"Ne depremi kız? Ağzından yel alsın. Bak arkadaşlarım geldi. Bir merhaba de."
En nefret ettiğim şey annemin en az annem kadar manyak arkadaşlarıyla tanışmak. Oflaya puflaya salona geçtim.
"Ay kız Hazal gel dans et sen de." Olum ben seni tanımıyorum. Sen beni nerden tanıyorsun.
"Yok ben almıyım. Siz çok guzel ediyorsunuz."
"Aa, olmaz gel sen de." Kolundan bir öküz misali çekip kadınların arasına aldı beni. O sırada kapı çalınca hemen kapıya koştum. Normalde olsa hayatta açmam.
"Annem burda mı?" Kapının önündeki taşımsı varlığı görmemle ağzım sonuna kadar açıldı. Onun da yüzünde hafif bir şaşırma ifadesi geçti. Ama sonra o mükemmel dişlerini gösteren bir gülümsemeyle "Noldu? Hiç mi erkek görmedin?" Dedi.
Şimdi dudağının ortasına çarpma da ne yap?
"Sadece hiç altın gününe gelen erkek görmemiştim. İçeri gelmez misin? Dans ediyorlar."
Beni şaşırtarak eve girdi. Ne yapmaya çalıştığını anlamayarak arkasından gittim. Annem yakın arkadaşlarından biri olan Müjde Teyze'nin yanına gitti. Bu salonda tek tanıdığım kişi de oydu zaten.
"Oğlum geldi artık bana müsade."
"Ay Müjde ne büyümüş oğlun. Maşallah, tü tü tü tü" Yapma teyze ya heryer salya oldu.
"Ben seni kızıma alacağım. Çok da yakışıklıymış." İçimden kahkahalar atarken bu lafı kimin dediğine bakınca küçük çaplı bir şok geçiriyordum. ANNE?!
"Annecim ben de burdayım farkındaysan."
"Tamam işte tanışmış oldunuz. Ay Müjde dünür mü olucağız yoksa?"
"İnşallah Özgecim inşallah."
"ANNE!" Gıcık çocukla aynı anda bağırdık.
"Neyse Özgecim sonra konuşuruz detaylı. Biz kalkalım." dediler ve o sırada herkes kalkıp gitti.. Çok şükür.
---
Sabah bizimkilere mesaj attım ve kafede buluştuk. Kahvaltı yaparken mesaj geldi.
'Buluşmak ister misin?'
"Kutay mesaj attı. Buluşalım mı demiş."
"Bu da fiyasko olmasın da. Hem Hazal sen bize resmini göstermedin, nasıl biri?" dedi Ayaz'la sarmaş dolaş oturan Defne.
"Fotoğrafı yokki."
"Nasıl yani?"
"Yani Öykücüm profilinde bir fotoğraf yok."
"Oo gizemli çocuk ayakları." Ömer pardon da sana noluyor kardeşim?
"Selam gençler." Berk ve Çisil gelmişti.
"Selam. Sandalye çekip otursanıza." Ayaz böyle diyince ikisi de sandalye çekip oturdu. Sonra erkekler kendi aralarında okul basket maçları hakkında konuşmaya başladılar.
"Ee neler oluyor?" Tabi gariban Çisil hiçbir şey bilmiyor.
"Öykü hızlıca anlatmak görevini sana bırakıyorum." Öykü ciddi anlamda 1 dakikada her şeyi anlatınca Çisil aklı karışmış bir yüz ifadesiyle bana döndü.
"Öykü'nün anlattıklarından anlayabildiğim kadarıyla Kutay sana mesaj attı ve ne diyeceğini düşünüyorsunuz şuanda. Bence kabul et. Hem biz de burda olucaksak sıkılınca seni kurtarırız." diyip göz kırptı.
"Tamam o zaman mesaj atıyorum."
'Olur. Ben şuanda Kader Kafedeyim. İstersen buraya gel.'
'Arkadaşlarınlaysan sonra da buluşabiliriz.
'Yok benim için sorun olmaz. Hem sen gelince yanlarından ayrılabilirim:)'
Bİr anda gelen bir cesaretle söyledim bunu ama gelince ayrılabilir miyim pek emin değilim.
'Tamam 10 dk ya ordayım:)'
10 dk boyunca kızlar beni oyaladı çünkü her ne kadar heyecanlanmayacağım desem de heyecanlıydım. Biraz daha vakit geçtikten sonra omzuma dokunan bir elle arkama döndüm.
Yüzüm anında düştü. "Senin burda ne işin var?"
Yarına bölüm yetiştirmeye çalışacağım. Bu aralar yoğunum o yüzden bölümler kısa olabilir. Bu bölüm ne kadar oldu emin değilim ve yazım hatalarını kontrol edemedim. Bu yüzden kusuruma bakmayın. Bu arada Berkay ismini Kutay a değiştirdim. Berk diye biri olduğu için...
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Ayrıca ithaf isteyen bana mesaj atabilir. Sınır koymaktan nefret ederim ama lütfen yorum yapın. Çünkü sizin yorumlarınız beni yazmaya iten en önemli unsur.
Bir sonraki bölüme kadar herkese iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
RomanceHerkesin kaderinde biri vardır. Bazıları onu bulmuştur, bazıları hala bekliyordur. Bu hikaye kendi kaderindekini bulmaya çalışan kızı anlatıyor. Hep yanlış kişilerle birlikte olmuş Hazal en yakın arkadaşı Defne yüzünden bir ilişki bulma sitesine üye...