Hintli Damatlar

BÖLÜM - 4

   
~Keyifli okumalar~

Hayat çoğu zaman sürprizler sunar önümüze. Kimisinin paketinde mutluluk vardır kimisinin ise acı. Aslında hepimize eşit davranamaz hiç bir zaman. Çünkü herkesin taşıyabileceği yükün ağırlığı farklıdır. Bu yüzden bireysel olarak eşit değildir belki ama insanlık için eşittir.

Hayal ise hep acı paketlerle karşılaşmıştı. Seçtiği yanlış yollar ona tecrübe kazandırırken yanlış paketleri seçmesine neden olmuştu. Şimdi ise artık şansı yaver gitmeye başlamış ve mutluluk dolu paketleri bulmayı başarabilmiş gibiydi.

Asad, genç kızın şaşkınlıktan dolayı hareket edemeyeceğini anlamıştı. Aslında bunda şaşılacak bir durum yoktu. İki arkadaş olarak oturup film izleyeceklerini düşünmüş ve bunun için yanına çıkmıştı. Ayrıca hasta olduğu içinde onunla biraz yakından ilgilenmek istiyordu. Bunun nedenini bilmiyordu ama garip bir şekilde ona ilgi göstermek hoşuna gidiyordu.

"Ee, içeri almayacak mısın beni?"

Hayal bir an için daldığı boşluktan silkinerek çıktı. Neredeyse beş dakikadır genç delikanlıyı kapıda bekletiyordu ve utanmıştı. Kenara çekildi. "Kusura bakma. Buyur."

Asad, onu daha fazla utandırmamak için bir şey söylemeden içeriye geçti. Otelin içinde resmen komşuculuk oynuyorlardı.  İkisi birlikte yatak bölümünden ayrılmış televizyonun karşısındaki koltuğa geçtiler. "Biraz rahatsız olduğun için odada kaldığını duyunca yanına gelmek istedim. Film izlemek için güzel bir fırsat bence."

"Aa,  evet. İyi yapmışsın." derken aslında içinden öyle geçirmiyordu Hayal. Çünkü utanmıştı ve kendisini pek de iyi hissetmiyordu. Yine de bunu belli etmemeye çalışıyordu. "Ne içersin?"

Asad elindeki poşeti ve mısırı önlerindeki masaya bırakmıştı. "Eğer rahatsız olmazsan içecekleri ben hazırlayayım." Hayal bir an için bu isteğe bir anlam veremedi. Öylece Asad'ın suratına bakmakla yetindi. "Hasta olduğun için diyorum." Sormasına gerek kalmadan genç delikanlı açıklamasını yapmıştı bile. 

"O kadar abartılacak bir şeyim yok ya." deyip bir anda ayağa fırlamıştı Hayal. Bu ani çıkışı ikisini de güldürmüştü. Ama Hayal eğlendiği için değil utangaçlıktan dolayı yaptığı saçma hareketlerine gülüyordu. Resmen eli ayağı birbirine dolanmıştı. Bu heyecanın nereden geldiğini bir türlü anlayamıyordu.

Gidip ikisi içinde mini buzdolabından kola çıkarmıştı. Bu arada da derin nefesler alıp kendini sakinleştirmeye çalışıp durumu daha fazla abartmamayı umuyordu. İki arkadaş olarak bir şeyler yapacaklardı. Ve bu bir erkekle ilk bir şeyler yapışı değildi. Onu heyecanlandıran tek şey yıllardır internet üzerinde konuşmak  zorunda olduğu Hintlilerle şimdi yüz yüze konuşabiliyor olmasıydı. 

Elindeki kolalarla Asad'ın yanına geri dönmüştü. Asad'da poşettekileri masaya boşaltmış bir de yanında getirdiği film sidisini televizyona takıyordu. Hayal bir şey demeden koltuğa oturup beklemeye başlamıştı. Asad eline kumandayı alıp Hayal'in yanına oturduğunda filmi başlatmıştı.

"Bu, Salman Khan'ın oynadığı en sevdiğim film. Senin de hoşuna gidebileceğini düşünüp yanımda getirdim."

Ekranda Sultan yazısı belirdiğinde Hayal filmin adını öğrenmiş oldu. Bu filmi Türkiye'deyken duymuştu ama izleyememişti. Bu yüzden izlemek istediği bir film olmasına sevinmişti. "Bu filmi duymuştum ben. Ama burada yeni vizyona girdiği için Türkiye'de izleyemedim."

Asad kafasını sallayıp küçük bir tebessümle memnuniyetini belli etti. Film başlamış ikisi de filme adapte olmuştu. Bir yandan kolalarını içerken diğer yandan bir şeyler yiyor, serin yaz akşamını tadını çıkarıyorlardı.