Twenty two

7.4K 465 370
                                    



Yine dayanamayıp yazdım
Hem de hasta halimle
Hasta demişken
Çok hastayım
bana biraz ilgi gösterin olur mu
Öpücükler
X

***

Kapım yerinden sökülürcesine vurulurken zar zor yerimden kalkıp gözlerimi ovaladım. Telefonumdan saati kontrol ederken kaşlarımı çattım. Saat 4'tü amına koyayım.

Gelen kişinin ciğerini sökmek üzere yatağımdan çıkıp çıplak ayaklarımla parkeye bastım. Sadece boxerla uyuduğum için bornozumu üzerime geçirip sonunda kapı kolunu aşağıya indirdim.

Karşımda bembeyaz suratıyla Murat vardı. Uyku halini tam atamadığımı düşünüp gözlerimi kırpıştırdım ama hâlâ oradaydı.

"Özür dilerim. Seni uyandırmak istemezdim ama dayanamadım." Tamamen teklifsizce içeri girip kapıyı arkasından kapattı.

"Geç içeri ya, kalma kapıda."

Beni sallamadan salona geçip ışıkları açtı. Daha önce evime gelmediğine emindim ama sanki kendi eviymiş gibi rahattı.

"Murat, kafayı mı yedin? Saat 4 lan."

"Biliyorum. Ama yapamadım. Bu işi halletmeye geldim." Deyip üçlü koltuğa çöktü. Derin bir iç çekip ben de yanına oturdum. Gözleri, 3 saat önce kapıma bıraktığı ve şu an tam karşımızda olan bisikletteydi. "Özür hediyemi beğendin mi?"

"Bayıldım ama bunu sana söylemeye niyetim yok." Dediklerimle beraber gülmekle gülmemek arasında bir ifade belirdi suratında.

"Alper, belki hiç düzgün bir arkadaşlığımız olmadı, yani en başından beri saçma başladı arkadaşlığımız ama böyle bitmemeli." Kollarımı göğsümde birleştirip onu dinlemeye başladım. "Hiçbir zaman seni sadece altıma aldıklarım gibi görmedim. Sebebini bilmiyorum. O gün neden öyle dediğimi de bilmiyorum ama yemin ederim öyle düşünmüyorum. Buraya ne için geldiğimi söylersem beni gebertirsin ama olmak zorunda."

Kaşlarımı kaldırıp ne saçmaladığını anlamaya çalıştım. Anlamıyordum. "Bak, bisikleti gördüğümden beri zaten seni affetmek üzereydim. Ne diye geldin anlamadım ama, tamam. Affettim seni."

"Olmaz. Böyle olmaz." Diye çıkıştı anında.

Ona doğru eğilip gözlerimi büyüttüm. "Lan ne olmaz? Affet diyordun, affediyorum işte. Tamam, geçti k-" Ani bir atak yapıp dudaklarıma kapandığı zaman yine kaldım öylece. Zaten ne zaman beni öpmeye kalksa kalıyordum öyle.

Dudaklarımızı oynatmadan öylece beklerken saniyeler geçiyordu ama ikimizden de bir hareket gelmiyordu. Kendime gelir gibi olup geri çektim kendimi. Yüzü hâlâ bembeyaz bana bakıyordu. "Bu neydi şimdi?"

"Ben düşündüm. Bayağı düşündüm. Yani ne kadar düşünülebilirse o kadar düşündüm."

"Murat, sakin olur musun? Ne diyorsun amına koyayım?"

Dünya üzerindeki en ilgi çekici şeymiş gibi ellerine bakarken konuşmaya başladı. "Benim yüzümden aseksüel olmadığını anladın. Yani artık aseksüel değilsin ve başka insanlarla da yapacaksın. Ama hiç üstte olmadın. Ben en azından sana bunu borçlu old-"

Beklemeden sözünü kestim. "Salak mısın sen, neden borçlu olasın ki? Saçmalama, Murat."

Koltukta bana doğru dönüp gözlerimin içine baktı direkt. "Bak, arkadaşız değil mi? Hem daha önce yapmadığımız şey değil. Çok saçma bir şey söylemişim gibi bakma bana. Altta olmak kötü bir şey değil ve ben bunu istiyorum. Üstelik nasıl olduğunu merak ediyorum ve ilk seferimi tanımadığım biriyle yapmaktansa senle yapmak istiyorum. Bana zarar vermeyeceğine ve rahat hissettireceğine en emin olduğum kişi sensin. Üstelik böyle bir şeyi başka kimden isteyebilirim ki?"

Aseksüel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin