BAŞLANGIÇ

236 11 3
                                    

Bölüm şarkısı:  Polo&Pan - Canopée

Diyeceğim şeyden daha o anda vazgeçtim. Pamelya'ya olan sinirimle hareket edip ona "deneyebiliriz" demekten korktum. Aramızda on bir yaş vardı, benim kardeşim sayılırdı. Onun duyguları da heveslik, anlık bir hoşlanma olmalıydı. Bunun farkında değildi sadece.

"Duygularına karşılık veremem." Dedim dürüstçe.

Bir an duraksadı, gözleri dolmuştu sanırım. Alt dudağını ısırdı ve başını aşağı yukarı sallayıp önüne geri döndü ve yavaş yavaş evine doğru yürümeye başladı.

Ben de arabama geri döndüm. Koltuğa bedenimi fırlattım ve kendimi derin derin nefesler alıp verirken buldum. Pamelya'dan sonra hayatıma bir kadını almamıştım, hayatımda olmasa da birisine hala aşıkken başka birisinin duygularına karşılık veremezdim, olmazdı. Bu kendimi ve karşımdakini kandırmaktan, hatta kullanmaktan, başka bir işe yaramazdı. Ben insandım, duyguları olan bir hayvan.

Pamelya geldi aklıma hemen ardından, bana attığı o mesaj... Ondan aylarca uzak durmuşken tekrar kendisini bana hatırlattım ve beni ona bağlamıştı, çok acımasızdı. Evime gelip beni öpmüştü! Hemen ardından sanki ben onu rahatsız etmişim gibi mesaj atmıştı... Tamam, evine gitmiştim ama... Diğer cümlelerim bir anda kayboldu. Düşünen bir hayvan olarak iç sesim evli bir kadının evine gidip her şeyi bir döngüye aldığımı, ortalığı durduk yere karıştırdığımı fısıldıyordu.

Evet, bunu duygularıma yenik düşüp yapmıştım; bana attığı mesaja göre ve öpüşmenin hemen ardından evimden kaçıp gittiğine göre o da benim gibiydi, duygularına yenik düşmüştü. Bize yeni bir başlangıç gerekiyordu. Duygularımızı kontrol etmeli, yok saymamalı, onları kabullenmeliydik.

Boşandıktan sonra duygularımı yok saymak adına onu hiç görmemiştim, ondan kaçmıştım, bunu yapmak sağlıklı gibi gözükse de değildi. Onunla aynı dünyanın içinde yaşamaya alışmalıydım. Sanırım o da alışmalıydı.

***

Eve geldim, derin bir sessizlik vardı. Anahtarları mutfak tezgahına bıraktım ve kendimi koltuğa attım. Derken telefon çaldı. Açıp kulağıma dayadım.

"Efendim?"

"Merhaba komiserim, ben adli tıptan Ersin. Leman Tüzel'in otopsi sonuçları çıktı, haber vermek istedim." dedi. Ersin sanırım yeni atanan doktordu.

Masanın üzerindeki defterimi aldım, "Dinliyorum." Dedim. "Basit anlatırsanız iyi olur." Tıbbi terimlere boğulmak istemiyordum.

"Tabii komiserim," dedi. Kağıt hışırtıları duyuldu arkadan. "Ölüm nedeni enseden atılan kurşuna bağlı, kurşunu bulamadık katil oradan kesici aletle, muhtemelen yine çakısıyla, almış. Sol kolu da kopuktu, öldükten sonra kestiğini düşünüyoruz. Leman Tüzel'in toplam ağırlığı 88 kilogram, boyu 160 santim. Boyuna göre kilolu bir kadın, çakıyla kesmiş olamaz, daha büyük bir bıçakla kesmiş olsa gerek. Diğer kurbanlarına nazaran daha farklı bir cinayet, ensede tek kurşundan fazlası var ve numarayı göğüs üzerine değil de tuvaletteki aynaya yazmış. Güç de olsa aynaya yazılan numaraları ve Ahu Badem'in göğsüne kazınan numaraları eşleştirdik; aynı kişinin el yazısı. Katil bir kişi gibi gözüküyor, çoklu bir katil durumu yok. Olay yerinde bir ayak izi bulamadık, bir yer hariç; tuvalet. Tuvaletin yerleri biraz pisti, ayakkabının izine dair bir örnek alabildik. Size resmini göndereceğim ama dosyaya da koymuş olacağım zaten."

"Teşekkür ederim, bana yollarsınız." Dedim. "Gerçi dosya tamamsa direkt şimdi geleyim."

"Size dosyayı toparlayıp yarım saat içinde göndereyim komiserim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİLİNMEYEN YÜZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin