Bir daha karşına çıkmayacağım...

645 72 72
                                    

Duyduğum kadın sesiyle şaşkınlığım hat safhaya ulaştı. Allahım! Hemen burayı terk etmem gerekiyordu. Yüzümün çok kötü görünmemesi için yüzümdeki kanları onun ceketine sümüklerimi siler gibi sildim. Bu hareketimle anında konuşmaya başladı.

"Ulan! Açelya oraya mı silinir?" dediğinde hafiften kıkırdadım. Burnumun büyük bölümünün temizlendiğinden emin olduktan sonra kafamı azıcık kaldırıp omuzuna bir tane geçirdim. Sonra da ben konuşmaya başladım.

"Artık bırak yapıştın sülük gibi!" dediğimde beni bacaklarımdan istemsiz her yerimden! Dur lan bu salak her yerime dokundu. Allahım olamaz kirlendim. Namus bekçisi ağabeylerim peşime düşecek! Ellerimi ittirip yere zıpladım.

"Höst! Yavaş her yerime dokundun lan!" Dediğimde dudağının kenarı hafiften kıvrıldı. Vay küpek! Yavaşça arkamı döndüğümde karşımda şirin mi şirin bir kadın duruyordu. Allahım yanaklarında ki pembelik çok şirin gözüküyordu. Dudakları minicik ama öpücük dudaktı. İnsanın içinden yanaklarını sıkası geliyordu. Hafif aklar düşmüş kahve saçlarını ciddi bir topuz yapmıştı. Mavi gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırıyordu. Anneannem tarafından oklava yardımıyla el öpmeyi öğrendiğim için uzman bir şekilde elini öpmeye yeltendim. Üstümdeki kanlardan hiç iğrenmeyip elini sevinçle uzattı. Bu hareketimle kadının yüzünde hemen memnun bir ifade büründü.

"Efendim merhaba ben Açelya veteriner hekimim oğlunuzla aramızda bir kaç husumet olmuştu da ondan dolayı bu durumdaydık. Lütfen halimizi mazur görün." dediğimde yanımda ki kokarca bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ağzını açıp konuşmaya başladı.

"Oha! Sen Açelya olamazsın!"dediğinde ayağına kuvvetlice bastım. Ağzından bir ah sesi çıkınca kafamı yavaşça karşımdaki kadına çevirdim. Parıldayan gözlerini benden çekip oğluna çevirdi.

"Bu o Açelya değil mi?" dediğinde afallamıştım. Ne diyordu bu kadın! Allahım yarabbim altı üstü eve gidiyordum. Ne diye bu adam bana çarpmıştı!

"Evet" dediğinde kafamı ona çevirdim. Annesine dikkatle bakıyordu. Kadın ellerini çarpıp zıplamaya başladığında naifliğinden eser kalmamıştı. Neler oluyordu burada!

"Biliyordum oğlum biliyordum! Sonunda buluşacağınızı biliyordum. Çok güzelsin!" dediğinde öküzün trene baktığı gibi kadına bakıyordum. Ben ve bu kokarcayla evlenmek! Ve buluşacağınızı biliyordum derken?

"Efendim siz yanlış anladınız! Yok öyle bir şey aşk maşk yok canım! Siz beni biriyle mi karıştırdınız? Sende bir şey desene kokar- ay işte Arda!"dediğimde hayvan gibi gülmekle meşguldü. Ayağına bir kere daha basacaktım ama ayağını çekti. Sonra gülerken konuşmaya başladı.

"O yaptığın bir kere olur!"dediğinde hala gülüyordu. Sinirlenmiştim. Koluna vurdum. Bu hareketimi annesi görünce hemen cıyaklamaya başladı.

"Ayyy siz ne güzel çift oldunuz öyle!" dediğinde ellerimi hayır manasında havaya kaldırdım.

"Hayır bakın gerçekten öyle bir şey yok! Neden inanmak istemiyorsunuz sizin bu ayı yogi oğlunuz beni omzuna atıp buraya getirdi. Bir bok anlamadım!"dediğimde ellerimle ağzımı kapadım. Kadın hafif kıkırdayıp konuşmaya başladı.

"Oğlum al gelin kızımı içeri, azıcık ağzı bozukmuş ama olsun! Hem temizleyelim güzel kızımı"dediğinde kadın arkasını döndüğü için ellerimle saçlarımı yolma taklidi yaptım. İkimizin de burnu kan revan içinde olduğu için ayağına bir kez daha bastım. Anında ona doğru dönüp bağırmaya başladım.

"Kokarca ben ne yaşıyorum şu an!" diye bağırdığımda yüzündeki sırıtma hala varlığını koruyordu. Alın karşınızda tasdiklenmiş mal! Kolumu koluna dolayıp kulağıma doğru fısıldadı.

MALAFOBİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin