ÇELİŞKİ-İKİ YABANCI

2.bölüm;"Sana olan sevgimi kirletme."

2.bölüm;"Sana olan sevgimi kirletme."

Uyku ile uyanıklık arasında bir yerdeydi Dilber. Karnında baskı yapan iri parmakları hissedecek kadar kendinde rüya olabileceğini düşünebilecek kadar da uykuda. Geceliğinin eteklerinden içeriye giren sıcak el usul usul tenini okşarken sinsi sinsi de mahremiyetine doğru ilerliyordu. Tatlı dokunuşların tadını çıkartırken içinde alevlenmeye başlayan şehvet...

Şehvet.
Kendi küçük dünyasında hiç bilmediği bir duyguydu. Ne annesinin ne de komşu ablalarının konuşmalarında duymuştu. Temel cinsellik bilgileri dışında bildiği tecrübe ettiği bir duygu hiç değildi. Hazar Demiroğlunun koynuna girdiği ilk gece o arsız duyguyu tatmıştı. Öyle güzel dokunmuştuki kocası anlatılan korkunç ilk gece efsaneleri yalan olup gitmişti. Kocasının kollarında tükenip yeniden doğmuştu. Akla hayale sığmayacak bir ilk gece yaşamıştı.

Sonunda demişti Dilber kendi kendine. Sonunda mutlu bir yuvam olacak. Çaresizce gelin geldiği konak mezar, giydiği gelinlik kefen olmayacaktı. Bütün mutlulukları bir bir boğazına dizildiği gibi ilk gecesinin sevincinide gün doğana kadar yaşayabilmişti.

Ruhunda inatla bastırmaya çabaladığı arzulu kadın ne yaparsa yapsın ortaya çıkmıştı bir kere ve zaten ıslanmış olan bacak arasındaki sızıyı dindirmeden de geri dönmeye niyeti yok.

Dilber Hazar'ın istekli dokunuşları altında kıvranmamak için verdiği savaşı dudaklarından dökülen inlemeyle kaybettiğini ilan etti.

Aklını tamamen kaybetmeden sırt üstü dönüp kollarını Hazar'ın boynuna sardı. Yüzündeki erkeksi gülümsemesini karanlığa rağmen görüyordu. Kalın dudaklarını boynunda hissedince yine hüsrana uğradı.

Günlerce, aylarca hiç bıkmadan usanmadan öpebilirdi kocasının dudaklarını. Heleki bazen öpücüğüne verdiği karşılık yok muydu... Öyle tarif edilebilecek yanı yoktu.

Geldiği günden beri kaçıncı kez birlikte oluyorlardı bilmiyordu ama kocası onu öpmemişti. Tamam hiç öpmemiş değildi ama Dilber'in hayallerini süsleyen öpücük daha gerçekleşmemişti. Bir defasında isyan edecek hale gelmiş, sormuştu Dilber. 'Sevmiyorum' demiş konuyu kapatmıştı Hazar. Bilmiyordu ki Dilber o öpücük için canını verir.

Yine pes etmedi kendini kurtardığı ilk fırsatta Hazar'ın dudaklarına bir öpücük kondurdu. Hazar'ın geri çekilmediğini ve onu yönlendirmeye çalışmadığını fark edince omuzlarındaki kollarını ensesinde birleştirip kocasının dudaklarına yükseldi. Dudaklarının arasına aldığı alt dudağını emmeye başladı. İçin için yalvarıyordu karşılığını alabilmek için. Sahiplenici dudaklarının vücudunun her yerine dokunduğu gibi dudaklarına da dokunmasını istiyordu.

Çok uzun sürmedi Hazar'ın teslim oluşu. Karısının üst dudağını emmeye başladı. Saniyeler sonrada dilleri birbirine dolandı.

Hasretinden yandığı öpücük kısa sürede doruğa taşıdı Dilber'i. Hazar karısının hassas olduğu noktaları çok iyi biliyordu. Nefessiz kalıpta dudakları ayrıldığında karısının düşmesine izin vermedi. Dudaklarını saten geceliğinin dantel yakasına indirdi.

Sertleşen göğüs uçları üç çocuk emzirmesine rağmen yok denebilecek kadar küçük.

Dantelin üzerinden ısırdığı göğsünü dişlerinin arasına kıstırıp uzun uzun işkence etti Dilber'e.

Dilber'in içini tarifsiz bir hüzün kapladı. Genelde gitmesine yakın Hazar Dilber'le böyle istekli, arzulu sevişirdi. Arzuladığı herşeyi kendisine verirdi.

Geceliği tamamen çıkardı üzerinden. Sonra alt çamaşırını. Çıplak kalmayı seviyordu kocasının karşısında bir tek o zamanlar da utanmıyor, kendini iyi hissediyordu. Yaşantılarının aksine oldukça hareketli bir cinsel hayatları vardı. Bu durum bazen Dilber'in canını sıkardı. Çünkü kocasının sözleri aklına gelirdi.