BÖLÜM - 3

38 9 2
                                    

~Keyifli okumalar~

Hayat bazen bize küçük hediyeler sunar yaşantımızda dönüm noktası olacak. Kimisinin acıdan kurtuluş biletidir bu hediye. Arkasına bakmadan acıdan koşarak uzaklaşırlar. Kimisinin mutluluğu arkada bırakıp sınava tabi tutulma biletidir. İstemeye istemeye de olsa o sınava tabi tutulur. Kaçış yolu yoktur hiç bir zaman hayatta. En hilebaz siharbazcılar bile ne yaparsa yapsın eninde sonunda yakalanır hayatın tuzağına.

Acıda yaşamın bir kaynağıdır mutluluk gibi. Acı çekmeden mutluluğun değerini anlamayız. Bir şeyin kıymetini anlamak için önce avucumuzdan kayıp gitmesi gerekir.

Uzun zaman önce hiç kimse tarafından değer verilmediğini düşünen Hayal içinde bir dönüm noktası olacak hediye çıkmıştı karşısına. Sadece bunu anlayabilmesi için biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu. Kim bilebilirdi ki hayallerini süsleyen ülkede hak ettiği değeri bulacağını.

Ona uzatılan paketi kararsızca eline aldı. Şaşkınlığı yüzündeki her bir mimikte belli oluyordu. "Bu nedir?" diye bir soru yöneltti karşısında dikilen delikanlıya.

"Küçük bir hediye. Umarım beğenirsin."

Az önce kalktığı yere usulca geri oturdu. Bu paketi şuan burda mı açması gerekiyordu, yoksa ayıp mı olurdu? Ne yapacağını bilmez bir şekilde tereddütle paketi açtı. Onun için içinde ne olduğu önemli değildi. Hayatında birisi tarafından düşünülerek alınmış ilk hediyesiydi. Ama şuan duygusallığa bağlamak istemiyordu. Ne de olsa bunda abartılacak bir şey yok. Öyle değil mi? Elini paketin içine sokup hediyesini çıkardı. Gözlerine inanamıyordu. Şaşkınlığı iki kat daha büyümüştü. Bu pazarda görüp çok beğendiği ama sonra almayı unuttukları şaldı.

"Ama sen bunu nereden biliyorsun?" Bilerek mi almıştı yoksa bir tesadüf müydü karar verememişti. Ama hayatın hiç bir zaman tesadüflere yer vermeyeceğini biliyordu.

Genç delikanlı Hayal'i izlerken oldukça keyif alıyordu. "Sizi pazarda gördük." Lafı dolandırmak yerine açık ve dürüst olmayı tercih etmişti. "Bu şalı çok beğendiğini gördüm. Ama almayı unuttunuz sanırım. Bu yüzden almak istedim."

Hayal gerçekten ne yapacağını bilmiyordu. Kalkıp sarılması mı gerekiyordu yoksa kuru bir teşekkürle tokalaşması mı? Yavaşça ayağa kalktı ve Asaad'ın önünde dikildi. Aralarındaki bariz boy farkından dolayı hafifçe kafasını kaldırıp gözlerinin içine baktı. Bu sırada gökyüzüne toplanmış olan kara bulutlar damlalarını bir bir akıtmaya başlamıştı yeryüzüne. Belki de Hayal'in içindeki mutluluğa eşlik ediyorlardı.
"İlk defa böyle bir hediye alıyorum. Çok mutlu oldum. Teşekkür ederim."

Asaad elini ensesine götürüp ovaladı. İstediği gibi onu mutlu etmeyi başarabilmişti. Bu gece güzel bir uyku çekebilirdi. Hayal'in yüzündeki mutlu gülümsemeyi görmek ona huzur vermişti. İstemsiz bir şekilde bu kızın mutlu olması ya da sevinmesi ona huzur veriyordu. Bu hissettiği ve bir türlü anlamlandıramadığı duyguyu ilk defa yaşıyordu.

Hayal Asaad'ın gözlerine bakarken gülümsediğini sonradan anladı. Tam bir şapşal gibi vücudunun verdiği tepkileri kontrol edemiyordu. Hafifçe parmak uçlarına basıp yükseldi. Ve hiç beklenmeyen bir şekilde genç delikanlının yanağına masum bir öpücük kondurdu. Yağmur giderek hızlandı...

Hayal kendini geri çektiğindeki ikisinin de yanakları kızarmış ve utanmışlardı. Elindeki şalı paketine hızla geri koyup koşarak otele girdi. Bu yaptığı şey de neydi? Kalbi deli gibi atıyordu. Odasına çıkar çıkmaz kapıya yaslanıp elini kalbinin üstüne yerleştirdi. Nefes nefese kalmıştı. Yüzünde şapşal bir gülümseme peydah oldu. Usul adımlarla bahçeye bakan cama yaklaştı. Perdeyi hafifçe kenarıya çekip aşağıya baktı. Asaad yağmurun altında kalmış az önce Hayal'in arkasında bıraktığı boşluğa bakıyordu öylece. Bir süre sonra kendine gelip silkindikten sonra küçük bir gülümsemeyle otele yöneldi. Hayal küçük yaramaz bir kız çocuğu gibi kıkırdayıp perdeyi kapattı. Arkasını döndüğünde karşısında bir anda arkadaşını görünce küçük çaplı bir çığlık attı. Üst üste yaşadığı bu şoklar onu kalpten götürebilirdi. Şikayetçi miydi? Sonuna kadar hayır.

Hintli DamatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin