masasına oturduklarında, kısmen yeniden aile olmuş gibiydiler. Yine de Regulus, ağabeyinden utanıyordu ve yüzüne bakmaya çekiniyordu. Penelope esnedi "Sahiden bizi sabahın kör karanlığında dikmene değdi mi, baba?" Mary, kızına bakarak tebessüm etti "Kahvaltıdan sonra gidip biraz daha kestirebilirsin." Hestia hiç bozuntuya vermeden "Mary ve benim de bugün işimiz var zaten." dedi "Ev tüm gün sizin."

Regulus şüpheli bakışlarını karısına dikti "Ne işiniz var? Bana neden söylemedin?" Hestia göz ucuyla ona baktıktan sonra dudağının kenarından sırıttı "Kaç gündür burnundan soluyorsun. Sana bir şey söylenir mi hiç!.. Akşam anlatırız ne olduğunu." Sirius, bir Penelope'ye bir de Mary'ye bakınca Penelope teslim olmuş gibi ellerini kaldırdı "Bana bakma hiç. Ben de şimdi öğreniyorum."

Ophelia gülerek atıldı "Ben neler olduğunu tahmin edebiliyorum sanırım." Hestia "Edemezsin, sana söylemedik." dese de kızının yeteneklerini düşününce susmak zorunda kaldı. O sırada Vita servis yapmaktaydı. Hestia bu kez ona döndü "Vita, biz yokken evde bir sorun çıkarsa, sana müdahale etme hakkı veriyorum. Kavga gürültü olmasın." Vita başını salladı "Tabii, hanımım."

Kahvaltıdan sonra Hestia ve Mary hiç oyalanmadan gittiler. Kızlar da Ophelia'nın odasına çekilince Sirius ve Regulus baş başa kaldılar. Konuşmaya başlamadan önce Regulus iç çekti "Akşam düşündüm, seninle bunca yıl küs kalmamızın hiçbir manası yok. İkimizin de hayatında harika iki kadın var. Küslüğü en başta onlar için sürdürmek saçma olurdu. Benden böyle bir davranış değişikliği bekler miydin bilmiyorum... Ailemden sadece sen kaldın ve seninle de kanlı bıçaklı olmak istemedim."

"Benim de söyleme fırsatım olmadı ama özür dilerim. Evinde sana hakaret ettim, kızının önünde küçük düşürdüm. Herkesi huzursuz ettim." Regulus gülerek "Ettik." diye düzeltti, sonra da etrafına bakındı "Bu arada, Hestia ile Mary nereye gittiler? Bizden mi kaçtılar acaba?" Sirius dudak büktü "Kızlar kesin biliyordur ama anneleri, söylemeyin, dediyse canlarını verirler de annelerini satmazlar."

"Kızlar demişken," dedi Regulus "Penelope sana benziyor." Sirius gururla gülümsedi "Ophelia sana hiç benzemiyor. Tipi de huyu da." Regulus gözlerini devirdi "Ophelia tanıdığım kimseye benzemiyor. O kendine has... Bunun için de onu aptal oğlanlardan kıskanıyorum. Sanki kimse ona layık değilmiş gibi geliyor. Ben bile. Çok hata yaptım ve Ophelia bunları bilsin istemedim hiç... Ne bileyim, benden kim nefret ederse etsin ama bu kişilerden biri kızım olmasın."

"Ah... Ophelia'nın yanında bu konuları açtığım için de üzgünüm. Umarım ilişkiniz zarar görmemiştir." Regulus omuz silkti "Ophelia akıllıdır. Geçmişte kim olduğumu önemsemeyecektir." Ophelia ve Penelope tam o sırada içeri girdiler.

"Baba," dedi Ophelia "biz dışarı çıkacağız. Haber verelim dedik." Kızlar da çıktı. Onlardan sonra Regulus ve Sirius da çıkmaya karar verdiler. Araları yıllar sonra çok daha iyiydi. Eve sorunsuz bir şekilde geri döndüler. Hestia ve Mary gelmişlerdi ve heyecanlı görünüyorlardı.

"Gelmişsiniz." dedi Regulus, karısını öperken "Sizi çok beklettik mi? Doğrusu, bizi bekliyor muydunuz ki?" Hestia, Regulus'un gözlerine bakarken güldü "Nerede olduğunuzu merak ediyorduk ve iyi ki geldiniz. Neredeydiniz?"

"Biraz dolaştık, bir şeyler yedik... Sirius'a küçükken gittiğimiz yerleri gösterdim. Pek değişmemiş. O yokken ben de hiç gitmemiştim. Siz ne yaptınız?" Hestia kollarını Regulus'un ensesine doğru uzatarak ona sarıldı "Birkaç gündür garip bir ruh halindeydim. Kavga ettiğiniz için oldu sandım ama Ophelia bende farklı bir enerji hissettiğini söyledi. Bunun için St.Mungo'ya gittik. Ve... Ophelia'nın sezdiği tuhaf enerjinin aslında minik bir bebek olduğunu öğrendik."

What About Us | Black BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin