Umuyorum ki kalbinde yapraklarında bir deri bot tarafından ezilip yok edilmez

723 36 120
                                    

3~Bölüm Başlığı:Umuyorum ki kalbinde yapraklarında bir deri bot tarafından ezilip yok edilmez

Bugün kütüphanenin karşısındaki küçük kafede heyecanımı dindirmeye çalışırken seni bekliyordum. İlk değil gelişimiz ancak tıpkı ilkmiş gibi hızla atıyor kalbim.
Tahta kapıyı yavaşça açıp yanıma geldin,yüzümdeki gülümseme ile kısa bir hoşgeldin bahşettim sana sonrası gözlerimin içine bakarak yüzümde güzel bir tebessüm yaratan kelimeleri sıraladın.

"Hoşbuldum Sevgilim."

Sen bana sevgilim demeyi seversin.
Sıcak bir gülümseme ile aldığın hafif kahveyi yudumladın, sana ait olan herşey öyle güzel ki, bakışın, elindeki kahveyi tutuşun hatta nefes alışın.
Yorgun gözlerine zıt olan samimi gülümsemen ile baktın gözlerime ellerin ellerimi buldu parmakların parmaklarıma kenetlendi sıcaklığını seviyorum sevgilim demek isterdim ancak başını eğeceğinden yüzünü izleyişimi sürdürmeye devam etmek istiyorum.

"Aklıma buraya ilk gelişimiz geldi çok uzak değil yaklaşık 4 buçuk ay önce yine burada,bu kafede kendini tanıtmıştın ama kendini tanıtmana gerek yok seni zaten tanıyorum diyememiştim"

Yüzünde ki gülümseme büyüdü öyle güzel gülüyorsun ki bazen dünyada görebildiğim tek kişi sen ol istiyorum sevgilim,sadece sen ol. Kaba bakışlar,samimiyetsiz tebessümler görmek istediğim tek şey kusursuz gülümsemen ve güzel gözlerin

"4 senedir sadece yüzünü görmek için -kütüphanelere adımını atmayan ben- sana en yakın masaya oturup seni izliyorum ve Jeong-in Amca'nın işten ayrılacağı gün onunla konuşup seni ona sorduğumu tatlı bir muhabbetin ardından senin hakkında öğrendiğim ufak bilgiler ile sana ısındığımı ve seni istediğimi farkettiğimi bu yüzden de o kütüphanede ki yerine görevi üstlendiğimi"

"Senin için okuduğun yazarların özel basım kitaplarını bir yüksek mebla ile kütüphaneye getirttiğimi ve en önemlisi her gün oturduğun masada bulduğun kurumuş papatyaları benim bıraktığımı da söyleyemedim sana, yapamadım işte belki de bir takıntılı veya yalancı olarak tanı istememiştim beni."

"Sen benim ömrü hayatım boyunca görebileceğim en dürüst,en sadık ve en güzel seven insansın Jungkook bana sevgini ne denli hissediyorum bilemezsin sevgilim,kalbinde zerre kadar kötülük yokki senin bundandır ya beni şefkat ile sevişin."

Yine aynı ortamda daha iyi tanıyoruz şimdi birbirimizi tanışma sohbeti bırakıyor yerini yüzünün her santiminde dalıp dalıp gittiğim güzel sohbetlere herşey seninle güzel sevgilim
Buraya birlikte ilk gelişimizde bizi karşılayan nostaljik sıcacık bir ev misali samimi ortamda, her masanın tahtadan sedirine koyulan battaniyeler ve boydan boya olan camın kenarında otururken üstüne çektiğin battaniye var yine üstünde,o kadar sevimlisin gözlerimi alamıyorum senden.
Her yurdumun için dudaklarına götürdüğün lila rengi kupada ki kahve, senin her yudumunu izlerken ayıplı düşünceler esir alıyor zihnimi sonra dedim ki kendi kendime

"Onun masumluğu aksine onu gördüğün her an böyle hayallere dalma Jungkook."

"Ne hayali sevgilim?"

"Efendim?"

"Onun masumluğu aksine onu gördüğün her an böyle hayallere dalma Jungkook. Dedin ya ne hayali?"

Bakışlarım konuştuğunda hareket halinde olan dudaklarına kaydı ve uzunca orada kaldı.

"Anladım sanırım"

Yanakların kırmızı renginin en açık tonuna dönmüş iken,senin aksine utandığımı hissetmedim o an.
Seni incitecek bir düşünce değildi ki bu

Bibliophilia❦/Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin