Jaebeom'un karşımda kahvesini yudumladığı 45.dakikanın sonunda hala konuşmamıştık.
İkimizin de kalbi kırıktı, ikimiz de aldatılmıştık.
Her şeyin sonu ama her şeyin başıydı Jae ile oturup kahve içtiğimiz bu kafe, her şeyin başlangıcıydı da.
"Yattınız değil mi?"
Kafamı kaldırıp Jaebeom'a bakmamla gözlerini kaçırmıştı.
"Yattık. Jackson ile yaklaşık 6 kez falan seks yaptık ama hiç sevişmedik. Belki de oradan anlamalıydım bu işte bir terslik olduğunu. Siz?"
"Bir kez seviştik"
Acıyla gülümsemişti.
"Ama seviştiniz?"
"Seviştik."
"Bir kez daha yap o zaman"
Afallamıştım. Ciddi anlamda fazlasıyla afallamıştım. Dudaklarıma götürdüğüm kahve dudaklarımda kalmış, gözlerim anlamazca Jaebeom'a kilitlenmişti.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
Gülmüştü. Ama her zamanki gibi sevimli ya da kibar bir gülüş değildi. Kindardı, acımasızdı.
"Seni parçaladı Yugyeom, sen de onu parçalayacaksın. Yani evet, onunla bir kez daha sevişeceksin. Ama bu sefer senin yöntemlerinle Yugyeom"
"Bunu bana kazandırısı ne olacak?"
Dili yanağına değdi, orada biraz gezindi ve ardından bana odaklandı tekrar.
"İntikam soğukluğu ve seksi bir adamla tekrar sevişme şansı"
Kafama yatmıştı.
O beni yıktıysa ben onu parçalayabilirdim, üstelik onunla sevişmek mükemmel bir histi, fazlasıyla.
Bana beklentiyle bakan adama bakıp gülümsedim.
"Anlaştık, Jaebeom"
Tekrar acımasızca gülümsemişti.
"O zaman güzel, Gyeom"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Calling My Name-Jingyeom
Fanfiction"The sound of you calling my name, I want to hear it."