Uzay'dan
Motoru garaja park ettikten sonra eve çıktım. Heryer heryerdeydi. Daha dün gelmişti İzmirden eşyalarım. Bunların hepsini açmam gerekiyordu. Bu gün açayım bazılarını diye düşündüm. Ve odama gitmesi gereken kolileri odama götürdüm. Mobilyalarımı dünden önce kurmuştum. O yüzden sadece İzmir'deki annemin yolladığı özel eşyalar kalmıştı. Annemin hangi eşyalarımı yolladığını bilmiyordum. Kolilerin ilkini açtım. İçinden eski kitaplarım çıktı. Onları kütüphaneye koyduktan sonra diğer koliyi açtım. Açmamla gözlerimin dolması bir olmuştu. İçinden iki tane kask çıkmıştı. Biri benim diğeri Güneşin kaskı... Annem bunları niye yollamıştı ki? Bu koliyi ben hazırlamıştım ve yatağımın altında duruyordu. Açıp bakmadan yolladı herhalde. Ama bir dakika eğer annem bu koliye bakmadan yolladıysa yatağın altındaki diğer iki koliyi de yollamıştı... Hemen diğer kolileri açtım. Evet annem bu kolisinde yollamıştı. Güneşle fotoğraflarımızın olduğu koli. Diğer koliyi de açtım. Bundan da İlklerimizin olduğu eşyalar mesela birlikte ilk denize düştüğümüzde üstümüzde olan tişörtler. Önümdeki koliden kaskları alıp salondaki kitaplığın üstüne koydum. Sonra odama döndüm. Önümde iki tane koli vardı. Hepsinin anısı vardı. İlklerimizin olduğu kolide ki her eşyanın üstümüzde olduğu bir fotoğraf vardı diğer kolide. Güneş belli ki silmeye çalışıyordu beni hayatından ama ben ona kendimi affettirecektim. Ve yolunu da bulmuştum. Ah annem sen olmasan ben ne yaparım. İyi ki yollamışsın bu kolileri. Annem aklıma gelince Güneşle olan ilişkilerini düşündüm. Normalin aksine annemle güneşin arasında asla kaynana-gelin ilişkisi olmamıştı. Annem Güneşi 11. Sınıftan beri tanıdığı için hep kızı olarak görmüştü onu... Düğündeki olaylardan sonra ailem benimle 2 ay konuşmadı. Ama 2 atın sonunda ben kendimin suçsuz olduğunu kanıtladıktan sonra barışmıştık. Düğünden sonra Güneşi çok aradım ama bulamadım. Aileleri düşününce aklıma güneşin ailesi geldi. Ne kadar sinirliler di bana. Hayri amca düğünden sonra çok kez evime gelmişti ve güneşin benim yüzümden gittiğini söyleyip durmuştu. Demek ki Güneş düğünden sonra ailesine de nereye gittiğini söylememişti. Bu düşüncelerden kurtulduktan sonra iki koliyi de alıp salondaki masanın üstüne koydum. Planım her gün anısı olan bir eşya ve o gün çekildiğimiz fotoğrafları yanına koyup küçük bir paket hazırlamaktı. Bunları böyle her gün birkaç tane güneşe verecektim. Ama bir şeyden korkuyordum. Güneş bana olan sinirinden bu eşyaları çöpe atarmıydı? Atmazdı ya güneş kızamazdı bize... inşallah öyle olurdu. Bütün eşyaları fotoğraflarla birleştirdikten sonra hepsini paketledim. Ve saat artık çok geç olduğu için yatmaya gittim. Hemen uyuyacağımdan emindim. Çünkü yarın güneşimi görecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay'da Kaybolan Güneş
Teen FictionBen Uzay'ın Güneşiydim Ama Uzay'da Yavaş Yavaş Kayboluyorum...