"Noluyor lan burda?" Bu sesi çok iyi tanıyordum.
Daha sonra önümdeki adam yere düştü. Bıçağıda metrelerce ötesine yuvarlandı. Dilenci yarı sürünür yarı koşar şekilde yanımızdan uzaklaştı. Ben de kurtarıcıma bakabildim. Tahmin ettiğim gibiydi.
Hemen koşarak Berk'e sarıldım. Önce şaşkınlıktan tepki veremese de sonradan o da bana sarıldı.
"Hadi nereye gitmek istiyorsan seni oraya bırakayım." Tabiki de 'Gerek yok' diyemedim. Gururu falan boşver. Kalp krizi geçiriyordum burda ben.
"Defne'lere gidiyordum." Birlikte yürümeye başladık. Zaten 5 dk sonra eve ulaşmıştık. Ne söylemeliyim diye düşünürken Berk "Neyse Belamıknatısı kendine dikkat et. Görüşürüz."
"Görüşü-- Bir saniye ne? Belamıknatısı ne demek ya?"
Kucuk bir siritisla "İyi geceler Hazal." diyip gitti. Ben de zili çaldım. Kapı açılınca Defne ve Öykü beni sorguya çekti. Niye beni Berk getirmişmiş. Tabi Çisil gelene kadar her şeyi onlara özet geçtim. Çisil gelince de bir daha o konuyu açmadık. Açıkçası sevgilisiyle geldiğimi söylemek istemedim. Daha sonra dolmalari yiyip biraz daha konuşup yattık.
Sabah Defne'nin bağırışıyla uyandım. Çisil de uyanmıştı. Hemen Defne ve Öykü'nün kaldığı odaya gittik.
"Ayağını yedim ya Öykü. Çok iğrenç."
"Sen benim ayağıma kurban ol be."
"Hadi Defne'nin annesi terlikle gelmeden kahvaltıya inelim."
"Merak etme Hazalcım. Annenler evde değil.sabah komşuya kahvaltıya gittiler. Beni uyandırıp haber verdiler."
"O zaman dışarda yapalım kahvaltı."
"Olabilir Çisil ama önce annemi arayıp sorayım. Belki o bir seyler hazırlar bize."
Annemi aradım. Tabiki kızların adını duyunca hemen davet etti. Sesindeki mutluluk da beni suphelendirmedi değil yani. Açıkçası küçük bir kardeş falan istemiyorum.
Yürüyerek bizim eve vardık. Kader Kafenin önünden geçerken dün geceyi bir daha hatırladım. Berk olmasa 32 yerimden bicaklanmis tecavüze ugrayip kenara bırakılmış bulunabilirdim.
Eve anahtarimla girdiğimde burnuma çok güzel börek kokusu doldu. Hemen mutfağa koştuk. Annemi mırıldanarak masayı kuruyordu. Bir saniye mırıldanarak mı?
Hemen masada oturan Hakan'ın yanına gittim.
"Gece ne olmus?"
"Merak etme sadece yemek yemisler, dans etmişler ve babam çiçek getirmiş. Sordum bişey mi yaptınız diye ama kafama terlik yedim." Sanki hala acıyormuş gibi kafasını ovdu.
"Hadi kızlar masaya oturun ben de zaten yan komşuya geçeceğim. Size afiyet olsun." Deyip koşarak evden çıktı.
"Selam kızlar." diyen Selena kılıklı abime baktım.
"Selam." dedi Defne ve Çisil aynı anda.
Öykü'ye uzaylı görmüş masum köylü gibi baktım. Bunu ona daha sonra soracaktım.
"Selam Öykü." diye sadece Öykü'ye yöneldi abim.
"Selam Hakan."
Sonrasında tuhaf bir sessizlik oluştu. Neden kimse konuşmuyor lan diye düşünürken abimin telefonu çalmaya başladı.
"Efendim Can." Can abimin en yakın arkadaşıydı.
"Evet akşama ordayım. Sen diğerlerine de haber ver." diyip telefonu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
RomanceHerkesin kaderinde biri vardır. Bazıları onu bulmuştur, bazıları hala bekliyordur. Bu hikaye kendi kaderindekini bulmaya çalışan kızı anlatıyor. Hep yanlış kişilerle birlikte olmuş Hazal en yakın arkadaşı Defne yüzünden bir ilişki bulma sitesine üye...