Bana Aitsin

-18-

Selaam, bugün birinci ayımız doldu #BanaAitsin 'le.

Sınavlarım var yazamam demiştim ama, bugün özel bir gün benim için ♥

Buyrun okumaya, lütfen yorum yapmayı ve oy bırakmayı unutmayın. Sizi hevesli görünce daha çok yazasım geliiyoor ♥

**

Gözlerimi açtığımda hava aydınlanmaya başlamıştı, güneş henüz görünmüyordu ama gün doğumu olduğu belliydi.

Gün doğumu mu? Dünden ikimiz de uyumadığımız için acısını çıkarır gibi uyumuştuk belli ki. Pamir’e doğru dönmüşüm sonradan yüzümü, o da göğsüme yatmış, ellerini de belime dolamıştı.

O kadar masum görünüyordu ki. Çok hızlı nefes alıp vermemeye çalıştım uyanmasın diye, uykum tamamen kaçmıştı onu izlemeye başladım.

Gözlerinin o güzel yeşilini göremiyordum ama kirpiklerini izledim ben de. Uzun ve biçimliydi, oradan biçimli burnuna iniyordu ama burnu şu kız burnu kadar narin olan erkeklerini gibi değildi. Daha erkeksiydi. Gözlerinin altı hafif çökmüştü, sakalları hafifçe çıkmaya başlamıştı.

Dudakları en az benimkiler kadar pembeydi, uykusunda homurdandı, dudaklarını yaladı. Pembeden şarap rengine dönmüştü şu an. O kadar güzeldi ki, Romeo’sunun dudaklarından zehir içen Juilette’i daha iyi anlıyordum. Bu dudaklardan zehir olsa içilirdi.

Neler düşünüyordum böyle?

Düşündüklerimi aklımdan kovmak için başımı sağa sola sallayınca gözlerini araladı hafifçe.

Uykulu bir sesle, “Arya…” diye mırıldandı.

“Buradayım,” dedim yumuşakça. Dudaklarını bir kez daha yaladı, ister istemez ilgim oraya çekildi. Sonra beni izlediğini fark ederek gözlerimi gözleriyle buluşturdum. Ne zamandır böyle duruyorduk acaba?

“Günaydın,” dedi hafifçe gülümseyip.

“Günaydın,” dedim kıpırdanarak. Nasıl bir pozisyonda yattığımızı fark edince yerinden doğruldu hemen.

“Arya ben çok üzgünüm, ağrın vardı ama üzerine yatmışım nasıl oldu bilmiyorum,” dedi. Bi kaşımı kaldırdım.

“Ağrım var diye mi kalktın?” diye sordum. Sırıttı.

“Tabi ki. Yoksa yerimi bulmuşum hiç kalkar mıyım?” dedi gözlerini kısıp mırıldanarak. Sesi tüylerimi ürpertti. Onun da dikkatinden kaçmadı.

“Sesimi beğendin mi?” diye sordu yine aynı tonda. Koluna vurup kalkmaya çalıştım. Tabi kalkamadım o ayrı bir konu. Sanırım yaram falan yoktu ama bütün vücudum ağrıyordu.

Yatağın ucuna kıvrılıp yattım. “Pamir,” diye sızlandım. Yerinden doğruldu.

“Neyin var?”

“Banyo yapmak istiyorum ama kalkamıyorum,” diye duygu sömürüsü yaptım gözlerimi kocaman açarak. Bir şey demeden banyoya gitti, su sesi geldi sonra.

“Ya ama ben banyo yapacaktım!” diye seslendim arkasından. Banyodan tişörtünü çıkarmış bir halde çıktı.

“Aksini söylemedim ki,” dedi ve kucağına aldı beni. Bir anda çıplak göğsüyle bu kadar yakınlaşınca bir garip hissettim, aramıza mesafe koymuş olmak için elimi koydum araya. Dokunuşumla ürperdi.

Ehe, dokunuşumla ürperdi!”

“Arya,” dedi, sesi yine o mırıltı tona dönmüştü. Ne diyecek diye beklerken, “Ellerin çok soğuk,” diyerek mızmızlandı. Ben de güya ona gıcık verme bahanesiyle boynuna baklavalarına dokundum.