UMARIM SEVERSİNİZ
Güneş'ten
Merhaba ben Güneş Kutlu. Şu an İstanbul'da özel bir hastanede cerrah olarak çalışıyorum. Hayatım bugüne kadar yolundaydı. Her şey mükemmel değildi ama en azından mutlu bir hayat sürüyordum. Ta ki onu görene kadar... Hiç değişmemişti, hala gözlerindeki ışıltı sönmemişti. O bakmaya hayran olduğum gözler... Ne çok olmuştu birbirimizi görmeyeli. Bir süredir ona baktığımı fark edip kafamı başka yöne çevirdim. Belki de o değildi. Aman be kimse kim beni ilgilendirmiyor. Ne çabuk unutmuştum bana yaptıklarını. Ama unutmamam gerekiyordu. Kafamı başka bir yöne çevirdim. O artık beni ilgilendirmiyordu. Bu arada baş hemşire Nurcan yanıma gelip;
-Güneş Hocam acilden sizi çağırıyorlar ha bi de Ali hoca bütün cerrahları saat 13:00'da toplantı salonuna çağırıyor.
-Tamam Nurcan sağol.
Hemen acile indim.Uzay'dan
Yeni hastane, yeni şehir, yeni bir başlangıç. Bu zamana kadar hep İzmir'de çalışmıştım. Ama oradaki Hocam bu hastaneye gelmemin benim kariyerimi daha iyi etkileyeceğini söylediği için buraya gelmiştim. Danışmadaki kızın sesiyle ona döndüm.
-Uzay bey diğer cerrahlarla tanışmanız için Ali hoca saat 13:00'da tüm cerrahları toplantı salonuna çağırdı. Siz de saat 1 de gidebilirsiniz. Toplantı odası 13. katta.
Danışmadaki kıza teşekkür ettikten sonra saatime baktım daha 15 dakika vardı. Biraz hastanenin kafeteryasında oturduktan sonra toplantı salonuna gitmek için asansöre doğru yöneldim. Bu hastane geldiğim hastaneden baya büyüktü. Sonunda toplantı salonuna gelmiştim. Kapıyı açıp Ali'nin yanındaki adımın yazılı olduğu yere oturdum. Bir dakika buradaki isim? Toplantı salonunda sadece bu koltuk boştu. Önünde de Güneş Kutlu yazıyordu. Ama nasıl? Dünya bu kadar küçükmüydü? O benim çocukluğum, gençliğim olan Güneş miydi? Benim hayatımı bir Güneş gibi aydınlatan ama gittikten sonra hayatımın bir kısmı hep karanlık olan... Ama belki de o değildi sadece isim benzerliğiydi. Kafamdaki düşüncelerden kurtulduktan sonra Ali'ye döndüm. Ali benim İzmir'den arkadaşımdı be bu hastane onların olduğu için Ali mezun olduktan sonra bu hastaneye gelmişti. Ve Güneş'i tanıyordu tabi benim anlattığım kadarıyla...Güneş'ten
Acilde ki işimi hallettikten sonra saatime baktım. Eyvah! Saat 13:10'du. Toplantıya geç kalmıştım. Hemen toplantı odasına gitmek için asansöre bindim. Toplantı salonun önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Geç kaldığım için kapı açılınca herkes kapıya döndü. Herkes bana bakıyordu ama benim gözlerim sadece onun gözlerine bakıyordu. Evet bu Uzay'dı. Benim hayatımın en güzel ve en kötü anlarını birlikte yaşadığım Uzay... Benim Uzay'ım...
Uzay'dan
10-15 dakika olmuştu ben toplantı salonuna geleli ve geldiğimden beri bakışlarım sadece karşımdaki kağıttaydı. Üzerinde Güneş KUTLU yazılı olan kağıt... Hala inanamıyorum. Bunca olanlardan,birlikte geçen onca yıl ve onsuz geçen onca yıl sonra... Ben bunları düşünürken kapı açıldı. Kapı toplantının ortasında açıldığı için herkes kapıya döndü. Tabiki ben de kapıs döndüm. Dönmemle birlikte bakışlarımız birbirini buldu. Öyle bir nefes aldım ki bu nefes sanki Güneş'siz geçen yıllardan sonra gerçek anlamda aldığım ilk nefesti. Hala gözlerime inanamıyorudum. O benim Güneş'im di...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay'da Kaybolan Güneş
Teen FictionBen Uzay'ın Güneşiydim Ama Uzay'da Yavaş Yavaş Kayboluyorum...