" Hiç onu sevdiğini söyledin mi? "
" Asla. Sana söyledim mi? "
Bir kez daha gözlerimiz buluşuyor ve ona cevap vermek için konuşmak zorunda değilim.
////****////
" Neden böylesine yaralanma pahasına o depoya dönmek istedin? " diye nazikçe soruyorum. Cebinden bir şey çıkarıyor, benim cep telefonum.
" Gerçekten içindeki resimlerimi görmek istedim. " diyor zayıf bir sesle. " Bu yüzden seni getirdiğimiz gece bindiğin arabayı aradım. "
Bir kez daha ellerimle yüzünü kavrıyorum ve yüzlerimiz arasındaki mesafeyi kapatıyorum. " İzin ver seni iyileştireyim. " diye fısıldıyorum. Sol gözünün üzerindeki yaraya yumuşak bir nefes üflüyorum ve dudaklarımla hafifçe dokunuyorum. Şakaklarına, yanaklarına ve dudağının hemen kenarındaki noktaya dudaklarımı dokunduruyorum ama dudaklarına dokunmuyorum. Geri çekiliyorum. Bana çok yoğun bir şekilde bakıyor ve birden uzanıp tişörtümün önünü kavrayarak beni kendine çekiyor, kendi dudaklarıyla dudaklarımı yakalıyor.
Beni öpüyor.
Tanrım beni gerçekten öpüyor.
Affet beni Milo. Aşkım çok bencil. Jungkook'u hiç kimseyle paylaşamam.
Arabada uyumaya başlamamızın üçüncü gecesinde yine gökyüzüne bakıyoruz. Bu sanki uyumadan önce yaptığımız bir çeşit rutine dönmeye başladı.
" Olanlardan pişman mısın? " diye bana soruyor.
" Pişmanlık benim sözlüğümde olmayan bir şey. " Başımı çevirerek ona bakıyorum. " İlk defa beni dudaklarımdan öptükten sonra da aynı soruyu sordun. İlk defa seviştiğimiz geceden sonra da bana " Dün geceden pişman mısın? " diye sordun. Sana o zaman " Senden asla pişman olmam. " dedim." Jungkook yavaşça bana doğru dönüyor.
" Bunları hatırlayabilmeyi dilerdim. "
" Ah! Cep telefonum! "
Aniden hayatımızı riske ederek depoya gitmemizin nedenini hatırlıyorum. Çabucak kalkıp arabanın torpido gözünden cep telefonumu alıp uyku tulumuma geri dönüyorum. " Ama hala şarjı var mıdır ki? " diye kendi kendime soruyorum. " Deponun içinde bulduğumda içine bakmak istedim ama yapamadım. Şifresi vardı. " Elimi tutarak ekrana bakmaya çalışıyor. Ciltlerimizin temas etmesi beni gülümsetiyor. " Bir şansımızı deneyelim bakalım. " Telefonumu açıyorum şarjı var ama çok az. " Şifre senin doğum günün. " Ekranın aydınlanmasını izlerken " Ah... " diyerek ciddi bir şekilde onaylıyor. Sınav sonuçlarını bekleyen bir öğrenci gibi gergin görünüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ötenazi - Taekook
FanfictionAşık olduğumuzda her şeyi unuturuz. Sevdiğimiz dışında her şeyi... Aynı ölüm gibi büyük bir unutuş...