"Günaydınnn!" Kafamı sıramdan kaldırdığımda sıra arkadaşımla karşılaştım ah yine o gıcık!
"Hı hı" saçlarımı çektiğinde elinden tutup ittim.
"Uyansana daha bana fizik çalıştıracaksın" çantasını sıraya bıraktığında hemen yanıma oturdu.
"Benim neden bundan haberim yok" dedim kafamı kaldırarak.
"Şimdi oldu işte" dedi gülümseyerek. Şapkamı kaldırıp, yüzüne baktım.
"Çok beklersin o zaman" omzuma dokunduğunda köpek yavrusu gibi bakıyordu.
"Hadi ama.." Omzuma masaj yapıyordu.
"Biraz daha sağa.."
"Ohh tamam orası"
"Bulut.."
"Hıı.." rahatlama ile mayışmıştım.
"Benden başkası sana masaj yaptı mı?"
"Hayır" ağzından çıkan anlamadığım sesle sırtıma sarılmıştı.
"Böbreğim ağzımdan çıkacak Mete!"
☘☘
"İşte bu yüzden burayı 10N bulduk anladın mı?" Kafasını olumsuz anlamda salladı,
"Bu 2728727272.kez anlatışım"
"O zaman 2728727273.kez anlat"
"Oldu paşam başka emrin?" Gülümseyip yüzümün önüne düşen saçlarımı okşayıp kulağımın arkasına attı.
"Sen.."
"Zaten bu gidişle hamile kalıcam senden"
"O da olacak Bulut, hem senden güzel anne olur"
"Aynen aynen sorma"
"Ee hadi anlat kuzum" bıkmış bir ifadeyle ona baktığımda o hiç oralı olmamış, sabırsızlıkla anlatmamı bekliyordu.
"Bu son!"
"Hı hı"
"Bunun kökünü alıp, şununla çarpıyoruz ve bu kenarı bulduk böylece, sonra.."
"Bulut.."
"Yine ne var"
"Bu etik değil!" Güldüm, bu çocuk 1 Nisan şakası gibiydi.
"Etik olmayan nedir?"
"Biri seni çarpsa bölse ve sonucunu bulsa hoşuna gider mi?" Gözlerimi devirdim.
"Sen sayısala sadece benim için geçtin değil mi?"
"Evet tabiki"
"Baya belli oluyor da "
....
Gece bütün sessizliğini ortaya koymuş, ışığa perde olmuştu. Genç adam, dudaklarını aralayıp hala yanan sigarayı sıkıntıyla çekti.
Hala tuhaf düşünceler beynini yormaya, kalbini sıkıntıyla sıkmaya devam ediyordu. 'Çık git bu hayattan!' Dedi iç sesi, bu çocuğun bir an önce gitmesini istiyordu. Ona zarar vermek istemiyordu ama biliyordu onu ne zaman görse atakları başlardı. O, zayıf adamın acı çektiğini her görüşünde buna göz yumuyordu.
"Ah lütfen öleyim" dedi sessizce, ve nefes aldı. "Dünya iyi insanlar için yaşanılması zor bir yer" sigarayı yere atıp çiğnedi. Hırıltılı bir öksürük sonrası boğazının ağrıdığını hissetti.
🍃🍃
Sarışın çocuk, adımlarını hızlandırarak evine en hızlı gitmeyi istiyordu. Montunu iyice kendine çekerek, ceplerinden eldivenlerini çıkardı.
Soğuk hava, burnunun kızarması için geçerli bir sebepti. Gözlerinden yaşların düşmemesi için dua ediyordu soğuk hava her zaman onun en büyük düşmanıydı.
Duyduğu ses ile kafasını sese doğru çevirdi. Uzun boylu bir adamın sesli bir haykırışıydı. Büyük taş duvara elini kanıtlarcasına vuruyordu. Şaşkınlığını gizleyemediği her haliyle belliydi durup bekledi bir süre..ama değişen bir şey yoktu aksine ellerini daha hızlı vuruyor parçalanırcasına sürünüyordu. Işık parlaklığıyla kanın süzülüşünü görebiliyordu.
Bağırıyordu, herkes duyuyor ama tepkisizdi. Kimleri sadece yürüyerek geçiyordu ama Mete, endişeyle izliyordu. Arkadan bu kadar korkutucu görünen adam'ın yüzüne baktığında nasıl bir duygu içinde olacağını tahmin edemiyordu.
Ellerini, hissedilmeyecek hafiflikte dokundurdu. Şiddetli nefes alışı göğüs kafesini yırtacak cinstendi. Gözlerini kapattı genç adam, arkasında ona yardım etmeye çalışan Mete'yi hissediyor, midesini boşaltmamak için direniyordu. Konuşmak için araladı titreyen dudaklarını, anlamsız bir çok sözcük çıktığına emindi ama bunu umursamadı. Eğer ölecekse tek başına ölmeyi yeğlerdi. Kimseye onun bu zayıflığını görmek istemezdi, çünkü o hep güçlü rolünü oynamış iyi bir oyuncuydu ama şu an her şey kontrolü dışında gerçekleşiyordu.
"Git..!" Nefesleri soluksuz, sanki yaşamak için direnen birine aitti. Bir nefese muhtaçtı, o bir nefes ölümüne neden olabilir ya da yeni bir hayat sunabilirdi..
Soluk borusundan geçen nefes boğazını yırtacak gibiydi. Nefes almanın verdiği rahatlıkla kaldırımda buldu kendini.
"İyi değilsin" Montunu çıkarıp üstünü örtmek istedi karşısında titreyen adama, bu adamın kendisinden ne kadar nefret ettiğinin farkındaydı. Ama o, onun ne kadar zor bir durumda olduğuna şahit olmuştu.
Gözleri, korkuyla bakıyordu bu sefer. Alnında biriken terler, gözlerinden düşmemeye yemin etmiş göz yaşı ve titreyen ellerinin montu tutmaya çalışması..bu Bulut'un en aciz haliydi.
"Lütfen git, ve kimseye bunu söyleme!" Karşılarını çatmaya çalışmış ama başaramamıştı, yine de kasılan çenesi onu korkutucu göstermeye yetiyordu. Böyle bir durumda bile sinirli ve berbat birine dönüşebiliyordu.
"Sen.." lafını tamamlamasını engelleyen büyük bir öksürük duymuş ve olduğu yerde olanları izlemişti. Bulut, ellerini yere bastırarak midesinde kalan son parçayı çıkarmış ve sesli bir küfür etmişti. Bu sefer gözlerindeki yaşlar usulca intihar etmişti yanaklarından, ve rahatlamış bir şekilde kafasını duvara yasladı,
'Aptal Adam!' Diye geçirdi içinden Mete. Oradan uzaklaşmak ve bunları unutmak istese de her zaman aklının bir köşesinde hazır bekliyordu sanki. Bulut'un titremeleri, dökülen gözyaşları ve sessiz fısıltıları.
Uzun bir süre başında bekledi Mete taki uyumuş olduğunu görene kadar. Ellerinde küçük ama derin izler vardı, ve gergin yüz hatları..
"Burada olmana izin veremem"
☘☘
Gözlerimi araladığımda kıpırdayamadığımı hissettim. Bedenim biri tarafından sıkılıyor, hareketlerim kısıtlanıyordu.
Bir kokuyu çok yakından duyuyordum, ama bakamayacak kadar yorgun ve onun etkisi altındaydım..
Kollarımı kaldıracak gücü bulamıyordum,