Turuncu kalplerimi alalım.🧡.
_________________________________
"Uzun süredir seninle ilgili bir sürü hayalim var. Yeri değil, senin için de çok erken görünüyor olabilir ama bunları içimde tutmayacağım." İçinde tutup bunların pişmanlığını yaşamak istemiyordu. Çünkü ertelediğin her şey sizin en büyük keşkeniz olabilir. 'Keşke onu öpseydim,' 'Keşke bu kadar kötü davranmasaydım,' 'Keşke onu hiç üzmeseydim,' 'Keşke ölmeden önce son kez sarılabilseydim,' gibi bir sürü keşkeler yer edinebilir zihninizde.
Etem Evran bunun pişmanlığını yaşamak istemiyordu. Kömür rengi gözlerine bakarken sadece onu dinlemek istediğimi fark ettim.
"En büyük hayallerimden birisi de bir kız çocuğumuz olması. Ah kurban olduğum, o günleri bana görmeyi nasip et lütfen..." sesindeki tını küçük bir çocuğun yalvarışı gibiydi. "Sarı saçlı, yeşil gözlü, ay gibi bembeyaz ten rengine sahip bir çocuğumuz olsun. Senin tıpatıp aynın olan bir kız çocuğu... Ah! Hayali için bile ölebilirim." Bir anda gözümde canlandırdım. Evran, baba olsaydı eğer nasıl bir baba olurdu? Kesinlikle çocuğuna aşık, üstüne çok titreyen bir baba olurdu.
Bana böylesine sevgi besleyen bir adamın kendinden bir parçaya göstereceği sevgiyi hayal edemezdim.
"Rana, güzel kadınım..." elinin tersini usulca yanağımda gezdirdiğinde dokunuşu ile gözlerimi kapattım.
"Sen okuduğum tüm romanlardan, dinlediğim tüm şarkılardan daha güzelsin. Hiçbirisi seni anlatmaya, tarif etmeye yetmez." Oturduğu yerden kayarak aramızdaki mesafeyi en aza indirdi. Yüzlerimiz arasında santimler vardı ama bu yakınlık beni neden rahatsız etmiyordu?
Evran'ın varlığı içimi gıdıklıyordu, rahatsız olmuyordum ve bu beni mutlu ediyordu. Beni hiç kırmayacağı konusunda öyle bir güvenim vardı ki nedenini çözemiyordum yalnızca güveniyordum.
"Seni bir kez öpmek istiyorum..." biraz daha yaklaştı.
"Sonra bir kez daha..." biraz daha...
"Sonra binlerce kere daha..." o kadar yakındı ki minik bir hareketi ile dudaklarımız birleşebilirdi. Gözlerini kapatmıştı.
Benim ona yaklaşmamı bekliyordu. Bu sayede izin verdiğimi anlayabilecekti. İzin vermeli miydim?
Kesinlikle...
Hayır!
Kafamı biraz çevirip dudaklarının yanağıma değmesini sağlamak istedim.
Kafamı çevirirken dudağıma sürtünen ateş gibi dudaklar yüzünden vücuduma elektrik çarpmış gibi irkildim.
Iııı...
Galiba istememeliydim.
İsteğim bir yandan gerçekleşmiş, bir yandan gerçekleşmemişti. Biraz geri çekilip ona baktım.
Gözleri kapalı ama huzurlu bir şekilde gülümsüyordu. "Ben şey oldu."
"Şey."
"İstemeden yani." Beni hiç umursamadan gözlerini açtığında gözleri, gözlerimi buldu. "Sorun değil kurban olduğum." Beni belimden çekerek sarıldığında engel olmadım. Ona sarılmak demek, güven demekti. Sevgi, huzur demekti.
Sarılıyorduk ama yüzlerimiz birbirine bakıyordu. Ellerim onun geniş omzundaydı. Elimin altındaki kasları hissetmemek mümkün değildi.
Yüzümün her bir santimini inceliyordu. Kömür rengi gözlerindeki o hayranlığı saklamıyordu. Göstermekten çekinmiyordu, hoş bu da benim hoşuma gidiyordu. Tebessüm ettiğimde gözleri, dudaklarıma düştü.
"Hep gül böyle ruhuna sakın değmesin hüzün. Her şeyi ilk defa yaşamak gibi sanki yüzün..." parmak uçları dudaklarımın kenarında narince gezdi.
"Uğruna nice savaşlar verilmiş gibisin, buna istinaden benim de ölmemi ister misin?" Mırıldandığı şarkı tebessümümü genişlettiğinde onun da tebessümü genişledi. "Edebiyat yapmayın lütfen, Evran Bey." Minik bir kahkaha sergiledi.
"Edebiyat mı? Peh!" Burnunu burnuma sürttü. "En güzel şiirlerde, şarkılarda bile seni anlatamazlar..."
-BÖLÜM SONU-
Güzel, Evran'ım benim.
Sınır koyayım dolduğu gibi bölüm atayım nasıl fikir?
SINIR!: 200 Vote, 200 Yorum.
Yeni Bölüm Tarihi - Saati: 09.09.2024 18.32.
Yazar: Yağmur Yabalak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURUNCU!
ChickLit*Düzenleniyor!* Sert ve kesin bakışlarını suratıma dikti. "Söylesene Turuncu! Neden bu kadar nefret ediyorsun benden?" düz bakışlarımı kömür renginde ki gözlerine diktim. "Görmüyor musun sana olan aşkımı?" sesinde garip bir tını vardı. "Birbirimi...