-5-

250 36 2
                                    

Merhaba Jimin.
Bugün sana hediyeni vermem üzerinden 2 hafta geçti ve sen ilk defa bankta Jungkook'la otururken yanıma geldin.
Ben ilk başta seni fark etmedim.

Telefonumla meşguldüm ve Jungkook'un beni dürtmesiyle gözlerimi telefondan çektiğimde karşımda seni görmeyi beklemiyordum Jimin.

Kalbimin göğüsüme uyguladığı o baskıyı o kadar çok hissediyordum ki bir an senin duymandan korktum Jimin.
Senin hislerimi bilmenden korktum.

Sana hâlâ bakmaya devam ederken yüzünde en sevdiğim ifade vardı.

Hafif bir gülümseme ama içten.

Kafamdakileri def edip sana odaklandığımda elinde sana verdiğim kitabı gördüm. Bana benim gözlerimin içine bakıp teşekkür ettin ve kitabı çok beğendiğini söyledin.

Tekrar.

Ben yine heyecandan konuşamadığım için kafamı salladım bisey değil anlamında.

Tekrar.

Sen gitmeden önce son defa o güzel gülümsemenle baktın ve yanımdan ayrıldın.
Sen giderken ben senin arkandan bakmaya devam ettim Jimin.

O kadar mükemmeldin ki sana bakmaya doyamıyordum.

Ama ta ki Jungkook'un sesini duyana kadar. "Hyung o kitap da neyin nesi?"
Bir anda Jungkook'a döndüm. Acaba anlatsa mıydım?

Ya benden tiksinirse.
Ya benimle bir daha konuşmazsa.
Ya dalga geçerse.

Bunlar kafamda sürekli dönerken Jungkook'un beklentili bakışları hâlâ üzerimdeydi. Tam ağzımı açtım birsey diyecekken zil çaldı.

Bugün de seni içimde tutmayı başardım Jimin.
Bugün de sadece benim içimde yaşamaya devam ettin.

Seni kimselere anlatmamamın başka bir sebebi de benim sende bulduğum o güzel masum bakışları başkası da fark edicek diye ödüm kopuyor Jimin.

Benim değil de başkasının olucaksın diye ödüm kopuyor.

Ten Letter | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin