Alan Walker - Sing me to sleep
***
Güzel bir uyku?
Kesinlikle hayır...
Beni bunaltan, eskiye dair ne varsa aklımın küflenmiş raflarına gömdüğüm anılar bir bir ve kabuslar eşliğinde peşimi uzun zamandır bırakmıyordu.
Geçmişin travmatik olaylarını yavaş yavaş belleğime geri yerleştiren ne varsa, o küçük bedenimin soğuk dört duvar arasındaki can çekişi yine yakama yapışmıştı.
Neden böyle bir yerden başlamıştım hayata?
Bu, küçük ve aile sevgisi nedir bilmeyen bedenim için oldukça fazlaydı.
Yetimhaneden sonunda bir ailem olacak diyerek mutlulukla çıktığım ana kadar geçen süre, aklımdan atmak isteyip bir sülük gibi beynimi emen anılar, onların kaybıyla tekrar gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Ve ben dağılıyordum...
Eskiye dönmek ise, şuan için yeni bir intihardan farksız olurdu.
Soğuk odanın köşesinden izlediğim yerde ağlamaktan bitik ve can çekişen halim beni daha çok dağıtıyordu.
Hayır, hayır, hayır!
***
Omuzumda hissettiğim baskıyla açılan gözlerim, ter içinde kalmış bedenimle kabustan çıkmamı sağlayan elin sahibine bakarken, endişeli gözleri üstümde ve beni uyandırdığı için tedirgin olmuş bir Taehyung vardı karşımda.
''Geçti... Geçti, sadece bir rüyaydı. Güvendesin.''
Terden ıslanan saçlarımı alnımın üstünden çekerken, hızlanmış olan kalp ritmime rağmen karşısında bir çocuk varmış gibi kurduğu birkaç cümleye karşı gülme istediğimi zor bastırmıştım.
Sanki yanındayım imajı verir gibi kolumdaki elini yavaşça aşağı yukarı sürterken, yüzünde yine o garip ama bir o kadar huzurlu hissettiren bir şeyler vardı.
Uyku sersemi saçma sapan düşüncelere kayan aklımı dağıtmak isteyerek, hızla bozduğumda göz kontağımızı, çatılan kaşlarım ile elini hızla üzerimden çekmiş ve yattığım yerden dikleşerek nefeslendim
Bu zamana kadar gayet iyi idare ettiğimi düşünüyor ve bunun için bir günlük tanıdığım birinin yanındayım laflarına da ihtiyacım olduğunu zannetmiyordum.
Tabii bu artık tükenme sırına gelerek, kendimi serin sulara gömmeden öncesi için geçerliydi fakat şuan konumuz bu değildi.
Üstüme örtülmüş pikeyi kaydırıp gözümün önüne gelen birkaç kesik sahneyi silmek için sıkıca gözlerimi kapattığımda, yanımdaki hareketlilik ile tekrardan açılmışlar ve yine eskiye dönmüş ifadesi ile donuk bakışları üzerimde olan Taehyung, karşımdaki tekli koltukta yerini almıştı. Bir süre avuşturduğum gözlerim uykudan arındığında, hafifleyen baş ağrısı ile,
''Saat kaç?'' dedim.
''Üçe geliyor.''
Kollarını koltuğun kolçaklarına koyarak, iki ayağını çaprazlayıp geriye yaslanmış ve gözleri üzerimde gezinirken, söylediği saat için fazlasıyla dinç görünmüştü gözüme.
''Sen neden uyumadın?''
''Namjoon'la biraz araştırma yaptık. Sonrasında da uyku tutmadı.''
Anladığımı belirtmek için kafamı hafifçe sallarken, demek uykudan muzdarip olan sadece ben değildim.
Jimin denen herif de ortalarda görünmediği için gittiğini düşünürken, ikimizin de şuan uyanık olması konuşmak için iyi bir fırsat sunuyordu bize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touch The Past Love を
Fiksi Penggemar"Öyle bir öp ki, bu cehennemden çekip çıkar beni... Ve tüm çektiklerine değdi desinler." {Son part hariç tamamlandı} #aksiyon #gizem #romantik #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 10.10.2018 ©Jey