~
"Hyuyng! Maşall..."
"Masal mı? Ben masal bilmem ki?" dudaklarını sarkıttı ve üzerime tırmanıp bacaklarını iki yanıma atıp başını yasladı. Gözlerini kaşımaya başladı.
"Lüffeyn.."
"Pekala. Bir düşüneyim. Hmm... Bir zamanlar Chimy adında bir kedi varmış. Bu kedi çok yalnızmış. Yeni şeyler yemeyi, farklı yerler görmeyi çok severmiş. Bir gün farklı lezzetler bulmak amacıyla köyünden uzaklaşmış. Dağları tırmanmış, köprüleri geçmiş.."
"Şoynra?"
"Sonra yolda giderken bir meyve ağacı bulmuş. Çok acıktığı için bir tane meyve bulma ümidiyle ağaca bakmış."
"Ağaçta meyve var mıymış?"
"Evet ağaçta meyve varmış ama sadece bir tane meyve varmış. Ağacın en tepesindeymiş. Sonra ağacın dibinde yere çökmüş bir oğlan görmüş kedi. Oğlan açlıktan ölmek üzereymiş."
"Ohh! Ölüyoyr mu?"
"Şşh!" kıkırdaması ile kıkırdadım.
"Kedi Chimy demiş ki. Sen de kimsin neyin var? O da demişki. Çok açım ama tırmanamıyorum alamadım demiş. Chimy tırnaklarını çıkarıp ağacın en tepesine kadar tırmanmaya başlamış ve meyveyi alıp aşağı inmiş."
"Ama Çhimy de aç. Kim yiyecek şimdi?"
"Chimy elindeki meyveyi durumu kötü olan oğlana vermiş. Oğlan büyük bir iştahla meyveyi almış ve kocaman ısırıkları ile yemeye başlamış."
"Chimy~ aç kaldı?" derken esnemesi ve gözünü kaşımasına gülümsedim.
"Sonra meyvenin bir kısmını bırakıp kediye vermiş. 'Teşekkür ederim nereye gidiyorsun beraber gidelim.' demiş oğlan. Chimy de demişki, 'Yeni lezzetler ve yerler görmek için köyümden ayrıldım, nereye gidebilirim bilmiyorum.' demiş."
"O zaman gel benim memleketime gidelim hem yeni lezzetler var hem bana eşlik edersin hem de seni bir kaç gün rahat ettirip can borcumu öderim demiş. Kedi Chimy de bunu kabul etmiş. Yol boyunca birbirileri ile sohbet etmişler. Kedi oğlanı, oğlan kediyi çok sevmiş."
"Daha sonra bir şatoya gelmişler. Aslında oğlan bir prensmiş. Ve kediye aşık olduğunu onunla kalması için istediği her şeyi yapabileceğini söylemiş, yalvarmış"
"Kedi de ona aşık mıymış?" Uykulu sesi ile kolayca uyuyabilmesi için sırtını sıvazlamaya başladım. Hemen kedi mırıltılarını çıkarmaya başladı.
"Kedi de ona karşı boş değilmiş. Oğlan kediyi öpmüş ve kedi bir anda çok yakışıklı bir erkeğe dönüşmüş. Evlenmişler ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar."
"Nereşiyndeyn öypmüş oğlayn?"
"Dudağından öpmüş." düşünür gibi mırıltılar çıkardı.
"Jiyn Hyuyng da Namjooyn Hyuyng'u dudağıyndan öpüyor. Namjooyn hyuyngda onu. Yayni Namjooyn bir iynşayna mı döynüşecek?"
"İnsana dönüşür mü bilemem. Ama çok mutlu olduğuna eminim." dedim gülümseyerek. Jimin biraz gülümsedi sonra yine konuştu.
"Jiyn hyuyngda mutlu mu oluyordur?"
"Evet bebeğim mutlu oluyordur." kıkırdadı. Biraz doğruldu ve uykulu gözleriyle bana baktı. Ve o an dudağıma bir öpücük kondurdu. Ne olduğunu kavrayamadan oda bir anda aydınlandı ve gözlerimin önündeki çocuğun saçları ışık saçmaya başladı. Işık söndüğünde Jimin ve kırmızı saçları adeta bana göz kırpıyordu.
Nutkum tutulmuştu. Şok üstüne şok olmuştum. Nasıl yani? Bir dakika ne?
"İyi geceler Hyuyng.." göğsüme sokulup mırıltılar eşliğinde uyuyakaldı.
~
Jimin-ssi artık büyü. Smut şeyler yazasım var. 😂🤧💛
