~ KÜÇÜĞÜM ~

~5. Bölüm~ // " Dong Oppa! " //

~5. Bölüm~    

// " Dong Oppa! " //

Artık giydiği takım elbise mafya havası katmasa da o gözlerindeki soğukluk kutuplardaymış hissi veriyordu. Bundan böyle adının Buzlar Prensi olmasına karar verdim mafya bozuntusunun. Gözlerimi gözlerine diktim. "Buyrun Bay Yunho?" "Onu kendine daha fazla bağlama." Onun resmiyeti aradan kaldırmasına oldukça şaşırmıştım. "Kendime bağlamak?"dedim soru soran bir ses tonunda. Bana baktı ve "Hyun Woo"dedi. "Her ne kadar herkesle anlaşacak bir kişiliğe benzese de asla öyle değildir"

Sonra gözlerini iyice gözlerime dikti. "Onun size bu kadar bağlanmasını sağlarsanız...mezun olduğunuzda ne olacak?" Karşımdaki Buzlar Prensine baktım ve "Emin olun ondan uzak durmak imkansız"dedim. Yaklaşa yaklaşa burnumun dibine gelmişti ve okuldaki herkes bize bakıyordu. "Şimdi izin verirseniz gitmem gerek. Iyi günler"dedim ve hızlı adımlarla uzaklaştım.

Ev oldukça yakındı ve yürümeye karar vermiştim. Gerçekten de mezun olduktan sonra ne olacaktı? Küçüğümü çok özleyeceğim kesindi. Adreste verilen yere geldiğimde beni büyük bir ev karşıladı. Hızlı adımlarla evin içine girdim. Kapının ziline bastığımda genç ve güzel bir bayan açtı ve "Hoşgeldin canım ben Rae Mi. Sen de Mia olmalısın"dedi. Gülümseyerek ona bakarken kafamı evet anlamında salladım ve içeri geçtim. Birlikte evin büyük salonuna geçerken evdeki hizmetçilerin çoğunluğu ile beni de yanında istemesi biraz şaşırttı. Koltuklara geçip oturduğumuzda hal hatır sorularından sonra koyu bir sohbete girmiştik. Zaten herkese kaynayan bir kanım vardı ama Rae abla başkaydı. Onu çok sevmiştim. Gülümseyerek ona baktım ve "Hiç 3 çocuk annesi gibi durmuyorsunuz"dedim. Bana kaşlarını çatarak baktı ve "Siz yok Miacım sen var"dedi. Ardından da ekledi "Kocam ile bir iddiaya girmiştik. Oğlumuz ilk anne derse benim istediğim, baba derse Wook'un istediği olacaktı. Ve oğlumuz bana ihanet edip baba dedi. Sonuçta bu. Futbol takımı kurmayı planlıyor" Dediğiyle beraber ikimiz de küçük bir gülme krizine girmiştik.

"Neden bu kadar çalışan varken başka birini istedin?"dedim bir süre sonra. Bana gülümseyerek baktı "Açıkçası onlarla öyle çok konuşamam. Çok fazla işleri var ve aksatmak da istemem. Sen sadece bana arkadaşlık edeceksin" Gülümseyerek ona baktım ve "Ufaklıklar nerede merak ettim doğrusu"dedim. Gülerek ayağa kalktı "Hepsini de uyuttum. Görmüyor musun ev nasıl sessiz? Oğlan ayakta olsa imkanı yok" Onu başımla onayladım ve takip etmeye başladım.

Geldiğimiz odanın kapısında "Hyun Woo- Mi Na- Mi Ran" isimleri yazıyordu. Kapıyı açtığında içeri geçtik, küçük bir beşiğin başında durduk. "Bu yeni doğan kızım Mi Ran" Ardından yaklaşık 2-3 yaşlarında olan sevimli bir kızı gösterdi ve "Bu da Mi Na"dedi. Gülümseyerek ona bakarken "Ne kadar da tatlılar"dedim. "Sen bir de uyanınca gör onların tatlılığını"dedi gülerek ve büyük gemi şeklindeki yatağa yaklaştı.

Arkası dönük uyuyan çocuk en fazla 5 yaşlarında gözüküyordu. "Bu da bana ihanet eden oğlum Hyun Woo"

Gülerek ona baktım. "Annee!"diyen ses bana bir yerden tanıdık geliyordu ama derken yüzünü bize dönen küçük çocuk bir anda kucağıma atladı ve "Noona!"diye bağırdı.

Gülümseyerek sarılırken "Küçüğüm!"dedim. "O abiyle geri geldin değil mi?"diye devam ettim. Bana kafasını salladı ve "Annem ağlamıyordu noona. Sadece çok kızmış"dedi. Gülerek kafasını okşadım ve "Ben de kızardım"dedim. "Bir daha evden kaçmayacağım"dedi ve Rae ablaya beni gösterip "Anne evleneceğim kızı beğendin mi? Ben onu çok seviyorum"dedi. Şaşkınca bize bakan Rae abla "Bu benim oğlum olamaz"dedi. "Sen neden geldin noona? Bir tane cadı gelecek bize bakacakmış. Ama ben istemiyoruuuum!" "Cadı mı?"dedim gülerek. "Evet evet cadı. Çikolata ve şeker vermeyecek. Bize durmadan bağıracak. Istemiyorum ben"dedi başını sallayarak. "O zaman ben gideyim"dedim ona bakarken. "Nereye noona? Gitme nooolur"diyerek ellerini birleştirdi ve yüzünün hizasına birleştirdi.