Iyi okumalar 🍭
••••••••••••••••••
O günün geri kalanında pek bişi olmadı okulun dağılmasına yakın müdür "Çocuklar hepiniz bahçeye duyuru yapılacak." diye anons yaptıktan sonra bende Baron'a baktım . Kalkabileceğini sanmıyordum o yüzden baronu sırtıma aldım ve hemen bahçeye indim.
Bahçeye indikten sonra sırtımda baron ile kimsenin bizi fark edemeyeceği bir yere geçtik ve orada beklemeye başladık. Bütün okul geldikten sonra müdür kürsüye çıkıp konuşmasını yaptı "Evet çocuklar, biliyorsunuz bir gezi yapmak istiyorduk . Bu sene bir gezi yapacağız ve 4 saat sonra yola çıkıcağız o yüzden şimdi evinize gidin ve eşyalarınızı hazırlayın. Orada 3 gün kalacağız herkes bir çadırda bir arkadaşıyla kalacak . Duyuru bitmiştir dağılabilirsiniz" dedi ve kürsüden indi.
Baron ' a döndüm ve "Bu bacakla gelebilecek misin?" dedim , baron kafasını bana yaklaştırarak "Evet , gelmek istiyorum ve geleceğim" dedi kafamı olumlu anlamda salladım. Çantaları elime aldım ve ilk iş olarak yetimhane yurdunda gittik.
Yetimhaneye yetiştiğikten sonra tek tek merdivenleri çıkarak odamın önüne geldik. Odamın anahtarını zor da olsa cebimden çıkarıp kapıya yerleştirdikten sonra kapıyı açtım ve içeri girdim. Baron'u yatağın üzerine onu incitmeden bıraktım , bir çanta çıkarttım ve dolabımdan kıyafet seçmek için dolabı açtım.
Orada 3 gün kalacağımız için ne olur ne olmaz diye 2 tane dar siyah pijama,2 tane yine siyah şort , 2 tane gri , 2 tane beyaz t-shirt , birkaç tane de iç çamaşır aldım ve yatağın üzerine koydum. Baron'a baktım huzursuz görünüyordu,ne olmuştu ona böyle. Baronun yanına geçtim ve yatağa oturdum.
Baron bana masumca bakıyordu "Bir sorun mu var ?"dedim "Y-yok birşey"dedi. Onun gözlerine baktım bana yalan söylüyordu kesinlikle bir yeri acıyordu. Emin olamadığım için ellerine baktım birşey yoktu daha sonra ayağına baktım ve pantolonun kan olduğunu gördüm.
Ben ona endişeli gözlerle bakarken o bana "sorun yok" dermiş gibi bakıyordu. Daha fazla dayanamadım ve onu yavaşça ayağa kaldırdım ve ona "Pantolonunu çıkarmalısın" dedim. Baron'un yüzü yine kırmızının elli tonuna bürünürken kafasını hayır anlamında salladı. Onun sözünü dinlemedim ve pantolonu çıkarmaya başladım.
O sırada birden kapı açıldı , içeri geumhyuk girdi ve bizi öyle görünce dondu kaldı. Yanlış anlamıştı bakışlarından bunu hissettim olayı sindirdikten sonra konuşmaya başladı "Ben sizi rahatsız etmeyeyim kanka ben kaçtım."dedi ve dışarı çıktı. Baron eli ile alnına vurup "Yanlış anladı işte "dedi " bekle burda " dedim ve onu bırakıp dışarı çıktım.
Koridorun sonuna doğru "GEUMHYUKK!!"diye bağırdım. Kafasını duvarın ordan çıkarıp "Erken bitti sanırım işin " diye dalga geçtiğinde hızla onun yanına ulaştım ve onu yakasından tutup kenara çektim. Kafamı duvarın ordan çıkarıp etrafı kontrol ettim ve konuşmaya başladım " Yanlış anladın gerçekten be-ben ona yardım ediyordum pantolonu k-kan olmuştu ve anla işte kelimeleri toparlayamıyorum."dedim ve onun yüzüne baktım. Bana dikkatle bakıp gülmeye başladı "ah-hah dostum dalga geçiyordum senin öyle biri olmadığını biliyorum zaten" dedi ve gülmekten gözünden akmaya hazırlanan gözyaşlarını sildi.
Onu arkamda bırakıp odaya geri döndüm. Baron'a baktım yatağın üzerine uzanmış ve gözlerini kapatmıştı. Yanına usulca yaklaşıp yüzünü izlemeye başladım ~ah kalbim çok hızlı~çok huzurlu görünüyordu. Daha fazla dayanamayacağımı bildiğim için kıyafet işine geri döndüm. Eşyalarımı tamamladıktan sonra Baron'a baktım çok huzurlu uyuyordu.
Yanına yaklaşıp hafifçe dürttüm anında gözlerini açıp bana baktı ve doğruldu "İşin bitti mi?"diye sordu bir yandan da bir eliyle gözünü ovuşturuyordu. Öyle masum masum bakıyordu ki etrafa sıkıca sarılıp öpesim geldi. Kafamı salladım ve "Daha sizin eve geçeceğiz hadi kalk."dedim. Yataktan kalktı pantolonunu düzeltip bana baktı, ben "Sizin eve geçince yarana bakacağım ama şimdi gitmeliyiz." dedim ve kapıyı açtım çantayı önüme taktım Baron'u sırtıma aldım ve kapıdan dışarı çıktım. Saati ikimizde bilmiyorduk ama belki az kalmıştır diye hızlı hızlı ilerlemeye başladım.
Baronun evine vardığımda Baron'u indirip hızla kapıyı çaldım ve açılmasını bekledik. Kapı içeri doğru yavaşça açılırken üzerinde mutfak önlüğü olan ve hafif kırlaşmış saçlarını örgü yapmış bir kadın açtı. Bize bakıp gülümsedi "İçeri geçin çocuklar dışarıda kalmayın."dedi biz içeri girdikten sonra önünde eğilip selam verdim. Daha sonra kendimi tanıtmaya başladım "Benim ismim Kim Ho-Sung Baronun arkadaşıyım."dedim ve gülümsedim.
Kadın gözlerimin içine derince bakıp gülümsedi ve "Tanıştığma memnun oldum evladım ben de Choi Soo-Young Baronun üvey annesi" diyip daha da içten gülümsedi Baron beni dürtüp kafası ile yukarıyı işaret etti annesi de anlamış olacak ki "Hadi siz yukarı çıkın Baron arkadaşına odanı bulmak için yardım et oğlum " dedi Baron kafa sallayıp yukarıya sekerek çıkmaya başladı tabii ben de onu takip etmeye.
Baronun odasının önüne geldik ve içeri girdik. Ben üç kişilik koltuğa oturup odayı incelemeye başladım. Kapının sol tarafında bir komodin vardı, onun üzerinde zarif ve sade bir abajur vardı, kıyafet dolabının rengi mavi ve beyaz olarak kombinlenmişti. Yuvarlak kırmızı halısı , üzerinde halıya uyum sağlayan çalışma masası , halının renginde olan oturduğum koltuk ve yatağı ile odası gerçekten güzel duruyordu. Ona doğru döndüğümde bana baktığını farkettim ve ona gülümsedim.
Dolabına doğru sekerek yöneldi ve dolabın içinden bir küçük bavul çıkardı. Bavulu açtıktan sonra kıyafetlerini tek tek çıkarmaya başladı . Önce bir kaç tane iç çamaşırları çıkardı ardından 2 tane beyaz , 1 yeşil t-shirt , 1 tane siyah şort , 2 tane de siyah pijama çıkardı. Hepsini düzenli bir biçimde küçük bavuluna koyduktan sonra bavulun fermuarını çekti. Bana bakıp "Bitti" dedi kafa salladım "Pantolonunu çıkarmalısın " dedim.
Kafasını eğip pantolonuna baktı ve kafa salladı "Ilk yardım kutusu banyo dolabında getirebilir misin ?" dedi . Ayağa kalktıktan sonra ona "Yatağa otur hemen getireceğim " dedim ve doğruca banyoya gidip ilk yardım kutusunu aradım. Kutuyu bulduktan sonra odaya gittim ama yatağın üstüne oturmuş ve üstünde pantolonu olmayan bir Baron görmeyi beklemiyordum. Yatakta masum bir şekilde oturmuştu ~ne kadar masum olursa olsun acayip sexy~ ve yarasına bakıyordu. Yanına gittim ve yaraya baktım . Yarası o kadar kötü durmuyordu ilkine göre daha iyiydi . Yaraya pansuman yapıp üstünü kapattım ve Baron'a kalkması için elimi uzattım.
Ayağa kalktı, üstüne temiz bir pantolon geçirdikten sonra eline bavulu aldı ve yürümeye çalıştı. Canı acısada yavaş yavaş yürüyordu. Yanına yetişip elinden bavulu aldım ve ona aşağıya inmesine yardım ettim. Mutfaktan sesler geliyordu, ben bavulu yere bıraktım ve çıkan gürültüden dolayı hem ben hem Baron hem de anında dışarı çıkan bayan choi korkmuştu.
Eğilerek özür diledim ve kapıya ilerleyip dışarı çıktım. Baron da yanıma geldi ve ilerlemeye başladık. Yolda hiçbirşey konuşmadık , okulun oraya yetiştiğimizde bizi goturecek olan otobüs oradaydı. Görevli öğretmen Bay Kim isim alıyordu. Ismimizi yazdırdıktan sonra bizde otobüse bindik ve yan yana olan iki koltuk seçtik. Ve yolculuğumuz 15 dakika sonra başladı. Bu benim hayatımın aşkı ile yaşayacağım ilk kamp macerası olacaktı.
Çok geç olduğu için üzgünüm telefonuma el konuldu , bilgisayar bozuldu ve daha neler neler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk aşkı { Balou }
FanfictionLisede başlayan ve zamanla büyüyen bir aşk hikayesi. Vav grubundan Baron ve Lou'nun fanfici