4🌸

85 9 15
                                    

Yüzü mosmor olan çocuk, gidene kadar kızın arkasından baktı. Yeterince uzaklaştığına emin olduktan sonra doğrulup gömelğin yakasından birkaç düğme açtı ve elini ensesine koydu. Bu kez de yüzü sinirden mor olmuştu. Öfkeyle sesini biraz yükselterek konuştu.

-Bilerek o kadar bekledin değil mi? Acı çekmemden zevk alıyorsun.

-Belki biraz, dedi sonra kendine engel olamayarak gülmeye başladı.

Çocuğun yanına geldi, elini sırtına koyup sıvazladı.

-Aish! Sana prens demeye bin şahit ister, dedi ve adamın kolundan kurtulup sinirle volta atmaya başladı.

-Resmen o kıza yenildim, kabul edilebilir şey değil.

Problem bir kıza yenilmiş olması değildi aslında, yenilmiş olmasıydı.

-Seni yenebilecek biri olduğu için onu istiyorum ya zaten, dedi diğeri sakince.

-Onu almakta kararlısın yani.

-Evet. Onun gibi birini bulabileceğimizi sanmıyorum.

-Sen bilirsin ama o kızı istemiyorum.

-Aslına bakarsan, ikinizi ortak yapmayı düşünüyorum.

-Lütfen şaka yaptığını söyle, dedi prensin yanına gelip boyu kısa olduğu için yukarı bakarken.

-Bence çok iyi ortaklar olabilirsiniz. Birlikte güzel işler başaracağınıza inanıyorum. Çok ileri gitmiyorsam yarın gidip onu davet etmeni istiyorum. Fazla vaktimiz yok, ne kadar çok kişi toplarsak o kadar iyi. Yakında harekete geçeceklerdir.

-Doğru diyorsun ama benim dışında adamın yokmuş gibi davranma. Artık beni sinirlendirmenin hoşuna gittiğine eminim, dedi ve hızla arkasını dönüp sert adımlarla yürümeye başladı.

***

Jisoo kucağında birkaç çeşit kumaşla terziden dönmüştü. Odasına geçip masasına oturdu. Eline bir kalem ve bir kaç kağıt alıp aklındakileri kağıda dökmeye başladı. İstediği şeyi bulunca biraz uzaklaşıp karşısındaki çizime baktı. Tam hayal ettiği gibi olmamıştı ama önemli değildi asıl detaylar aklındaydı zaten. Bu yılki elbisesini kendi dikecekti.

Çekmeceden bir kumaş makası alıp hemen işe koyuldu. Genellikle işlerini ertelerdi ama bu kez hevesliydi bir an önce bitirmek istiyordu.

Saatler süren çalışmanın ardından bir şeyler çıkmıştı ortaya ve Jisoo sonuçtan gayet memnundu. Henüz bitmemişti ama güzel olacağına emindi.

Kapısı çalındı o sırada. Jisoo kapıyı biraz aralayıp başını uzattı. Yoongi gelmişti.

-Kaç saattir odandan çıkmadın bir şey olmadı değil mi?

Aslında kızın yüzünden düşmeyen gülümsemesini görünce her şeyin yolunda olduğunu anlamıştı ama yine de sordu.

-Hayır, bir şey olmadı. Bu yılki elbisemi kendim dikmeye karar verdim de.

-Anlıyorum. Neler yaptığına bakabilir miyim peki? Yoksa sürpriz mi olacak?

-Bakabilirsin, dedi ve geri çekilip kapıyı sonuna kadar açtı.

Yoongi pembe elbiseye bir göz gezdirdi.

-Böyle yeteneklerin olduğunu bilmezdim doğrusu. Bizden sakladığın daha neler var acaba.

Jisoo gülerek karşılık verdi ve ağabeyine sarıldı. Yoongi normalde böyle şeyleri sevmezdi ama bir şey demedi. Hatta kolunu omzuna koyup yarım bir şekilde o da Jisoo'ya sarıldı.

SPRİNG DAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin