8|Defterde Yeni İsim

219 23 10
                                    

Adamın bana saldırmasını hiç olmadığım kadar çok istemiştim. Ona daha fazla vurmak, tüm sinirimi bastırmak istemiştim fakat tek hareketimle yere yığılan adam kalkmak yerine başını eğmişti. Özel hastanede olsak da etraf fazla boş değildi ve görenlerin haber verdiği güvenlik çocuğun iyi olup olmadığını kontrol etmiş, beni ise sakinleştirmek adına koltuğa oturtmuşlardı. Ama öyle bir ihtimal yoktu, koluma dokunmaya devam eden güvenliği ittirerek tekrar ayağa kalkmış, bağırmıştım.

''Hayatını karartacağım! Neye bulaştığını tahmin bile edemezsin adi!''

Güvenlik beni tekrar ittirdiğinde sonunda polisler koridorun başında görünmüştü. Alnının ortasına imzamı çaktığım herifi kollarından tutup götürürken ona ne olacağını sorgulamadım. Sadece kapıda, lanet güvenlikle birlikte bir doktorun çıkmasını bekliyordum.

Düşünemiyordum, kişisel olarak endişeli olmadığıma ikna etmeye çalışıyordum kendimi. Onun ölmesini dileyen bendim, fakat anneme söz vermiştim. Tek korkum buydu, anneme olan sözümü çiğnemek. Onu seviyor değildim, bunu çok kez tekrarladım kendime. Bu kadar aptal olmasaydı, bu kazayı geçirmeyeceğine emindim.

Düşünürken gördüğüm doktora karşı ayağa kalktım. Adam karşımda dururken genişçe gülümsemiş, iç çekmişti.

''Bayan Nomin çok iyi durumda, bir iki kırıkla atlattığı için çok şanslı. Yarın ziyaret edebilirsiniz.''

''Peki ya Park Baekhyun?''

''Onun için bu kapıyı beklemelisiniz, üzgünüm efendim.'' Ardına kalan başka bir kapıyı gösterdiğinde doktoru bilinçsizce ittirerek arkamı dönmüştüm. Güvenlik her an tetikteydi. Telefonum durmadan titriyordu ve sürekli onu görmezden geliyordum. Sonunda pes etmiş, cebimden çıkarmıştım aleti. Annemin aramasını gördüğümde ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim, kapatmalı mıydım emin değildim. Onu daha da telaşlandıracağımı bildiğimden, telefonu açmak için koridorun boş bir kısmına yürümüştüm.

''Anne?''

''Chanyeol, neredesiniz?''

''Biz, Baekhyun pasta yiyordu da. Biraz sohbet ediyoruz. Sonra ararım.''

Annem bir şeyler söylerken telefonu kapatmıştım çünkü doktorun çıktığını görmüştüm. Hızlı adımlarla yanına gitmiş, önünde dikilmiştim. Neredeyse benimle aynı boyda fakat iki katım yaşa sahip adama dik bir ifadeyle bakıyordum.

''Park Baekhyun?''

''Elimizden geleni yaptık. Şu anda göz altında kalması için odaya hazırlıyoruz, iç kanamayı durdurduk. Kaburgasındaki kırıklara en iyi şekilde müdahale ettik, altı hafta içerisinde iyi olacağına inanıyoruz. Geçmiş olsun efendim.''

Doktor hafifçe başını eğerek yanımdan geçip gittiğinde içimdeki ateşin buz gibi suyla bastırıldığını fark etmiştim. Sırtımı duvara yaslarken, önümden geçen sedyeye boş gözlerle bakmıştım. Gözleri kapalı ve dudakları hafifçe aralanmış Baekhyun, öylece geçip giderken ben de yürümeye başlamıştım. Girdiği odaya kadar ardındaydım. Hemşireler onu dikkatlice yerleştirdiğinde ve bana gerekli bir takım bilgiler verdiklerinde, onun minik elinin üzerinden çocuk serum iğnesini geçirişini ve üzerini güzelce bantlayışını izlemiştim. Herkes odadan çıktığında gözümün önünden ayırmadığım sünger boblu defterini ve kalemini komodinin üzerine bırakmıştım. Kenarda duran deri koltuğa oturmadan önce yüzüne öylece bakmış, parmak ucumu serum bağlı eline dokundurmuştum. Masum duruyordu. Savunmasız, çelimsiz. Buna rağmen hala yanakları tombuldu. Yanakları her zaman tombuldu, parmaklarındaki kemikleri hissedebiliyor olsam da.

Fakat kaşlarım çatılmış, arkama dönerek koltuğa oturmuştum. Başımı geriye doğru atarak başımı olumsuz anlamda sallamıştım. O babama bu hakkı bile tanımamıştı. Ameliyat olma hakkı bile yoktu babamın. Kaza sırasında canını vermişti işte. Ve bu onun suçuydu. Annemin yalnız kalma sebebi, benim babasız kalma sebebim oydu ve ona üzülmem çok fazlaydı.

Appartenir|chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin