Işık Teleskobu

21 2 2
                                    

Yıllardır yapmaya çalıştığımız ışık teleskopunu 2 saat önce bitirmiştir. Binlerce bilim insanı teleskoptan bakmak için seferber olmuşlardı ama tüm profesörler ilk olarak benim bakmam açısında hem fikirleri. Ben de onların görüşüne saygı duydum ve teleskobun alt merceğine gözümü dayayıp herhangi bir gezegene çevirdim. Önce satürn'e baktım mükemmel halklarına. Sonra andromega galaksisindeki yeşil bir gezegene. Sonra Profesör lucas'a dönüp "çalışıyor profesör , çalışıyor " profesör gülümsedi, daha sonra  teleskoba geri dönmem için işaret yaptı. Teleskoba  baktığımda ilk gördüğüm gezegen kepler 62f'ydi. Gezegeni inceledim. Önce inanamadım. Profesöre  baktım. Profesör anlamaz gözlerle bana yaklaştı ve teleskobun alt gerçeğine gözünü  dayadı. O da gördüklerine şaşırmış  olacak ki önce bana daha sonra profesör suzy'e baktı "suzy, yaşam var. İnanamıyorum ama orda birileri var" dedi. Profesör suzy'de baktı. Hemen bilgi alınması için diğer bilim insanlarıyla iletişime geçildi. Tüm insanlık şaşkındı. Bu koca evrende yalnız değilmiş. Nasıl var olduklarını bilmediğimiz "epifani" ler , dostlarımız vardı. Umarım yani.
*
Bu arada ben alis uzay gemisi pilotu ve uzay bilimcisiyim. 12 yıldır mars uzay üssünde  çalışıyorum. Bir çok kez uzayı gezdim. O kadar çok yer gezdim ama yaşama dair tek bir bulgu yoktu. Işık hızında uzay gemilerimiz vardı. Ama daha önce kepler 62f adındaki, kepler teleskobunun keşfettiği gezegene hiç bir insan ayak basmamıştı. Yani biz öyle sanıyorduk.
*
Tüm hazırlıklar  yapılmıştı. Gemide  ben,  profesör lucas, profesör suzy ve pilot yardımcısı charlie vardı. Charlie'yle ben geminin son kontrolleri yaptık. Artık kalkmaya hazırdık. Kepler 62f 'Ye gidiyorduk, epifanileri görmeye.

Gemiyi kalkışan hazırladık. Tüm dünya kanallarından canlı yayın yapılıyordu. Son kez insanlara bakmak istedim, sanki içime bir şeyler  doğmuş gibi, önce röportaj veren mars uzay üssünün kurucusu  profesör albus'u gördüm. Caroline'i gördüm bize el sallıyordu. Profesör luna'yı gördüm charlie'nin aşkını ,tek farkına varan ben miydim? Luna ona kör kütük aşıktı .d , sonra diğer insanları gördüm , bizi tanımadıkları halde bize al sallayan insanları. Charlieye verdiğim emirle geminin kalkış motorlarını ateşledi.
Yavaş yavaş dünyadan çıkıyorduk. O koskoca tarihi taşıyan gezegenden çıkıyorduk. Ben dalmışken charlie seslendi "profesör atmosferden çıktık"
Başımı anladım anlamında salladım. Profesör lucas seslendi "eee alis gitmeye hazır mısın?" Lucas'a bakıp "hazırım profesör " diyip şaka amaçlı asker duruşu yaptım. Charlie her zamanki gibi yine "profesör yörüngede çıktık, uzaydayız  şu an" dedi. Arkadan profesör suzy "siyahtayız,sonsuzlukta"
Bana sonra  geminin ön camına baktı.
Geminin kontrolünü charlie'yle bırakıp lucasın yanına gittim. Lucas oksijen seviyesini kontrol ederken "bence artık gemide profesörcülük olmasın di mi alis?" Dedi suzy ve charlie'ye baktım  "ne dersiniz?" dedim. Suzy boğuk bir sesle "bana uyar "dedi. Charlie güler bi suratla " ya zaten profesör demesi zor dünden razıyım"  dedi. Lucas güldü  ve bana döndü. Şaka yaparmış  gibi "düşünsenize gittiğimizde bizim öldürüyolarmış" suzy alaycı bi tavırla "olabilecek bir şey lucas, eğer başka  bir  varlık dünyaya gelse sen ne yapardın?" Dedi. Lucasın  cevap vermesini  beklemeden  cevap verdim "dost olmaya çalışırdım belki bizden daha gelişmişlerdir" lucas "vay be" anlamında kafasını  ve dudaklarıyla hareket ettirdi. Charlie tüm konuşmayı bölüp "alis buraya gelir misin?" dedi. Kontrol panelinin önüne  yaklaştım ve göstergedeki  "ışık hızı " simgesi yanıp sönüyordu. Charlie'ye bakıp "bozulmuş olmasın lütfen, daha yeni başladık, yapma lütfen" ben sayıklarken charlie "alis üzgünüm ama bozulmuş nasıl oldu bilmiyorum " dedi. Lucas  arkadan seslendi " solucan deliklerini kullanmalıyız" dedi. Suzy lucasa bakıp "saçmalama daha önce bunu yapan olmadı ölebiliriz" dedi. Suzy'e bakıp " ben yaptım " dedim.  Herkes şaşırmış bana bakıyordu. Herkesin gözünün içine bakarak "bakın tam 5 yıl önce bi uyduyu araştırırken yanlışlıkla girdim ve bilmediğim bir yerde çıktım. Yani girdiğimiz solucan deliğinin nerde çıkacağını bilmiyoruz. Doğru solucan deliğini seçmeliyiz" dedim. Önce anlamadılar sonra lucas önde ve diğerleri bana katıldı.

(İlk olrak şöyle düşünelim mesela güneş sönse biz 8 dk sonra anlarız çünkü ışığın geliş mesafesiyle alakalı.
Burdaki ışık teleskobunun özelliği bu 8 dk yok etmek yani o anki görüntüsünü göstermek. Mantıksal açıdan kepler-62f gezegeni 1200 ışık yılı uzaklıkta yani biz onun 1200 ışık yılı önceki halini görüyoruz ama ışık teleskobu onun şimdiki halini görmemizi sağlıyor. )
İyi okumalar. bilim kurguyu her zaman sevmişimdir siz de seversiniz umarım. :)
Epifani, eski yunancada "aydınlanmak" anlamında kullanırır. Ordaki yaratıklara bu ismi vermek istedim hoşuma gittiği için fkjekaks

Kaçış PlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin