Sabah uyandığımda bitkindim ve başım ağrıyordu. Hala dün gecenin etkisindeydim.
Tom nasıl ve hangi yüzle odama gelebildi hala anlamıyordum. Aslında tüm yaşananlara aklım ermiyordu. Düşüncelerimi bölen şey aşağıdan gelen yanık kokusuydu. Hızlı hızlı merdivenlerden indim ve Ericayla göz göze geldim. Ekmekleri yakmış.
Erica'ya gülerek "Bir ekmek bile yapamıyorsun Erica görüyor musun?" diyerek dalga geçtim. "Geç sen dalganı geç... Sana bakmak için hayatta yapmadığım şeyleri yapıyorum görmüyor musun Jess." dedi gülerekten. Bir kahkaha patlattım.
Ama doğruya doğruydu. Erica hayatta kahvaltı hazırlamazdı. Genellikle evin yemeklerini ben yapardım ve Erica tarafından da çok beğenilirdi.
Son kalan ekmeğimizde yandığı için ekmeksiz kahvaltımızı yaptık. Erica bana 'konuş artık' dercesine bir bakış fırlattı. Bende 'ne var' anlamında kafamı salladım.
"Konuşmayacak mısın Jess. Ne yapacağız şimdi?"
"Gerçekten bilmiyorum. Çok korkuyorum. Dün yaramın olduğu yer çok acımıştı. Bana neler oluyor hiç anlamıyorum..."
"Tamam o zaman. Bugün sen bizi dün yere düştüğün yere götürüyorsun."
"Emin misin? Na-nasıl yani?" Bir an içim ürpermişti. Hala etkisi altındaydım yaşadıklarımın.
"Evet eminim. Bugün kütüphanede birkaç işim var. İşim bitince ben seni arayacağım. Sen o sırada biraz daha dinlen."
"Tamam." dedim isteksizce. Aslında nasıl oraya gideceğimi bilmiyordum. Daha doğrusu korkuyordum.
Kahvaltımız bittiğinde beraber masayı topladık. Sonra Erica dediği gibi kütüphaneye gitti. Bende geçtim koltuğuma ve yarıda kalan kitabımı okumaya başladım.
Saate baktığımda tam 2 saat geçmişti ve zaman nasıl bu kadar hızlı geçti anlamamıştım. Kitabı kapattım biraz göz gezdirmek için televizyonu açtım. Kanalları gezerken bir anda televizyonda patlamış mısır gördüm. Canım acayip bir şekilde patlamış mısır çekmişti.
Mutfağa gittiğimde dolabı açtım baktım ama mısır yoktu. Her dolabı didik didik aradım ama hiçbirinde yoktu. Bende anahtarı alıp ceketimi kapmamla markete gitmem bir oldu.
Marekete geldiğimde hızlıca reyonlara göz gezdirdim ve sonunda aradığımı buldum. O sırada bizim okuldaki hiç tanınmayan ve herkesin ezdiği David'i gördüm. Herkesin bu çocuğu neden ezdiğini gerçekten anlamıyordum. Çocuk gözlüklüydü ama iyiye iyi de fiziği vardı. Ben bu düşüncelere dalmışken bir anda David'i yanımda buldum. Korkuyla sıçradığım için karnım yine çok acımıştı ve acımdan tam yere düşerken David beni kolumdan yakaladı.
"İyi misin?" diye sordu.
Sadece kafa salladım. Bana neler olduğunu bilmiyordum ama artık beklemekten sıkılmıştım. Ne olduğunu bulmam gerekiyordu.
"Seni pek iyi görmedim Jessica." dedi. Adımı nerden biliyordu? Ayrıca ne hakla yanıma bu kadar yaklaşıyordu. O sırada göğsünden hafifçe ittirdim ve aradaki mesafeyi korudum.
"İyiyim, gerçekten. Teşekkürler." dedim ve kasaya doğru gittim. Mısırımı aldıktan sonra marketten çıktım. Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Kapşonumla saçlarımı kapattım. Sonra yağmurun tadını çıkararak yürümeye başladım ki arkamdan bir ses duydum.
"Jessica!" Arkamı dönüp baktığımda koşarak gelen David'ti. Olduğum yerde durdum.
"Şeyy... İyi olduğuna emin olmak istedim." dedi. Beni şaşırtmaya başlamıştı.
"Bu arada ben David." diyerek gülümsedi.
"Biliyorum." diyerek gülümsedim vee yürümeye başladım. Arkama baktığımda David hala öylece duruyordu. Belli ki alışık değildi böyle durumlara.
Eve gittiğimde mısırımı patlattım ve bir film açıp izlemeye başladım. Erica hala gelmemişti ve saat 5 olmuştu.
Filmimi izlerken kapıyı birisi sanki kırmaya çalışırmış gibi yumruklamaya başladı. Filme daldığım için çok korkmuştum. Gelen Erica'ydı. Nefes nefeseydi. Kötü bir şey olduğu her halinden belliydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/15647908-288-k751321.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ ISIRIK
VampireO gece soluk soluğa koşuyordum ve arkamda gelen ayak sesleri içimi ürpertiyordu. Koşarken arkamdan kimin geldiğine bakmaya cesaret edemiyordum ki bunları düşünürken yere yapışmam bir oldu. İri ve kırmızı gözler...