Bir Tanrı Hikayesi

23. Bölüm: Kaledeki Hain

@emirerdogan3 isimli takipçime ve sınıf arkadaşıma ithaflıdır

Kaan, Sofiya ve Mai siyah alandan çıktığında hiç zaman geçmemişti. Kaan Trinitiler ile özel olarak konuştu ve onlara daha adını bile bilmediği bir akademiye kayıtlı olduğunu akademiye başladığı zaman onlarla tekrardan irtibata geçeceğini ama şimdilik hayatlarına bu gün yaşanmamış gibi normal seyrinde yaşamalarını emretti.

Mai ise Sofiya ile beraber diğer ikisinin eğitim yaptıkları yere gitti.

Kaan ve diğerleri büyücü okulunda kiler den birinin açtığı portal ile hedeflerine varmışlardı.

Kapıdaki askerler Prensesi gördükleri gibi onları içeri aldı. Kon ve İvi zaten içeri girdiler. Dişlerde içeri girdi. Büyük bir salonda kocaman bir yemek sofrası kurulmuştu. Kaan ve dişlerde Kon ve İvi gibi masaya oturdu. Masada ekstradan prenses ve Kral Markın kardeşi Marko vardı. Her dolu iki sandalyenin ortasında bir hizmetkar bekliyordu. Markonun bir el hareketi ile kadehlere içecek dolduruldu. Prenses alkolü sevmediği için içecekler alkolsüzdü. Tabi bunda Ruh salonunun da alkole karşı olmasının payı vardı ama neyse. Kaan dolmuş kadehini ağazına götürdü ve kokladığı gibi yerine bıraktı ellerini masaya vurdu ve masadakilere

"İçeceklere dikkat edin içlerinde zehir olabilir. Gölgelerim yükselin ve hizmetkarları tutun. İçecekleri ve yemekleride kontrol etmeyi unutmayın." Yıllar içerisinde gelişmiş ve kendi ismini açmış olan vampir gölgesi Vlad ada "Senindir sorgula geri kalanına istediğini yapabilirsin."

Hizmetçinin on dakikalık acı dolu çığlıklarından sonra Vlad tekra ortaya çıktı. "Efendim bu bok parçasının üyesi olduğu tarikatın bir çeşit simgesi dövme olarak yaptırılmış." dedi.

Yinede buradaki bütün hizmetkarlar kadın hemde en güzellerinden olduğu için bir kadın yada kızdan isteye bilirdi. Aslında sorun etmezdi ama burada yanlış anlaşılabilirdi.

(Kaan) "Morgana Şunun sırtına bak bakalım nereye üyeymiş görelim."

(Morgana) "Neden sen bakmıyorsun? Yoksa utandın mı?"

(Kaan) "Hayır sadece yanlış anlaşılabilir ve benim kızları taciz ettiğim söylentisi yayılabilir."

Morgana cevap vermeden kalktı ve kızın sırtını kıyafetlerini yırtarak açtı. Bu sırada kızda ağlamaya başlamıştı. Bunlar aslında Timsah göz yaşından başka bir şey değildi.

(Morgana) "Bunun sırtında bir şey yok"

(Kaan) "Birde ben bakayım."

Cümlesinden sonra sol elini geri çekti ve hızlıca kızın sırtına doğru hareket ettirdi. Bu yöntemle kızın sırtında eğer gizleme yeteneği var ise ortaya çıkacaktı.

Haklıda oldu gerçekten bir işaret ortaya çıktı. Bu işaret dört adet farklı renkte şerit idi. sırası ile biri yukarı doğru arada boşluk kalacak şekilde alt tarafından  başka bir şerit aşağıya doğru, Yine boşluk bıraktıktan sonra yukarı ardından tekrar aşağı. Her biri farklı renklerde idi. Sırası ile Kırmızı, Siyah, Beyaz ve Soluk renkli dört çizgi.

(Kaan) "Bu dövme Mahşerin dört atlısını simgeliyor. Baş rahip Kon bu konuda bir bilginiz varmı acaba?"

(Kon) "Evet Atlılar Organizasyonu olmalı. Bu topluluk iblisler ile işbirliği yapıp pis işlerinde kullanır. Amaçları Dört Atlıyı; Şavaş, Kıtlık, Ölüm, diğerini unuttum neyse onları geri getirmeye çalışıyorlar."

(Kaan) "Neden böyle saçma bir amaç edinmişler?"

(Kon) "İnan bunu bende bilmek istiyorum"

Kaan kıza bakarak