Hastalık

7 1 2
                                    

Evet, pazar sabahı.Bu sabah farklı olarak erken uyanmış şekildeydim. Yavaşça çayımı yudumlarken pencereden sokaktan gelip geçen insanları izliyordum.Saat 10 civarıydı.Bugün hastaneye gideceğim için erken kalkmıştım yine geç kalmak istemiyordum. Kupamı bir kere daha içmek için kaldırdığımda çayımın bittiğini farkettim .Elimdekini tezgaha bırakarak salona geçtim.Annem ve babam sabah programlarını izliyorlardı.Bugün onlarda benimle birlikte hastaneye geleceklerdi,bu durumdan pek hoşnut değildim.Ama maalesef onlara bir şey diyemiyordum onları da anlamam lazımdı.Biraz onlarla oturduktan sonra odama geçmiştim, hastaneye giderken üstüme giymek için kıyafet arandım.Dolabı karıştırırken, sonunda düz siyah ve beyaz yakalı bir elbise buldum.Elbiseleri severdim, bugün bunu giymeye karar vermiştim.Saatin kaça geldiğine baktığımda ise on ikiye geliyordu.Hazırlandım ve yola çıkmak için bizimkilere haber verdim.Yoldaki şeyleri seyrederken birden geldiğimizi farkettim.Arabadan inerek yürümeye başladım.Annem ve babam arkamdan gelirken odaya yaklaştıkça içimde daha da bir heyecan birikiyordu.Sanki sevgilimi tanıştıracaktım,içimdeki öyle saçma sapan bir heyecandı.Nihayet odanın önüne geldiğimizde kapıyı çalarak içeri girdim.Doktorum ve Çağan ellerindeki kağıtlara bakarak bir şeyler konuşuyorlardı.Doktorum koltuğundan kalkarak yanımıza geldi.Babamla selamlaşırken Çağan da elindekileri bırakarak yanıma doğru geldi.

Daha sonra annem ve babamı farketmiş olacak ki ki onlara başıyla selam verdi. Doktorum da babamla konuşmak için dışarı çıktı.Çünkü babam benim yanımda konuşmayı sevmezdi.Odada annem ben ve Çağan kalmıştık.Tam koltuğa oturacakken onun sesiyle durdum.

"Merhaba efendim, Çağan ben.Dilem'in doktoru.Memnun oldum.

Ardından uzattığı el ile bunu yapmasına şaşırmıştım.Çünkü hiçte insanlarla ilişkisini önemseyecek ya da sıcak bir kişiliği yoktu bana göre.

Annemse gülümseyerek konuştu

"Merhaba Doktor Bey, bende Derya,memnun oldum."

Kısa bir el sıkışmanın ardından anneme oturması için koltuğu işaret ederken bana da hafifçe kafasını salladı,bende hafifçe sırıttım.Sessizce yerimize oturduktan sonra Çağan dışarı çıktı.Annem bana kısa bir bakış attı gülümsedi.Fakat bu gülümsemeye anlam veremedim.

"Ne? Neden bana öyle bakıyorsun?"

"Efendi bir çocuğa benziyor.Sanırım yemeğe gelirse tam olarak güvenebilecek miyiz anlarız."

"Ne! Akşam yemeğine mi çağıracaksın?"

"Evet, ne var, çağıramaz mıyım?"

"Öff ne gerek var anne biliyorsun böyle şeyleri sevmediğimi."

"Öyle seni her önüme gelene emanet edemem, geçen seni eve de bırakmış hem, amaann neyse ne işte sen karışma."

Sinirden asmış olduğum yüzümle sessiz kalırken ellerimi göğsümde birleştirdim.Bu kadınla başa çıkamıyordum artık.Çocuk belki gelmek istemeyecekti hem.Umarım öyle olurdu da cidden gelmezdi.Kendi Kendime içimden olduğumuz duruma söylenirken içeri elinde yine kağıtlarla Çağan girdi.Kaşlarını çatmış kağıtlara bakıyordu bu görüntü gerçekten tatlıydı,ay hadi neyse sustum.Daha sonra babam ve doktor girdi.Doktor bugün uygulayacaklarını anlatmaya başladı.

Çağan tedaviye başlamamız için bana sedyeye uzanmamı söyledi ve gerekli şeyleri yapmaya koyuldu.O sırada babam çatık kaşları ile onu izliyordu.Her şeyin yolunda olduğunu göstermek amacıyla gülümsedim.Onay verircesine kafasını hafifçe sallayarak tebessüm etti.Annemse bana bakamıyordu bile.İçimi acıtmıştı onları böyle görmek, gözümden bir yaşın yanağımdan boynuma doğru süzüldüğünü hissetmemle elimi boynumu silmek için kaldıracakken Çağan usulca o yeri okşadı.Gözlerinin içine baktığımda konuştu

ZehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin