Sabah saat altı gibiydi ve Jungkook evlerinde çalışan Ha Neul'un sesi ile güzel uykusundan çekip çıkarılmıştı. Henüz gözlerini açmasada artık uyumuyordu. Ha Neul kırklı yaşlarında siyah saçlı normal bir Koreli kadındı. Jungkook'un küçüklüğünden beri bu işte çalışırdı,adeta Jungkook'un ikinci annesiydi.
Ha Neul bağırınca ağlayan Jimin ile ortalık daha da karışmıştı. Jungkook ise Jimin'in sesini duyunca hemen gözlerini açmış ve Jimin'e dönmüştü. Jimin öyle korku ile ağlıyordu ki Jungkook'da her an onunla ağlayabilirdi. Yataktan kalktı ve Jimin'i kucağına aldı. Battaniyesini düzeltip onu örtmek istemişti ancak evin sıcaklığı aklına gelince vazgeçmişti.
Jimin'i omuzuna yatırdı ve yavaşça sırtını okşamaya başladı.
"Bebeğim,Jimin'im. Ağlama bebeğim. Yok bir şey ağlama."
Diyor bir yadan da onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir müddet sonra ise Jimin sakinleşmiş ve yavaş yavaş kendini uykuya bırakmıştı. Jimin uyuyunca Jungkook onu yatağa bırakmış ve üstünü örtersen içeri annesi girmişti;
"Ne bu gürül- o yatağındaki de ne Jungkook?"
Demişti. Kapıdaki Ha Neul ve annesini yeni fark etmişti. Tam onlara açıklama yapacakken kuzeni Taehyung yanlarına koşarak gelmiş ve;
"Ne bu gürültü ya! Oha Jungkook Cat Boy veya Cat Gırl mü aldın? Bakabilir miyim?"
Demiş ve direkt Jimin'in yanına gitmişti. Jungkook'lar ile kalıyordu birkaç gündür. Ailesi yurt dışına tatile çıkmıştı.
Taehyung,Jimin'e doğru atak yapınca Jungkook hemen onu durdurmuş ve;
"Yeni uyudu. Uyanınca seversin."
Demişti. Annesi neler olduğunu anlamaya çalışırken;
"O da ne demek?"
Demişti. Taehyung Bayan Jeon bakarak;
"Yenge nasıl bilmezsin. Onlar çok özel varlıklar."
Demişti. Sonra Taehyung Jimin'i dokunmadan incelemeye başlamıştı.
Herkes susmuş Jimin'i inceliyordu. Taehyung
"Hayatımda bu kadar güzel bir Cat Gırl görmemiştim."
Demişti. Jungkook,Taehyung'a
"O Cat Boy. Jimin kız değil erkek."
Demişti. Herkes Jimin'e şok içinde bakıyordu çünkü odadaki herkes onu kız sanmıştı. Taehyung şaşkınlık içerisinde;
"Gerçekten mi?Hiç bu kadar güzel bir erkek görmemiştim."
Demişti. Bayan jeon ise
"Oğlum nereden çıktı bu bebek?"
Demişti. Ha Neul ise bir müddet daha Jimin'e bakmış ve odadan çıkmıştı. Büyük bir ihtimalle kahvaltı aklına gelmişti. Jungkook,Bayan Jeon'a;
"Her şeyi anlatacağım ama yemek yemeye inelim."
Demişti. O sırada ise aklına Jimin'in iki günlük olduğu gelmişti. Telefonunu almış ve ne yiyebileceği hakkında araştırma yapmıştı. Şimdilik sadece süt içebiliyordu. Jimin'i dikkatlice kucağına almıştı ve kahvaltıya inmişti. Bay Jeon masada onları bekliyordu. Jungkook'u görünce -daha doğrusu jimin ile Jungkook'u görünce- çok şaşırmıştı çünkü oğulları bırak bebek bakmayı kucağına bile almamıştı. Hem bebek birden bire ortaya çıkmıştı. Bayan Jeon her şeyi anlatacak bakışı atınca susmuştu.
Jungkook hizmetlilerden birini çağırmış ve Jimin'e biberon almalarını istemişti. Hızlı bir şekilde gidip gelmelerini ise kesin bir dilde söylemişti. Ha Neul,Jungkook'un yanıma gitti ve
"Bebeği bana ver istersen sen de rahatça ye."
Demişti. Jimin'i Ha Neul'e vermişti. Jimin ise yavaşça gözlerini açmaya başlamıştı. Jungkook dikkatlice onu izliyordu. Gözleri dolmuştu. Dudaklarını dükmüş bir şekilde Jungkook'a bakıyordu. Jungkook ağlayacağını anladığı gibi Jimin'i geri almıştı.
O sırada içeri biberon ile birlikte hizmetli girdi. Ha Neul hemen biberonu aldı ve Jimin'e süt ısıtıp getirdi. Jimin'e yemeğini yedirdikten bir süre sonra Jimin tekrardan uykuya dalmıştı. Ha Neul'e Jimin'i vermişti ve onu yatağına yatırmasını söylemişti. Jungkook'da kahvaltısını etmiş bir yandan da ailesine Jimin'i nasıl bulduğunu anlatmıştı.
Bay Jeon ilk başta şaşırmıştı. Sonrasında ise hafif gülmüştü ve
"Oğlum,eğer Jimin'e bakma gibi bir sorumluluk aldıysan şirketimi de çok güzel bir şekilde yönetebilirsin. Bu bir ay içerisinde Jimin'e güzel bir şekilde bakarsan -kimse sana yardım etmeden-senden şüphem kalmaz"
Demişti. O sırada aklına Jimin'in hiçbir şeyi olmadığı gelmişti. Telaşla ayağa kalmıştı ve Bay Jeon'a dönüp;
"Baba bu işi bu günlük bir kenara bıraksak çünkü Jimin'in hiçbir eşyası yok ve benim Jimin için birkaç şey almam lazım. Nereden alacağımı da bilmiyorum ama anladığım kadarı ile Tae bu konu hakkında bir sürü şey biliyor. Bu günlük bana yardım etse?"
Demişti. Ardından ise
"Jimin bir günde benim için çok değerli oldu baba. Ona çok iyi bakacağımdan emin olabilirsin."
Demişti. Tae'ye dönüp
"Jimin'e eşya almam lazım. Tae sen de benimle gel."
Demiş ve odasına çıkmıştı. Jimin yatağında çok masum uyuyordu. Gitti ve alnını öptü. Geri çekildiğinde ise güldüğünü görmüştü. Yanağında küçük bir gamzesi vardı. Onun bu sevimli haline Jungkook gülümsemişti. Şimdiden bu küçük beyin onu büyülediği belliydi.
Yanından kalktı ve dolaba gitti. Siyah yırtık bir kot ve beyaz swit giydi. Ardından da tanınmamak için yüzüne maske ve kafasına şapka taktı.
Tae kapının arkasından hazır olduğunu bağırınca Jimin'i aldı ve dışarı çıktı. Kucağında Jimin yanında Tae ile birlikte evden çıktılar ve arabaya bindiler. Tae bir yeri tarif etmişti şoföre.
Bir mağazada durmuşlardı. İçeride Jimin için kıyafetler vardı. İçeriye girdiler. Tae ile bebek arabasından tut bezine kadar her şeyini almışlardı. Bu sürede Jimin sadece uyumuştu. Hem de çok gürültülü bir ortam olmasına rağmen.
Eve döndüklerinde Jimin'i yatağına yatırmış ve Jimin'in eşyalarını yerleştirmeye başlamıştı. Dolabının yarısını ona ayırmıştı. Jimin'in eşyalarına bakmıştı minnacıklardı . Küçücük ayakkabılar, pantolonlar, zıbınlar...Çok güzeldiler.
Eşyaları yerleştirme işlemi bitince Jimin'e dönmüştü Jimin ise uyanmıştı. Jimin'in uyandığını gören Jungkook ona gülümsemişti. Jungkook'un ona gülüdüğünü gören Jimin'de ona gülümsemişti. Çok tatlıydı. Jimin'in yanına gitmiş ve onu öpmeye başlamıştı. Galiba gıdıklanıyordu çünkü kahkahaları evi inletiyordu.
Sonra aklına Jimin'in yıkanması gerektiği gelmişti. Banyoya gitmiş ve ısısını arttırmıştı. Odaların ısıları ayarlanıyordu ve Jimin'in üşümemesi için ısıyı arttırmıştı. Sonra Jimin'i yakmayacak derecede suyu ayarlamıştı. Odaya gidip Jimin'in kıyafetlerini çıkarttı. İlk önce patiklerini çıkartmıştı,minicik ayakları vardı. Sonra eldivenlerini çıkartmıştı,küçücük ama tombul elleri vardı. Sonra tulumunu çıkartmıştı. Tanrım jimin minicikti. Jungkookun incitmekten korkacağı kadar küçük. Kar beyazı bir teni vardı Jimin'in. Herkesi kendisine aşık edebileceği bir kokusu.
Jungkook'tan
Jimin'i banyoya götürdüm ve üşümeden onu sıcak suya soktum ilk önce. Sonra saçlarını ve vücudunu yıkadım.
Jimin'i yıkadıktan sonra ona aldığımız bornozu giydirdim. Jimin'i yatağıma yatırdım ve üşümesin diye üstünü örttüm. Jimin için aldığımız kıyafetlerden zıbın,kazak,çorap,patik ve bir pantolon çıkarttım. Sonra bir bez aldım. Tanrım bezi bile küçücüktü. İlk önce Jimin'i bezledim. Sonra da üstünü giydirdim. Jimin'i yıkamadan önce Ha Neul teyzeden Jimin için süt istemiştim. Onu da içince Jimin uyudu. Ben de Jimin'i kucağıma aldım ve saçlarını okşamaya başladım. Çok huzurlu bir çocuktu. Şu ilk günümüzde sadece benden ayrılınca ağlamıştı. Jimin'in saçlarını öptüm ve kucağımdayken uyuyakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE/JİKOOK
FanfictionAilesi tarafından bir dükkanın önüne bırakılan catboy Jimin ve onu oradan alıp kendi evinde koruyan Jeon Jungkook'un hikayesi /TAMAMLANDI/ /DÜZENLENİYOR/ Bölümler eskisinden biraz değişik olacak isteyen tekrardan okuyabilir🥰