Faith Maria - NVM
***
Gece miydi bu karanlığın sebebi?
Yoksa içine sürüklendiğimiz bu kirli geçmişin bizi bırakmayan inadı mıydı etrafımızın külfeti?
Daha aydınlık bir sabaha çıkar mıydık her şeye rağmen? Yoksa daha da boka batar mıydık bu işin sonunda...
Belirsiz...
Ve bu belirsizlik beni fazlasıyla yoruyordu artık, Namjoon'un bulduğu sinyal ile bir umuda kapılan yanımız da çok geçmeden hüsrana uğramıştı.
Yeterince elimizden bir şey gelmezken, Jimin denen çocuk eklenmişti bir de, Taehyung ile yaptıkları uzun tartışma sonucu odamdan kulak misafiri olduğum kadarıyla bir şekilde Taehyung'u ikna etmişti.
Ancak bize ne gibi bir yardımı dokunabilirdi bilmiyordum. Her fazladan kişi yanımda dibe çektiğim biri demekti ve ona ne kadar güvenebilirdik? Bu konu da fazlasıyla muallaktaydı.
Taehyung için anlam ifade eden biri olduğu ortadaydı. Güvenebileceğim sayılı insandan biri o, belki de babasının yetkilerini kullanarak bize avantaj sağlayabilir ancak yine de işin içine çokça girmesini istemiyorum demişti Jimin için.
Her ne kadar Taehyung'un söyledikleri kafama yatmasa da, içimde bir yerler de onun söylediklerine sorgusuz sualsiz güvenen bir yanım vardı ve ben buna karşı gelemiyordum artık.
Tüm bu içimde peydahlanan güven duygusana rağmen, yine de dün planladığım gibi evden Taehyung ve Namjoon'un uyuduğu anladığım gibi çıktım, eğer risk almazsak atmadığımız her adım ayağımıza dolanacaktı, babamın bıraktıklarını bulmak uzun bir zaman alabilirdi ve benim o kadar sabrım yoktu.
Arabaya atladığım gibi hatırladığım kadarıyla şehre doğru ilerlemeye başladım. İlk işim mektuba ulaşmaktı, her ne kadar yüzlerce defa okuyup ezberlemiş bile olsam da mektubu, gözümden kaçan bir kaç ayrıntı olabilirdi ve şuan o ayrıntılara çokça ihtiyacımız vardı.
İkinci durağım ise çoktan belliydi...
Sadece önce o uçuruma ulaşmam gerekiyordu.
Karanlık her yeri esir almışken ve ayak bileğim hala sızlarken zor da olsa arabadan inip, el feneri ile çevreyi taramaya başladım. Bu saatte benden başka birinin burada olacağını zannetmiyordum ancak yine de işimi bir an önce halledip, o günü fazla hatırlamadan defolup gitmek istiyordum buradan.
Zor bir yere gizlememiştim, bu yüzden de büyük kayalıklara ulaşıp, yanındaki bir kaç ufak taşı kaldırıp mektubu gömdüğüm yeri kazmaya başladım. Gömerken de fazlaca eşelememiştim ve şuan buna şükür ediyordum.
Zarar görmemiş olan mektuba ulaştığımda cebime attığım gibi, hava aydınlanmadan bulmam gereken daha önemli bilgiler olan yer için hareketlendim.
Saate baktığımda çoktan bir saat kaybetmiştim bile ve acele etmeliydim. Taehyung'un evinin adresi hala aklımdaydı. Navigasyona adresi girdiğim de yarım saat uzaklıktaydı. Havanın aydınlanmasını istemiyordum, karanlığın herşeyi sakladığı gibi şuan beni de saklamasını umuyordum sadece.
Yarım saatin sonunda mahalleye yaklaştığım gibi, arabanın fenerlerini kapatmış ve kuytu bir yere park etmiştim. Evin hala gözleniyor olma ihtimali oldukça yüksekti ve görünmeden içeri sızmam gerekiyordu.
Kamera kayıtlarından izlediğim kadarıyla arka tarafta mutfağın bahçeye açılan bir kapısı vardı ve şansım yaver giderse eğer zorlanmadan içeri girebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touch The Past Love を
Fanfic"Öyle bir öp ki, bu cehennemden çekip çıkar beni... Ve tüm çektiklerine değdi desinler." {Son part hariç tamamlandı} #aksiyon #gizem #romantik #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 10.10.2018 ©Jey