Gece gökyüzü...
Nebula...
Hayır, evren.
Kolloidler...
Sıradan bir gün garip bir taş ozon tabakasından dünyamıza giriyor. Ondan sonra her yer şiddetli bir şekilde sarsılmaya başlıyor. Bu kadar uzaktan bile hissedebiliyorum.
Sular yükseliyor. Mavi rengi artık yemyeşil...
Hava tozla kaplanıyor. Kaçacak bir yer yok, saklanacak bir yer yok.
Kan damarlarımızda hızla akıyor, nefeslerimiz zorlukla alınıp veriliyor. Sonra sessizlik...
Sadece tanıdık bir sesin bildiğim bir melodiyi mırıldanmasını duyuyorum.
Sıcak bir el saçımı okşuyor.
Onun yatıştırıcı sesi bana umut veriyor.
Yeniden buluştuk. Ben buradayım Taehyung...
////****////
" Asyalı tut onu! " diye bağırıyor arkamdan gelen adamlardan biri.
" Neden? "
Sesini duyduğum anda kalbim atmayı bırakıyor, nefesim kesiliyor, bayılıyorum...
Benzinin güçlü kokusu burun deliklerimi doldurduğunda gözlerimi açıyorum. Tavanda sarı bir ampul yuvarlak çizerek sallanıyor. Bağırıp yardım istememem için ağzım bir kumaş parçasıyla kapatılmış durumda. Nerede olduğumu ve ne durumda olduğumu anlamaya çalışıyorum. Rutubetli bir başka kumaş parçasının üzerinde yatıyorum. Üzerime de bedenimi sıcak tutmak için neredeyse parçalanmak üzere olan eski bir battaniye örtülmüş. Soğuktan ölmemem için böyle bir şeyi düşünecek kadar insanlığın hala içlerinde kalmış olduğuna şaşırıyorum.
Hareket edemiyorum. Ellerim ve ayaklarım sıkıca bağlanmış. Kenarda eski ve parçalanmış bir araba olduğunu görebiliyorum. Etrafta hurdalar var. Hızlı bir taramadan sonra buranın eski bir hurda deposu olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir insan sesi yok, sadece bir yerlerde yere damlayan suyun sesi geliyor. Bir başka koku da benzin kokusuna karışmış: Sigara. Şaşırtıcı bir şekilde daha önce bakmamış olduğum bir köşeden yükselen dumanları görüyorum. Biri beni izliyor. Kahretsin! Hala uyuyormuş numarası yapmalıydım. Şimdi bu kişi de varlığını fark ettiğimin farkında olmalı.
Hırsızlar tarafından kovalandığımı, sonra bir adama çarpıp yere düştüğümü hatırlıyorum. Sonrasında kendimden geçtim çünkü adamın sesi onun sesine çok fazla benziyordu. Sadece tek bir kelime söylemiş olsa bile...
Jungkook...
Aklımı kaçırmış olmalıyım. Jungkook öldü diye kendime hatırlatıyorum. Ama... Bedeni bulunamadı. Tanrım, eğer varsan, lütfen bu maskaralığı çözmeme yardım et. Adam sandalyeden kalkıyor, benden uzaklaştıktan sonra ışıkları kapatıyor. Kapının kapandığını duyuyorum. Beni yalnız bıraktı. Ve dünya yine benim için çok karanlık ve soğuk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ötenazi - Taekook
FanficAşık olduğumuzda her şeyi unuturuz. Sevdiğimiz dışında her şeyi... Aynı ölüm gibi büyük bir unutuş...