Akşam soğuğuyla beraber gelmiş, Mihriban'ın baba evinden içeri sızmıştı. Mihriban üşüyen kollarını ufalarken gülen gözlerle babasına baktı. "Ramazan ağam," dedi babasının kuvvetli yüzüne bakarken. Babası gözlerini biricik kızına çevirdi, evladını fazlasıyla özlemişti. Aklı her daim Mihriban'ındaydı.
"Söyle çiçek tarlam." dedi Ramazan neşeyle. Kızı fazla nazlıydı, Emin gavuru iyi bakar mıydı bilmezdi...
"Camı kapat camı, donduk vallahi ayazdan."
Babası gülerek kızına bakarken çayını yudumlayan damadına emretti.
"Emin kalk camı kapat, eveti!"
Emin bardağı tabağına bırakıp divandan kalktı, Ramazan ağayı az biraz severdi ama soğutmaya yeminli gibiydi. Kızını da başına kakalamıştı zaten. Kalkıp hızla camı kapatırken karısına sinirli sinirli baktı. Karısının hiç umrunda değildi, yüzü gülerken kaynanasıyla koyu sohbete dalmış annesinin yüzünü inceledi. Yaşlılığına rağmen inci kadar güzeldi.
Bir ara annesi köşede sıkıştırıp soracağını sormuş, sonucunda doğru cevabı almıştı da. Biraz köpürüp bu işi bozalım demeye bile getirmişti ama Mihriban annesini susturmayı başarmıştı.
Annesinin keyfi kaçmıştı kaçmasına ama durumu da belli etmeye niyetli değildi, Mihriban adından da iyi biliyordu ki kocası Emin yağlı ekmeğe dört dönen köpek gibi peşinde dönecekti. Asla moralini bozmuyor, her fırsatta kocasına asi tavrını koyuyordu. Bu inadın sonu bir yere varacaktı elbet, o yerde en güzelinden.
Kocasının sesini duyduğunda düşünceleri çil yavrusu gibi dağılmıştı. Kocası gür sesiyle hiç tanımadığı at için konuşuyordu.
"Baba." diyip tüm dikkatleri üzerine toplamıştı. Onu dikkatle dinleyen beylere bakıp devam etti. "Sizin Gülsarı'yı bizim ahıra çeksek, Mihriban'a da moral olur."
Ramazan damadından böyle bir teklif beklemiyordu, yüzü aydınlatırken, "Hay bin yaşa evlat!" dedi. "Mihriban'ım Gülsarı'sını ister de ben esirger miyim?"
Mihriban gülümserken kocasının da kendisinden farksız olduğunu gördü, iyiden iyi de haber. Ya Gülsarı'yı diğer atlar darlarsa? Dayanamaz hiç Gülsarı'sına...
Bu sırada İnci de muhabbete dahil oldu. "Kız Mihriban, görmeye gönlün razı gelir mi?"
Mihriban dolan gözleriyle kafasını salladı, Gülsarı'nın hala kendisine ait olduğunu bilmesi bile içini rahatlatacaktı. Babasının, "Görür de sever de. Mihriban'ım, kara gözlüm Gülsarı nasıl huysuz bir bilsen? Garibim sanki hasretinle yanar tutuşur yıllardır. Yüzünü görse üstüne atılır korkumdur." demesiyle gözündeki damla kucağına düşüverdi.
Bütün bu olanları "Mihriban'ın yeni ailesi merakla izliyordu. Gülsarı'yı sever de niye uzak dururdu diye düşünedursunlar... Kocası gördüğü gözyaşlarıyla anında teklifinden vazgeçmişti ama almam da diyemiyordu. Daha beteri vardı, olur da karısı Gülsarı'ya binmek isterse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇATAL KARAM
RomanceMihriban gülüyor, kıkırtılar bırakıyor ve farkında olmadan karnını okşayan kocasını hissediyordu. Uzun kavak ağaçlarının yanına vardıklarında Gülsarı yavaşladı, ufuğa doğru usulca yürürken kocasının göğsüne sırtını yasladı. Kocası saçlarının kokusun...