3.Bölüm; Evlilik yıl dönümü.
"Diyar'ım güzel kardeşim. Nasılsın? İyi misin?" Dedi gurur dolu bir sesle Dilber.
"İyiyim abla. Sen nasılsın? Çocuklar nasıl?"
"Hepimiz iyiyiz. Ne yaptın? Yurda yerleşebildin mi?"
"Evet abla geçen seneki ile aynı odam. Sorun yok."
"Tamam Diyar. Kendinide benide mahcup etme emi güzel kardeşim."
"Merak etme abla sayende bu sene son. Bitiyor okulum."
"Ben birşey yapmadım ki güzelim. Sen çalıştın, başardın."
"Hakkını ödeyemem ablam. Annemden öte sahip çıktın. En önemlisi babama karşı durdun. Arkamda durdun. Annem yapmadı senin bana yaptığını."
"Ben okuyamadım, sen kurtar kendini. Kurtar ki, sende diğer kardeşlerine yardım edebilesin. Onlardan da pek umudum yok ya annem kendi gibi yetiştiriyor onları. Hiç okulda kitapta gözleri yok."
"Abla bizim için herşeyini feda ettin. Onlarda biliyorlar her şeyi. Az çok farkındalar merak etme. Annem ne yaparsa yapsın ben onlarında okuyacağına eminim."
"İnşallah. Ay tamam kız. Ağlatacak mısın beni gene? Hadi kapat şu telefonu. Çenen düştü yine."
"Kızma ablam. Kendine iyi bak."
"Allah'a emanet ol güzel kardeşim."
Dilber telefonunu kapatırken kardeşi için çok seviniyordu. Bu sene üniversiteyi bitiriyordu. Onun için babasına karşı çıkmış, kardeşine destek olmuştu. Kendi gibi olsun istememişti. İlk okulu bile bitirmesine izin vermemişti babası. Kız kısmının okumak neyine diyerek kardeşlerine baksın diyerek okuldan alınmış, küçük yaşta kardeşlerine ikinci anne olmuştu Dilber. Gece gündüz az göz yaşı dökmemişti. Hem annesine hem babasına yalvarmış okula gidebilmek için ama babası izin vermemişti.
Pes etmedi hiç bir zaman Dilber.
Hep okul sevdalısı oldu. Eline geçen her kitabı okudu. Okula giden arkadaşları ona kitap getiriyorlardı. Yazın onların okul kitaplarını alır kendi kendine öğrenmeye çalışırdı. Arkadaşlarından kendisine öğretmelerini isterdi.
Dilber evlendikten sonra da okul sevdası hiç içinden çıkmadı. Açıktan ilk ve orta okulu bitirdi. Hedefinde lise vardı. Üç çocuğun yükü ağır gelince biraz erteledi sadece. Bu sene Yağız'ı da okula başlayınca yine bir heves sardı içini. Açık öğretimden liseye kaydolmak için bir an önce araştırma yapmayı aklına not düştü.
🍀
Çocukların üzerlerini değiştirdikten sonra kendi de kıyafetlerini değiştirip Dilem için yedek kıyafet çantasına koyup odasından çıktı. Alt kata inip salona bağlanan koridora girdiğinde salondan kayınvalidesinin sesi geliyordu.
"Candar'ım, kuzum nasılsın? İyisin inşallah? Ne yiyorsun? Ne içiyorsun oralarda bir başına kurban olduğum?"
Perihan hanım telefonu kulağına koyup görüşme yapmazdı. Kızlar sesi hoparlöre verirdi öyle telefon görüşmesi yapardı. Zaten Dilber salona girerken kayınvalidesinin sorularının ardından Candar'ın sesi duyuldu.
"İyiyim şükür ana. Bir eksiğim yok. Başımın çaresine bakıyorum. Beni merak etme. Hem geleli kaç gün oldu ki?"
"Öyle deme oğul. Bir an aklımdan çıkmıyorsun. Ne yersin? Ne içersin? Ne giyersin? Bir başına oralarda bir türlü içime sinmez. Dedim sana köyden orta yaşlı bir kadın bulalım, baksın sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇELİŞKİ-İKİ YABANCI
General FictionÇELİŞKİ-İKİ YABANCI Öyle yaman bir çelişkiydiki onun aşkı; sevdasının dorukları uçsuz bucaksızken ihanetin acısı kalbinin en ücra köşelerini dahi sızlatıyordu. Canından fazla kıymet verdiği üç evladı vardı. Bütün çabası onlar için kurduğu hayalleri...