Ya Ellerimiz Terlerse🤙🏻🖕🏻🤟🏻

564 59 66
                                    

       Açmaya çalıştığım zinciri olduğu gibi yere bırakıp hızlıca arkama dönüp çantamın ve montumun olduğu yere ilerledim. İkisini de alıp müdürün yanına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Kokarcadan tek bir ses bile yoktu. Kalbimi kırmıştı. Ne olduğunu bilmeden paramparça etmişti kalbimi. Müdürün yanına vardığımda hemen söze girdim.

"Köpeklerin aşısı bitti. Gidiyorum bir daha asla aramayın!"deyip hızlıca çıkış kapısına doğru ilerledim. Nefes almam zorlaşıyordu. Çarpık adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan birinin bağırdığını duysam da durmadan hızlıca ilerledim. Önüme gelen ilk taksiyi çevirdim. Taksici keyifli bir şekilde konuşmaya başladı.

"Nereye ablam?"dediğinde camı açarken bir yandan cevap verdim.

"Deniz olan bir yere!"dediğimde kafasını sallayıp hayhay dedi. Vıcık insan! Sessizce yolda ilerlerken taksici birden konuşmaya başladı.

"Ablam valla her şeye çok zam geldi. Durumu olmayan bu zamanda yaşayamaz!"dediğinde cevap vermememe rağmen konuşmaya devam etti.

"Bir market alışverişine gidiyoruz yüz, yüz elli bırakıp çıkıyoruz! Ciğerimizi söndürdüler valla!" Dediğinde ya sabır çekmekle meşguldüm. Banane kardeşim bundan! Allah Allah deli de zaten beni bulur! Annem boşuna deli deliyi çeker demiyordu! Ah anam garip anam! Ölmedi lan hemen dram filmine bağlama! Adam da fren yok durmak ne demek bilmiyor.

"Valla geçen gün bizim hanım bir pazara gitti! Abovvv ne öyle diyor yüz lira tuttu! Vallahi yok böyle bir şey domates olmuş sekiz lira! Fakir fukara nasıl yiyecek!"dediğinde araba da tam kırmızı ışıkta durdu. Şansıma! Adamın arkasında kavradığım gibi boynuna kollarımı doluyormuş gibi yaptım.

"Bana bak adam! Seni domates püresi yapar sekiz ayrı kavanoza sokar on altı liraya satarım! Bak zarar iki katına satıyorum!"dediğimde nefes alamıyormuş gibi yapıyordu. Yuh lan kolum boynuna bile değmiyor! Bu adamın asıl mesleği oyuncu olması gerekiyordu. Bu nasıl bir oyunculuk allahım. Kollarımı geri çektiğimde konuşmaya devam ettim.

"Şimdi sessiz bir yolculukla beni gideceğim yete götür!"dediğimde bir yandan eldivenlerimi takıyor olmam daha korkutucu olmama sebep oluyordu. Size net söylüyorum bu adam altına sıçmıştı! Sıçtı Cafer bez getir! Puahahhahha. Ortamı cidden değişik bir koku hakim olunca çenemi tutamadım.

"Altına mı sıçtın?!"dediğimde adam dikiz aynasından bana baktı. Allahım ciddi olmazdı sanırım! Allahtan cevabı gecikmedi.

"Yok abla gaz kaçağı! Öğlen kuru vardı da!" dediğinde karnım guruldadı. Çenemi tutmam sizce mümkün bir olay mı? Tabiki de değil!

"Etli mi?!"

"Pastırmalı!"

"Off ne diyorsun! Pilav da var mıydı?!"

"Tereyağlı pilav!"dediğinde resmen açlıktan ölecektim. Allahım açım ben aç! Yemek lazım ama durun gidemem kurallarıma aykırı mutsuzum ben!

"Ay taksici bey açım zaten! Siz sürün artık şu sahile!"dediğimde adam dikiz aynasından kafasını salladı. Gerisi sessiz geçen yolculuğun ardından sonunda sahile vardık. Adama tam parayı uzatacakken elimi geri çevirdi.

"Yok be ablam! Belli ki sende bizdensin. Üzmüşler seni git dök içini!"dediğinde masumca gülümsedim konuşsam hüngür hüngür ağlardım. Minnettarca adama bakıp yine parayı uzattım ama adam kafasıyla selam verip gaza bastı. Arabanın arkasından bir süre baktıktan sonra kafamı yavaşça denize çevirdim. Durgundu bugün deniz, sessizdi, sakindi. Hızlıca kumlara doğru ilerledim. Kış vakti kimsecikler olmazdı burada. İn cin top oynardı. Voleybol değil he!

MALAFOBİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin