"Telefon için teşekkürler.Cınıım"dedim Bugs bunny den alıntı yaparak.Kendisi benim idolümdür de.
------
''Ecrin tatlım,akşama Suna hanımlar gelecek Efsun'a söyle evi toparlasınlar.Ben derneğe gidiyorum.''
''Tamaaam Annee.''
Efsun ablaya annemin söylediklerini söyledikten sonra odama çıktım.Yabancı dizi izleyecektim akşama kadar.Gayet güzel bir plandı bence.
The Originals'ın birka bölümünü izledikten sonra su içmek için mutfağa indim.
''Ecriiin!''
''Ne var ablaa.''
''Ne giyeceğim ben şimdi?''
''Kıyafet.''
''Saçma sapan konuşmada gel bana yardım et.''
Oflayarak mutfaktan çıktım.Kyafet odasına girdiğimde kıyafetlerin bir çoğu yerdeydi.
''Selen ne yapmışsın lan sen burda!''
''Ablayla düzgün konuş.Hem senin dolabından bu haliyle bile daha düzenli.''
''Hep laf sok sen.''
Diye mırıldandıktan sonra askıda duran zümrüt yeşili kalem eteği elime aldım ve beyaz sıfır kol bir gömleği de alıp ablamın eline verdim.Bence gayet güzel olmuştu.
''Bu bir iş yemeği değil Ecrin.''
Gözlerimi devirip askılara tekrar bakınmaya başladım.
Buz mavisi üstleri dar altı ise uçuş uçuş olan bir elbiseyi ablama doğrulttum.
''Ecrin çık dışarı vallahi delirmek üzereyim.''Elimdeki elbiseyle odadan çıktım.Şimdi bir daha elbise arayamazdım.
----
Kıyafet odasından aldığım elbiseyi üzerime isteksizce geçirdikten sonra beyaz babetlerimi giyinip saçlarımı topuz yaptım.Bu suratla karşılarına çıkıp rezil olmak istemememden pudrayı yüzüme sürdüm.Eyeliner dudak balmı ve tamam.
Aşağı indiğimde annem ve babam kapıda Suna hanım ve Atalay'ı karşılıyordu.Bir de...Bay yürüyen egoyu.Gözlerimi devirerek kapıya gittim ve Suna hanım ile Atalay'ı karşıladım.Sıra Ayaza gelince duraksadım ona pandiflerimle rezil olmuştum.Birde tüm okula aklıma gelen şeyle suratımı buruşturdum.
"Yüzünü buruşturmak yerine vahiy inmiş gibi bakman gerekiyor."
"Nedenmiş o? O kadar da yakışıklı değilsin."
"Yakışıklı olduğumu söylemeyecektim..''
Yemekten sonra Suna hanım annem ve babam terasa çay içmeye çıkmışlardı.Atalay ablam ben ve Ayaz oturmuş duvarları inceliyorduk.Bu saçma eyleme son vermemiz gerekiyordu.
"Hey!Tabu oynayalım.''
''Bana uyar böyle oturmaktansa tabu oynamayı tercih ederim.''dedi Atalay.
'Saçmalamayın çocuk muyuz biz'' diye atıldı ablam.
''Siz oynayın.Bu harika bedeni yoramayacağım.''
Yuh.Ego.Ego yığını.Yürüyen ego. Bay yürüyen ego.
''Ablaa lütfen.''
''Hayır Ecrin''
''Pastaya fare zehri atarım.''
''Yapamazsın.''
''Yaparım.''
''Yapamazsıın.''
''Yakarım Roma'yı da yakarım.
Bulurum seni yine bulurum.
Eee...Yaparrım bilirsiiin''
''Siz bu kıza küçükken ne yedirdiniz?"diye bir soru yöneltti Selene Ayaz.
''Hakkaten Ecrin nasıl bu kadar mal olabiliyorsun?"
''Uff tamam ya bişey demedik.Niye üstüme geliyorsunuz ki şimdi üstüme?Saksı değilim ben yazık günah haram.''
''İman power''diye mırıldandı Atalay yalnız hepimiz duymuştuk.
''Hah...Birde ben ergen oluyorum.''diye sitem ettim.''Ben bahçeye çıkıyorum sakın peşimden gelmeyin!.''
Odanın kapısına geldiğimden üçü birden 'zaten gelmeyecektiik' koro halinde sesli harfleri uzatarak söyledi.
Bahçeye çıktığımda geniş salıncağı görmemle yüzüme büyük bir sırıtma yerleştirip salıncağın yanına seke seke ceylan misali gittim
Salıncağa var gücümle zıpladıktan sonra yayılma işlemine koyuldum.Yaklaşık on on beş dakika sonra yağmur yağmaya başladı.Hayır hayır kafamdan aşağı bir şeyler döküyordu.Gözlerimi tam olarak açtığımda fıskiyelerin etrafımda dizilmiş olduğunu görd- görmeye çalıştım diyelim.
Koşmaya başladığımda Ayazın kahkahalarla beni izlediğini gördüm.
Ecrin durur mu?
Hayıır.
Ayağımı fıskiyelerden birini yanlışlıkla (!) Taktım.
''Heey iyi misin bücür?"
"Ağğhh ayağım.Çok acıyor.''
Bir kaç adım yaklaştı.
''Ne duruyorsun yardım etsene be çocuk ayağım koptu!''
Tam beni kaldırmaya çalışacakken iki fıskiyenin hortumunu birleştirdim.Hala başımızdan aşağı sular dökülüyordu.
Ayaz ayağındakilerden kurtulmaya çalışırken yere kapaklandı.Bu da kahkahalarımın hönkürmeye dönmesine sebep oldu.Ben hala gülerken o fıskiyelerden kurtulmuş bana doğru koşuyordu.Kendimi gülmekten alamıyordum.Bu yüzden doğru düzgün koşamamıştım bile.
Ayazsa hızını alamamış üstüme çuvallanmıştı.Ben kalkmaya çalışırken burunlarımız birbirine sürttü.
Hadi ama çok klişe!
''Oha lan gözlerin kahverengi değilmiş.''
''Kalksana üzerimden seni lanet olasıca pislik.''Amerikan filmlerindeki adamlardan alıntı yaptığım bu cümleye kahkahalarla gülmeye başlamıştı.
Tanrım harika gülüyor!
Hayır Ecrin neden bahsettiğini bilmiyorsun saçmalama.
---Sınır
3vote 2yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay yürüyen ego
De Todo"Umarım benden uzak durmanın sana karşı olan hislerimi değiştireceğini düşünmüyorsundur." "T-tabiki de düşünmüyorum." "O zaman benden uzak durma seni daha çok düşünmeye başlıyorum." Yanaklarım kızarırken onları saçlarımla gizlemeye çalışıyordum. "Be...